Yazının öncesi: ABD ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (1)
“Büyük İmparatorluğun Kuruluşu” çalışmalarının tarihi gelişimini göstermesi açısından; “Büyük Ortadoğu Projesi” veya daha da zenginleştirilmiş bir ifadeyle “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi” çerçevesinde bazı önemli tarihleri, açıklamaları ve gelişmeleri kısaca hatırlamanın yaralı olacağını düşünüyorum:
• Aralık 1994: NATO Konseyi’nin başlattığı “Akdeniz Diyalogu” girişimi, NATO üyesi olan ülkelerin dışında Cezayir, Mısır, İsrail, Ürdün, Moritanya, Fas ve Tunus’u da bünyesine dâhil etti.
• Ocak 1995: 1985 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşmasının devamı çerçevesinde, ABD ile İsrail arasındaki tüm ticari engeller kaldırıldı.
• Kasım 1995: Barselona’da bir araya gelen Avrupa Birliği ve Akdeniz havzası ülkeleri (Cezayir, Mısır, İsrail, Ürdün, Lübnan, Fas, Suriye, Tunus, Türkiye, Filistin Otoritesi), siyasi, ekonomik, malî, sosyal ve kültürel boyutlarda Avrupa Akdeniz Ortaklığı’nı başlattılar. 1995–2000 yılları için, AB bu projeye 9 milyar euro ayırdı.
• Aralık 2001: Ürdün, ABD ile serbest ticaret anlaşması imzaladı. Tüm gümrük duvarları, 2010 yılından evvel kaldırılmış olacak.
• Eylül 2001: Donald Rumsfeld, 11 Eylül’ün hemen ardından yaptığı “Dört Yıllık Savunma Değerlendirmesi”nde, “Dünyada küresel çıkarları olan tek ülke ABD’dir” dedi. (Bu saptama yeni değil, Clinton döneminde Dışişleri Bakanı Madlein Albright, Amerika için uluslararası ilişkilerde tek “vazgeçilmez ülke” ifadesini kullanıyordu.)
• 9 Mayıs 2002: Bush, Kuzey Carolina Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “Ortadoğu ile bir ortaklık girişimi başlatmak niyetinde olduğunu” belirtti. Büyük Ortadoğu Projesi’nin çekirdeği bu konuşmayla oluşturuldu. Müslümanlar, demokratik olmayan ve azgelişmiş ülkelerde yaşıyorlar. Batı’nın yaşam standardını kıskanmalarının sonucu olarak, terörizm gelişiyor. Sorunlarını çözmedikleri taktirde onlara yardımcı olunmalı, sorunları çözülmelidir. Vs…
• 10 Temmuz 2002: ABD Savunma Politikası Danışma Konseyi, Suudi Arabistan’da Suud ailesinin iktidarına artık son verilmesini savunan raporu dinledi.
• 12 Aralık 2002: ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell, yaptığı bir konuşmada, “Ortadoğu İle Ortaklık Girişimi”ni başlattığını, 2003 yılı için bu programa 90 milyon dolar ayrılacağını açıkladı. Bu çerçevede 9–10 Ekim 2003’te Beyrut’ta, “Arap dünyasında yeni bir mali yapıya doğru” konulu sempozyum toplandı.
• 26 Şubat 2003: Bush, başlamak üzere olan Irak Savaşı’na değinerek şunları söyledi: “Özgürlüğüne kavuşan bir Irak, özgürlüğün tüm bu bölgeyi nasıl değiştirebileceğini milyonlarca insana umut ve terakki getirerek gösterecektir. … Irak’ta kurulacak olan yeni bir rejim, bölgedeki başka uluslar için, özgürlüğün etkileyici ve muhteşem bir örneğini oluşturacaktır …”
• 18 Ekim 2003: Prag’da toplanan NATO zirvesinde, “NATO ve Büyük Ortadoğu” konulu konferansta söz alan ABD temsilcisi Nicholas Burns: “NATO’nun görevi Avrupa ve Kuzey Amerika’yı savunmaktır. Sadece Batı Avrupa, Merkezi Avrupa ve Kuzey Amerika’da kalarak bunun mümkün olacağına inanmıyoruz. Askeri güçlerimizi doğuya ve güneye yaymalıyız. NATO’nun geleceği, doğuda ve güneydedir. Dolaysıyla, NATO’nun geleceği Büyük Orta Doğu’dadır…”
• 6 Kasım 2003: Demokrasi Ulusal Vakfı (NED) önünde konuşan Bush, girişimin çerçevesini genişleterek, Orta Doğu’yu değiştirmeyi amaçlayan genel bir “demokratik müdahale planı”ndan söz etti.
• 20 Ocak 2004: Bush, verdiği bir demeçte; “Ortadoğu zulüm, umutsuzluk ve öfkeyle çalkalanmaya devam ettiği sürece, Amerika’nın ve dostlarımızın güvenliğini tehdit eden insanlar ve hareketler üretmeye devam edecektir. Birleşik Devletler, bu nedenle, Büyük Ortadoğu’da bir özgürlük stratejisi izleyeceklerdir…” Bu konuşmayla, Projenin adı artık Büyük Ortadoğu Girişimi (Greater Middle East Initiative-GMEI) haline gelmiştir.
• 7 Şubat 2004: Alman Dışişleri Bakanı Joschka Fischer, Amerikan önerisini olumlu değerlendirip, Avrupa ile Amerika’nın Yakın ve Ortadoğu’da nasıl işbirliğine gidebileceğini belirtti. Ancak, Fransızların da dâhil olduğu başka Avrupalı Devletler, ABD girişimine daha soğuk bakmışlar, AB’nin 1995 yılından bu yana, aynı konu ile ilgili milyarlarca euro’luk Barselona sürecini başlattığını, ABD’nin ise bu işe sadece 150 milyon dolar ayırmış olduğunu vurgulamışlardır.
• 13 Şubat 2004: Haziran ayında Sea Island’da düzenlenecek olan G–8 toplantısına bu konuda sunulacak olan “G–8 ve Büyük Ortadoğu Arasında Ortaklık” adlı bir belge Londra’da Arapça yayınlanan Al Hayat gazetesinde yayınlandı.
• 23 Şubat 2004: ABD’nin planına aşırı bir tepki göstermekten kaçınan Avrupa Birliği, Genel Sekreter Javier Solana’nın ağzından, “AB’nin kendi yaklaşımını belirleyeceğini, bunun Amerikan yaklaşımını tamamlayıcı nitelikte olacağını” belirtti.
• 2 Mart 2004: ABD, Fas ile serbest ticaret anlaşması imzaladı.
• 4–5 Mart 2004: Ürdün kralı Abdullah ve Mısır başkanı Mübarek ile ABD’nin Büyük Ortadoğu Girişimini görüşen Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac; “Ortadoğu’nun modernleştirilmesine ilişkin her girişimin, söz konusu halkların onayıyla yapılması gerektiğini” açıkladı.
• 27 Mart 2004: Tunus’ta düzenlenecek olan “Arap Ligi” zirvesi, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesiyle ilgili olarak ortaya çıkan anlaşmazlık sonucu iptal edildi.
• 12–14 Nisan 2004: ABD’nin Demokrasi Ulusal Vakfı (NED), İstanbul’da İslam Dünyası Demokratları kongresini topladı. 190 delege üç gün boyunca “Müslüman Dünyasında Demokratik Yönetim Platformu”nu tartıştı.
• 28–29 Haziran 2004: ABD, İstanbul’daki NATO zirvesinde, Büyük Ortadoğu Projesi’nin güvenlik kanadını sundu.
Vs…
Yukarda sıraladığım tarih ve olaylara baktığımızda; her şeyin bilinçli, baştan tasarlanmış, şansa hiç şans tanımayan bir örgütlülük ve plan dâhilinde yürütüldüğü görülmektedir.
(Devamı haftaya…)
Yazının devamı: ABD ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (3)
11 Kasım 2005
Ergani Haber Gazetesi