İstanbul Gezisi

okuma süresi: 2 dk.

Nurettin Değirmenci’den aldığım bir yazı

Yazı ve konuşmalarınızda sıkça düzeltme yapıyorsanız; düşüncelerinizdeki yanlışları kendi kendinizle tartışınız.

Saat 18 otobüsü ile İstanbul’a hareket ettim. Yolculuğumu normal koşullarda tamamladım. 8 Ekim 2009 günü Çinlilerin tertiplediği toplantıya katıldım. Toplantı üç saat sürdü. Toplantıdan sonra başka bir iş görüşmesi için Ümraniye’ye uğradım. Gerekli görüşmelerden sonra Beyoğlu’na hareket ettim. Bir pastanede oturarak Ceren, Seda ve Pınar’ı beklemeye başladım. Kızlarla saat 18.30 civarında buluştuk. Onlarla akşam yemeği için lokantaya gittik. Yemekten sonra kahve içtik ve saat 21’de eve dönmek üzere otobüse bindik.

Evde iki saat sohbet ettik. Onları seçecekleri bir konuda araştırma yapmaya yönlendirmeye çalıştım. Saat 24 civarında uyuduk.

Sabahleyin saat 7’de kalktık. Kahvaltı yapıp evden çıktık; kızlar okula, ben Şahin Gökdere’nin yanına gitmek üzere otobüse bindik.

Şahin’in yanına saat 11,30 civarında vardım. Biraz sohbet ettik. Sonra birlikte öğle yemeğine çıktık. Şahin, “Dayı, Utku’nun eczanesinin açılışı var. Oraya gitmek ister misin? Ben gidemeyeceğim” diye, açıkladı. Adresi alarak Utku’nun yanına gittim. Utku’nun eczanesi Başakşehir’dedir; açılışla ilgilenen Sevgi, Müslüm, Utku (Üzülmez)… Gülerek beni karşıladılar. Oturup, gelenlerle sohbet ettim.

Özellikle, trafik kazasında belden aşağısı felç olan Feyyaz Tolan öğretmenle karşılaşmam benim için büyük kazanç oldu.

Kendi kendisi ve çevresi ile barışık bu öğretmen, başta kızı ve eşi olmak üzere herkese yaşama sevinci aşılıyor. Gülerek, çevresine neşe saçarak, girdiği ortamı aydınlatarak yaşıyor. Kendisine, “Belden aşağı kısmında sorunların var mı?” diye sordum. “Ağrı sızı yok veya bellek algılamıyor ama diğer sorunları ile ilgilenmiyorum” diyerek, cevapladı. Bir insan yaşama bu kadar güzel bağlı olabilir. Sonra arabasını kendi sürerek bizlerden ayrıldı.

Açılışta Onurcan Üzülmez ile tanıştım. Kadir Has Üniversitesi öğrencisi olan Onurcan, bilgisayar bölümünde okuyor. Sohbet ettik; Onurcan, daha iyi çalışacağına, İngilizcesini geliştireceğine, sigara konusunu düşüneceğine söz verdi. Kendisine başarılar diliyorum.

Saat 19.30’da Abu Bakır, eşi, Müslüm ve Sevgi ile beraber eve gittik. Evde Abu Bakır ile sohbete daldım.

Abu Bakır, Utku’nun arkadaşı ve Kenyalıdır. Türkiye’de eczacılık okudu, okulunu bitirdikten sonra çalışıyor. Bana Kenya’daki kabileler, eğitim, yönetim hakkında bazı bilgiler verdi. Abu Bakır’ı dinledikten sonra yerel diller konusunda epeyce düşündüm. Her geçen gün kapalılıktan kurtulan dünyada; yerel diller, aşılması çaba isteyen, korunmaları gereken, zor ve engebeli konudur. Gece, 24’de uyuduk.

10 Ekim 2009 günü saat 7.30’da evden çıktım. Önce Ankara’ya uğradım, sonra Mersin’e hareket ettim. Saat 24’te eve vardım.

12 Ekim 2009
Nurettin Değirmenci
Elk. Yük. Müh.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.