21 Ekim, 28 Ekim ve 18 Kasım 2005 tarihlerinde Ergani Haber‘de önemli bulduğum “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” ile ilgili üç yazım yayınlandı. Bu yazımda ise, GOP’la ilgili veya onunla ilişkili dört açıklama veya gelişmeyi sunduktan sonra bir soru sormak istiyorum.
Uzmanların belirlemelerine göre, ABD açısından, GOP yeni yüzyılın ABD merkezli olması için ve muhtemel rakiplerin daha fazla güçlenmesini önlemek için önceliklidir. Bu proje, aynı zamanda bölge ülkeleri ve Türkiye için önemli değişmelerin habercisidir. Bu değişim dalgası dışarıdan yönelen bir gücün ürünü olması, yapay ve sorunlu bir atmosfer yaratmaktadır.
Tarihte kutsal topraklar için kan dökülen Ortadoğu’da, bu kez “ekonomik kutsallar” için kan dökülmekte ve savaş hızından hiç bir şey yitirmeksizin devam etmektedir. Bu savaşta, GOP’un Türkiye’ye ilgisi siyasal model ve askeri/lojistik destek düzeyindedir. Bu bağlamda “model ülke” ve askeri açıdan “mızrak ucu ülke” olma durumu tartışmanın merkezinde Türkiye’nin olacağı endişesini doğurmaktadır.
Yakın zamanda yapılan bazı açıklama ve gelişen olaylar nedeniyle endişelerde haklı olunduğu görülmektedir. Örneğin Kasım 2005’te üst üste yapılan dört açıklamayı ele alabiliriz:
1. AK Parti MYK Toplantısında Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açıklama:
16 Kasım 2005 tarihinde, AK Parti MYK Toplantısında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Şemdinli Olayları” nedeniyle hayatını kaybedenler için Yüksekova’da yapılacak cenaze töreninde birçok provokatif eylemin olabileceğini belirterek ”Vatandaşlarımızın eylemlere karşı mutedil olmasını, itidalle ve bir cenaze merasimine yakışır şekilde davranmasını başbakanları olarak rica ediyorum” dedi. Ve MYK toplantısı sonrasındaki açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, bir gazetecinin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Suriye’ye günübirlik yaptığı ziyaret ve Bahreyn’deki toplantıda ABD Dışişleri Bakanı Condelliza Rice ile görüşüp görüşmediğini sorması üzerine; Bahreyn’deki toplantının “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi”yle ilgili dışişleri bakanları toplantısı niteliğinde olduğunu söyledi. Ve Gül’ün, bölgedeki tüm dışişleri bakanlarının yanı sıra Condelliza Rice ile de görüşmesinin olduğunu belirtti.
Başbakan Erdoğan, söz konusu projede Türkiye, İtalya ve Yemen’in eşbaşkanlık görevi bulunduğuna dikkati çekti. Türkiye’nin burada bazı atacağı adımlar olduğunu anlatan Erdoğan, Türkiye’nin süreci tribünden izleyen bir ülke olarak değil, süreçte barışa en ideal katkıda bulunacak şekilde yönlendirme gayreti olacağını ifade etti. Erdoğan, Suriye’deki temasların bu kapsamda gerçekleştiğini bildirdi. Ayrıca, “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi”nin en önemli amacının bölgede demokratik yaşam, barış, refah, huzur ve özgürlük alanında gelişmeleri sağlayabilmek olduğunu, Türkiye’nin bunun için elinden gelen her şeyi yaptığını ve yapmaya devam edeceğini açıkladı. (Anadolu Ajansı, 17.11.2005 tarihli gazete ve TV haber bültenleri.)
2. Amerikan Washington Post’un açıklaması:
Amerikan Washington Post gazetesi CIA ajanlarına dayanarak ABD’nin, Ebu Garib ve Guantanamo’nun yanı sıra Tayland ve Doğu Avrupa’da 8 ülkede gizli cezaevleri kurduğunu ve bu gizli yerlerde “terör” zanlılarını sorguladığını yazdı. Washington Post, “Gizli ağın başarısı, yabancı istihbarat servislerinin işbirliğine ve bu sistemle ilgili temel bilgilerin kamudan, yabancı yetkililerden ve CIA’nın gizli operasyonlarını izleyen Kongre’nin hemen tüm üyelerinden saklanmasına dayalı” olduğu saptamasını dile getirdi. (Evrensel -3 Kasım 2005)
Washington Post’un bu haberinin ardından yer yerinden oynadı. Basında CIA uçaklarının iniş kalkışlarıyla ilgili haberlerden geçilmezken, Avrupa Konseyi’nin uydu görüntüleri eşliğinde yürüttüğü soruşturmaya koşut olarak Avrupa Birliği ABD yönetiminden açıklama istedi. Dünya basınında CIA’nın paravan şirketi Path Corporation’a bağlı olan ve Afganistan’daki gizli operasyonlarda da kullanılan N505LL kuyruk numaralı De-Havilland Dash 8-315B tipi uçağın 16 Kasım’da İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan kalkıp, Amsterdam’ın Schipol Havaalanına indiğini yazdılar. (Radikal -27 Kasım 2005)
3. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın açıklaması:
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, söz konusu uçağın 15 Kasım’da İstanbul Sabiha Gökçen Havaalanı’ndan geçtiğine dair haberi doğruladı. Bakan sabah yaptığı açıklamada; “İzinli olarak, sadece mürettebatıyla inmiş. Yolcu yok. Yakıt ikmali yapıp yoluna devam etmiş. …Bir uçak, güzergâh üzerinde ‘yakıt ikmali yapacağım, teknik ihtiyaçlarım var, ineceğim’ diyor. Sizin izin vermeme şansınız yok. Uçağın kime ait olduğuna bakma lüksünüz yok” dedi. Ve akşam ise, bu uçağın CIA’ya ait olduğunu bilmediğini söyledi. (Radikal -27 Kasım 2005)
4. Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in açıklaması:
Adalet Bakanı Cemil Çiçek, El Kaide Örgütü üyesi olduğu iddiasıyla Kandıra F Tipi Cezaevi’nde tutulan Louia Sakka’nın CIA elemanlarının ziyaret ettiği iddiasını doğrulamadı. Sakka’nın avukatı Osman Karahan’ın, Sabiha Gökçen’e inen uçakla gelen CIA görevlilerinin Sakka’dan eski Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastı için Suriye aleyhine tanıklık yapılmasını istediklerini iddia etti. (Sabah -29 Kasım 2005)
Yazımın başında değindiğim gibi, bu savaşta GOP’un Türkiye’ye ilgisinin siyasal model ve askeri/lojistik destek düzeyinde olacağını, “model ülke” ve askeri açıdan “mızrak ucu ülke” olma durumu tartışmanın merkezinde Türkiye’nin olacağı endişesini doğuracaktır. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarından, Türkiye’nin devlet olarak “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” içinde yer aldığını; Washington Post’un yazdıklarından da Türkiye’nin karanlık, “pis işler”e sürüklendiğini öğrenmekteyiz.
Sorum şu:
Türkiye “Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” içinde yer aldığına göre, bu projede kendisine verilen görev nedir/veya üstlenilen görevler nelerdir?
9 Aralık 2005
Ergani Haber Gazetesi