“Eleştirmesi de güzel”

1 min read

Gülşah Kaya’dan aldığım bir yazı

Çok selam ederek başlamak istedim… :))

Evet yazılanları büyük zevkle bende okudum Huneyn Kaygusuz ve Kamil adlı şahsın yazdıklarını.(*) Tarımın geliştiği ilk yer Orta Doğu’da verimli hilal adı verilen bölgedir.

İlk defa tarıma alınan buğdayın ana vatanının, Urfa ve Diyarbakır arasındaki Karacadağ olduğu bilinmektedir. Tarımın başladığı yerlerdeki bitkiler de farklıdır. Bunlar sırasıyla belirtilmiştir hepsini yazmasam da aralarında Anadolu’da Cafer höyük (Malatya) Çayönü ( Diyarbakır), Hallan Çemi (Batman), Nevali Çori (Urfa) ve Göbekli Tepe ( Urfa) verimli hilal üzerinde bulunan Neolitik, yani Yeni Taş Çağ’ında köy yerleşimlerinin en önemlileri olduğu bilinmektedir. Verimli hilal ürünleri buğday, arpa, bezelye, ve mercimektir.

İç Anadolu’da ikinci bir Neolitik bölgesi olarak Çatalhöyük (Konya), Suber (Konya), Canhasan (Karaman), Hacılar (Burdur), Aşıklıhöyük (Aksaray) olarak bilinmektedir.

Mezolitik (Epipaleolitik) Çağ’da alet yapımında kullanılan hammadde genellikle çakmak taşı ve obsidyendir. Mezopotamya’da bulunmayan zamanla obsidyen (lav veya cam, volkanik renkli taş olan) Doğu Anadolu’dan getirtilmiştir, yazılan bilgilere göre.

Ve okuduğum bilgiler dâhilinde;

Paleolitik Çağ’dan itibaren (Yontma/ Eski Taş Çağı) İnsanlar yaşamaya başlamışlardır. Özellikle Kuzey Mezopotamya’da Zagros eteklerinde yaşamışlardır. Nedeni ise Zagros eteklerinin bol yağışlı olmasıdır.

Sayın Kamil’in sizin kitabınızdaki Mezopotamya ve bugünkü adı ile adlandırmanızı eleştirmiş. Fakat Tarihte Fırat ve Dicle nehirlerinin bulunduğu iki ırmak arasındaki Mezopotamya bir coğrafi terimdir. Bu kitaplarda da böyle geçmektedir. Bugünse coğrafi adlarıyla Güney Doğu Anadolu olarak bilinmektedir. Bunları da düşünmüştür Sayın Kamil kendisi de ama yine de içindeki sese kulak vererek sanırım bile bile eleştiride bulunmadan edememiştir. Ama eleştirmesi de güzel, bizlerin de okuyup düşünmemizi bir kez daha sağlamış oldu.

Yazılarınızı hep elimden geldiğince okuyorum.

Yürekten Sevgiler…

29 Mart 2010
Gülşah Kaya

(*) İlgili yazı aşağıda:


Bir cevap yazın

Your email address will not be published.