Kamil Sümbül’ün gönderdiği bir yazı
Merhaba Bibioğlu,
Amerika’daki dosttan bana gelen e-maili olduğu gibi sana göndermiştim, uğraşıyor, umarım bulur. Neyse son iki yazın(*) beni hem efkârlandırdı hem de Ahmed Arif’in şiirini yorumlarken; şiir, edebiyattaki yeri, kalitesi, şiiri şiir yapan gerek özel koşulları gerekse onu evrenselleştiren özelden tüm insanlığın değerlerine hitap etmesi vs… yorumlarınla şiir sanatının hakkını vermiş olman beni sevindirdi. Zaten Gecenin Islığı kitabında bu düzeyin çok netti. Şiir yazmak, diğer edebi konuları yazmaktan çok zordur. Bir konuyu edebi olarak bir kaç sahifede anlatmak ancak mümkünken, şiir de bunu bazen bir-iki dizede ifade etmek zorundasın. Ahmed Arifin şiirlerindeki ritim, lirizm, didaktik, imge yani yorumladığın her nokta bizlerin yaşamına, duygularına hitap ediyor, onun için bir anlamda, Ahmed Arif’le büyüdü bizim nesil. Ben Ahmed Arif’in şiirlerinde, hapishane sonrası yaşadığım bazı duyguları, bu duygular aradan 22 yıl geçmesine rağmen peşimi bırakmayan “Yenilen, yenilginin, yani mağlup olma” duygusunu taşıyan insanların içine düştüğü duyguyu buluyorum. Bu duyguyu ortaya çıkarıp netleştirmem lazım yoksa yakamı bırakmayacak. Ahmed Arif’in birçok dizeleri, banim o duygularımı karşılıyor, bilmem ne dersin?
Beni efkârlandıran yazın da içki ile ilgili belirlemelerin, efkârlandım ve şu an karşı karşıya oturup birer kadeh atmayı ne kadar arzu ettim!
Fatih’in Hocası Gürani’nin Kürdistanlı olduğunu duymuştum, fakat detaylı olarak yazından öğrendim. Selamlar…
Kamil Sümbül
15 Mart 2007
(*) Söz konusu yazılar aşağıda: