Vital Cuinet hakkında daha önce, hem Çayönü’nden Ergani’ye Uzun Bir Yürüyüş adlı kitabımda ve hem de 22/12/2006 tarihli Ergani Haber gazetesinde yayınlanan Vital Cuinet ve Çermik başlıklı yazımda bilgi vermiştim. Ama kısaca yine değinmekte yarar var: Vital Cuinet, bir Fransız. 18. yüzyıl başlarında Duyun-u Umumiye adına Osmanlı kentlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel envanter çalışmalarını yapmakla görevlendirilmiştir.
Duyun-u Umumiy, Osmanlıya borç vermeden önce Osmanlı’nın nesi var nesi yok diye bir envanter çalışması yaptırmak istemiştir. Vital Cuinet’in yaptığı envanter çalışmaları daha sonraları 1892 yılında Paris’te La Turquıe d’Asıe Géographıe Admınıstratıve [Asyanın Türkiye’si –İdari Coğrafıya(sı)] ismi altında kitap olarak Fransızca yayınlamıştır.
Yayınlanan bu kitapta, sancakların ve sancaklara bağlı kazaların coğrafi, idari, nüfus, etnik ve dinsel durumu, kısacası, “Küçük Asyanın her taşranın tarifli ve mantıklı istatistiği” yer almaktadır. Birçok ciltten oluşan bu kitabın 2. cildinde Diyarbakır, Mardin ve Arghana (Ergani) sancaklarına ait veriler yer almaktadır. Ergani Sancağı‘na ait çok ayrıntılı bilgilerin arasında Ergani Sancağı’na bağlı Palu Kazası ve Çermik Kazası ile ilgili bilgiler de bulunmaktadır.
Vital Cuinet’in yazdığı kitabın tarihsel bir niteliğe sahip olması, kitapta yer alan bilgilerin ayrıntılı verilere dayanması, ayrıca araştırma yapacaklara yardımcı olunması amacıyla bu yazımda Vital Cuinet’in Maden ile ilgili tarihe not düştüğü bilgileri aktarmaya çalışacağım. Ama önce bir hatırlatmada bulunmak istiyorum: Batılı, hatta yerli birçok yazar kitaplarında, gezi veya günlüklerinde çoğu kez Ergani ile Maden’i birbirine karıştırılmaktadır. Bunun nedeni, bir zamanlar Maden Ergani Sancağı içersinde bir köyken, sonradan Ergani ve Maden, Erganimaden Sancağı altında birleştirilmiş ve Sancak Merkezi’nin Maden’e taşınmış olmasıdır. Ergani ve Maden’in zaman zaman karıştırılmasında, Maden’deki bakır işletmesinin hep Ergani Bakır İşletmeleri şeklinde anılmasının da payı vardır.
Vital Cuinet’in kitabında; Ergani Sancağı’nın 3 kazası, 11 bucağı ve 1083 köyü olduğu yazılmaktadır. Kazalar; Ergani Merkez, Palu ve Çernok (Çermik)’tir. Maden, Ergani Merkeze bağlıdır ve Erganimaden olarak geçmektedir.
Ergani Sancağı içersinde yer alan Maden ile ilgili kısmın Fransızcadan yaptırdığım Türkçe çevrisini olduğu gibi bilgilerinize sunuyorum:
Erganimaden
Maden işçilerinin çoğunun bulunduğu bu kasaba, Dicle ırmağının sağ kıyısında yer almaktadır. Bakır madeninin işleme gücü ile işletme prosesinin gerektirdiği suyu Dicle ırmağı sağlamaktadır. Kasaba; Ergani şehrinin 18 km, Diyarbakır şehrinin 72 km. kuzey batısındadır. Samsundan Musul’a giden yol buradan geçmekte ve onu sancak merkezi ile merkezi ve il merkezine bağlamaktadır.
Nüfus
Erganimaden kasabasının nüfusu; geçimini doğrudan ya da dolaylı olarak maden işletmesine bağlamış olan insanlardan oluşmaktadır. Nüfusun sayısı işletmenin faaliyet durumuna bağlıdır. Bu arada, eldeki en güvenilir bilgilere göre kasabada;
Kürt | 1.000 |
Ermeni | 1.000 |
Rum Ortodoks | 750 |
Yahudi | 405 |
TOPLAM | 3.155 kişi oturmaktadır |
Ergani merkez kazanın merkez kaza ile Erganimaden halklarını da içeren toplam oturan sayısı aşağıda ayrıntıları gösterilen 46.501 kişidir.
Bu nüfus;
Sünni | 11.794 |
Kürt ve Türkmen | 23.222 |
Suriyeli Arap | 678 |
Toplam | 35.694 Müslüman ile, |
Gregoryen Ermeni | 5.768 |
Katolik Ermeni | 109 |
Protestan Ermeni | 525 |
Rum Ortodoks | 1.150 |
Suriyeli Yakubi | 2.000 olmak üzere, |
Toplam | 10.152 Hıristiyan, |
Çingene dini belirsiz | 250 kişi biçiminde gruplanmaktadır. |
Madenler ve madencilik
Ergani sancağı bakır madenleri; birisi Ergani merkez (Maden) kazasında, diğeri Palu kazasında yer alan iki maden ile merkez kazasında yer alan bir doğal sülfat yatağına sahiptir. Ergani merkez (Maden) kazadaki bakır yatağını devlet işletmekte; diğer iki maden özel kişilere kiralanmaktadır.
Erganimaden bakır yatakları; Miladi 1096 yılının karşılığı olan 512 yılında bulunmuştur. İşletmeye ne zaman başlandığı belli değildir. İşletilen, bilinen damarlar 12.000 km2 kadar bir alana sahiptir. Erganimaden kasabasının evleri, altında maden bulunan topraklar üzerine yapılmıştır. Maden cevheri genelde demir prit ve bakır prit alaşımıdır ve zaman zaman demir veya bakır içeriği saflığa yakındır.
Bakır zenginliği daha baskındır ve madende cevher alındıkça bakır tenörü genelde artış göstermektedir. Bu durumda cevherinin %30 bakır, %40 demir ve %30 kükürt içerdiği zannedilmektedir.
Yanılma olasılığını ortadan kaldırmak için büyük özenle yapılan hesaplara göre, iyi bir işletme ile erimeye giren madenden %16 randıman alınacağı tahmin edilmektedir.
Halen işletmecilik çok kötüdür. En vazgeçilmez malzemelerin bile eksikliği yüzünden sadece iki işlemle yetinilmektedir. Birinci işlem, ocaklardan cevherin çıkarılmasıdır. Bunun 250-280 okkalık bir küfesi maden kuyusu başında 10 kuruşa satılmaktadır. Kırma, ayıklama ve fabrikaya taşıma giderleri alıcıya aittir. Atıklar ve giderler hesaplandığında; 288.663 gram kırılmış, ayıklanmış ama kavrulmamış cevher, maden başında 11 kuruş 10 paraya mal olmaktadır.
İkinci operasyon, cevherin aşağıdaki işlemi görmesidir.
Öğütme makineleri olmadığı için, cevher işçiler tarafından çekiçle kırılmakta ve konik yığınlar haline getirilmektedir. Bu yığınlar birkaç kat odunla kaplanarak, ateşlenmektedir. Bu 3 gün süren ilk kavurma işlemidir.
Üç gün içinde, kükürdün bir kısmı giderilmiş ve sülfürik asit haline dönüştürülmüştür. Kalan temizlenmemiş maden açık hava fırına götürülerek orada altı, yanları ve tepesi hava akımına olanak veren şekilde; içine kat kat yakacak ve cevher konarak, yakılarak 24 saat süren ikinci kavurma yapılmaktadır. Bu ikinci işlemde; kükürt aşağıdaki çukurlara akmakta ve bakır fırının altındaki kapta birikmektedir. Bu kap ateşe dayanıklı kil ile sıvanmış olduğundan metal kaybı önlenmektedir.
Bu malzeme aşağı yukarı saf kaolin ile yerde çok bol olan Hornblent’in karıştırılmasıyla elde edilen beyazımtırak bir maddedir. Bazen bu madde yerine yine yörede çok bol bulunan bir çeşit kırmızı kil kullanılmaktadır.
Bu ikinci işlemden elde edilen ham madende %25-30 bakır vardır. Ama açık havada işlem yapıldığından, kükürtten kurtulan madende paslanma olmamaktadır. Bu ham madeni kapalı fırında üçüncü kez eriterek pas giderilmektedir. Ham maden hava ile teması olmayan, silisli maddeler içeren, altından demirci körüğü ile kuvvetli ateş yakılan bir fırında eritilmekte, eriyik alttaki deliklerden küresel kaplarda toplanmaktadır. Bu fırının içi sürekli dolu tutulmaktadır.
Fırının altında toplanan kürecikler bakırca çok zenginleşmektedir. Öte yandan cüruf, silis, madendeki demirler birleşip demir silikat olmuştur. Küre biçimindeki bakırlar görünüşte sünger gibidir. Buna metalürjide kara bakır denilmektedir. Bu kara bakırlar develerle, Sivas ilinin Tokat şehrine; orada son işlem yapılmak üzere yollanmaktadır. Tokat fabrikasında kara bakır arıtılarak levha ya da yuvarlak halinde kırmızı renkte çok iyi nitelikli bakır elde edilmektedir.
Erganimadeni’nin elinde şu sırada ilk kavurması yapılmış yeni %40-50 kara bakır içeren 3.207.375 kilo maden vardır. Bu madenin Tokat fabrikalarına nakli çok zordur. Çünkü, 390 kilometre bu yolun güzergahının pek çok yeri bakımsızlık nedeniyle kullanılamaz, zor geçilebilir haldedir. Bu yol yerine başkasını aramak lazımdır. Birkaç yıl önce Ergani madenlerini işletmek isteyen bir şirketin mühendisi, sadece Sivas-Malatya arasındaki 185 kilometre yol kısmı üzerine 30’dan fazla köprünün tamamen ya da kısmen yıkılmış olduğunu belirlemiştir.
İskenderun limanına taşımada da sorunlar vardır. Erganimaden’den kara bakır satın alanların yükleme yeri olan İskenderun yolunun bazı kısımları proje halinde olan; çözüm bekleyen çok sorunu vardır.
Bütün bu sıkıntılara rağmen; bu madenleri devletin işletmesinden çok daha verimli olarak işletebilecek ve bunu çok isteyen şirketler bulmakta hiç sıkıntı çekilmeyecektir.
Her halde yapılması şart olan bir şey; Ergani de Tokat’ta yapılan işleri yapacak, oradakinden daha iyi bir fabrikanın kurulmasıdır. Böylece maden çıktığı terde arıtılarak kullanılabilir hale getirilmesidir. Ondan sonra 535 km uzaktaki Samsun’a sadece saf maden taşınarak verimlilik düzelebilir. O zaman kara bakır değil, develer için 100, 125 kiloluk katırlar için 37-38 kiloluk kitleler halinde saf bakır yapılacaktır.
Ergani’nin geliştirilmesi Tokat’a işsizlik getirmeyecektir. Çünkü onun yakınında Erganimaden’den daha az zengin olmayan ve bu güne kadar işletilmemiş bakır yatakları bulunmaktadır.
Gerçekten kötü kullanımlar ve diğer bazı nedenlerle yöresinde orman kalmayan Erganimadeni’nin yakacak sorunu gelecekte Palu ormanlarının amenajman ve gereği gibi davranılması ile daha önce açıklandığı gibi çözülebilir.
Erganimaden büyük köprüsünün 100 km kadar ötesinden alınan suyu bugünkü fabrikaya getiren kanal, birkaç küçük değişiklik ile arıtma fabrikasının ihtiyacı olan suyu fazlasıyla temin edebilir.
Emek maliyeti
Erganimaden’de bugün el emeği ile yapılan çeşitli işlemlerin maliyetini göstermek yararlı olabilir. Bu bilgiler devletin maden mühendisinin ilgililere sunduğu raporlardan alınmaktadır.
Harcama yeri | Kuruş |
Maden ücreti (günlük) | 8 |
Arabacı ücreti (günlük) | 6 |
Çıracı ücreti (günlük) | 4 |
Ayıklayıcı | 7,12 |
Eritme ustası (günlük) | 12 |
Celekçi ustası(günlük) | 12 |
Kürekçi | 10 |
Depodan fırına taşıma işinde ve fırında | |
çalışan dört kişinin ekip olarak günlüğü | 18 |
Şoför | 8 |
Gündelikçi | 4,5 |
Duvarcı ustası | 12-14 |
Usta yardımcısı | 5-6 |
Demirci ustası | 10-12 |
Usta yardımcısı | 5-6 |
Açıklama: Yazının devamında Ergani Sancağı’nda Tarımsal Üretim, Hayvancılık, Sanai Üretim, Aşar ve Vergiler hakkında istatistik bilgiler yer almaktadır. M. Üzülmez
Teşekkür: Vital Cuinet’in La Turquıe d’Asıe Géographıe Admınıstratıve kitabında yer alan Erganimaden ile ilgili kısmın benim için Türkçe çevrisini yapan Sn. Osman Köker‘e çok teşekkür ederim.
24 ve 31 Ağustos 2007 tarihlerinde Ergani Haber’de yayımlandı.