/

ABD ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (3)

okuma süresi: 4 dk.

Yazının öncesi:
ABD ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (1)
ABD ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (2)

Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, ABD, küreselleşme döneminde egemenliğindeki dünyanın yeniden biçimlendirilmesine karar verdi: “Yeni Dünya Düzeni” adı altında bir yapılanma modelini gündeme getirdi.

Bu modelin oluşumunda biri uzun, diğeri kısa vadede olmak üzere iki olay etkili oldu. Uzun vadede dünyanın Tarım ve Sanayi devrimlerinden sonra “İletişim-Bileşim Devrimi” veya “Bilgi Toplumu” ya da “Uzay Çağı” gibi ifadelerle tanımlanan “yeni bir devrime” girmiş olmasıdır. Kısa dönemdeki olgu ise, 11 Eylül 2001’de Amerika’yı vuran “Küresel Terör”ün ortaya çıkmış olmasıdır.

Bu olgular sonucu, proje geliştirildi ve gündemin ortasına oturtuldu. Projenin tam adı, “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İle Ortak Bir Gelecek ve İlerleme İçin Ortaklık“tır.

Bu yazımızda, projenin kuramsal boyutunu anlamamız için, bu projenin fikir babalarının tezlerine yer vermek istiyorum:
1. GOP’un Kuramsal Babası Huntington’un Tezi
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla birlikte Soğuk Savaş sona erince, Amerikalı siyaset bilim profesörü Samuel P. Huntington, Batı uygarlığının rehavete kapılarak laçkalaşmaması için yeni düşmanlara gereksinme duyduğu gerekçesi ile, önce İslam Âlemi’nin ve sonra da Çin uygarlığının Batı’nın karşısına dikileceği hakkında birtakım tezler ileri sürdü.
Bugün, ABD’nin gerek Afganistan gerekse Irak savaşlarının ardında ve GOP’un arka planında Huntington’un kuramsal açıdan dile getirdiği düşmanlığın izlerini görmek artık çok daha belirgin.
Huntington’a göre, “Batı” tek ve biricik nitelikli bir uygarlıktır; Batı’ya ulaşılamaz ve Batı uygarlığı taklit edilemez. Huntington’un Toynbee’den ödünç aldığı bu teze göre;
• Her uygarlık ancak bir meydan okuma ile karşılaştığı ve bununla başa çıktığı zaman gelişir ve devam eder, yoksa gevşer ve yok olur.
• Soğuk Savaş bitmeden önce, Sovyetler Birliği’nin liderliğindeki Doğu Bloku, Batı için böyle bir tehdit oluşturuyor ve Batı’yı uyanık, dinamik ve gelişme çizgisinde tutuyordu.
• Sovyetler Birliği çöktükten sonra, batı uygarlığının önündeki tehdit kalktığı için, bu uygarlık rehavete kapılma ve dinamizmini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
• Batı uygarlığını uyanık ve dinamik tutabilmek, gelişmeyi sürdürmesini sağlamak için karşısına yeni düşmanlar bulmak gerekir, bunlar da sırasıyla İslam ve Çin uygarlıklarıdır.

2. GOP’un Ardındaki Beyinlerden Biri Olan Francis Fukuyama’nın Düşüncesi
Tarihin Sonu adlı kitabıyla ünlenen Francis Fukuyama’nın son kitabı State Building: Governance and World Order in the Twenty-First Century adını taşıyor. Türkçe’ye “Devlet Kurma: Yirmibirinci Yüzyılda Yönetişim ve Dünya Düzeni” diye çevrilebilir. Fukuyama, bu kitabında yirmibirinci yüzyıl dünyasını çözümlüyor ve bu dünyanın nasıl biçimlenmesi gerektiği konusunda önerilerini sıralıyor.

Kitap, GOP’un ana hatlarını oluşturuyor. “Ulus devlet bitmiştir, yeni dünya düzeninde ulus devlet modelinin yeri yoktur” görüşüne karşılık, yirmibirinci yüzyıl dünyasının “temel siyasal biriminin ulus devlet” olmasını öngörür. Fukuyama’ya göre, hiçbir uluslararası feodal örgüt, dünya üzerindeki yoksulluk, terör, uyuşturucu gibi sorunlarla, ulus devletler kadar etkili bir biçimde mücadele edemez.

Dünya politikasının devletin küçülmesi yönünde olduğuna işaret eden Fukuyama, “11 Eylül’den sonraki dönemde, dünya politikasının temel sorunu devleti geri çekme değil, tam tersine onu güçlendirmektir. Gerek tek tek toplumlar, gerekse tüm dünya insanlığı için, devletin yok edilmesi, bir ütopyanın değil, bir felaketin başlangıcıdır” diyor. (s.162)

Burada sözünü ettiği devlet, “küçük fakat etkin” bir devlettir. Ayrıca, kitapta dünyadaki ülkeleri, “devlet fonksiyonlarının yaygınlığı” ve “devlet gücü” ölçülerine göre sınıflandırıyor. Örneğin, Türkiye ve Brezilya gibi ülkeleri, “fonksiyonları yaygın ama güçsüz” devletler arasında sayarken, Amerika’yı, “fonksiyonları az ama güçlü devlet” sınıflamasına sokuyor. Fransa ile Japonya ise hem fonksiyonları hem de güçlü devlet kategorisinde yer alıyor. (s.15) Ve tüm dünya için, “fonksiyonları dar ama güçlü devlet” modelinin uygun olduğunu belirtiyor.

Fukuyama’nın son kitabı ile GOP arasındaki ilişkiler çok açık.

ABD, terör, yoksulluk, uyuşturucu gibi dünya çapındaki sorunlarla savaşmak için, “Geniş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölgesi İle Ortak Bir Gelecek ve İlerleme İçin Ortaklık” öneriyor.

GOP ile ilgili gelişmelere ve Huntington ile Fukuyama’nın tezlerine bakarak, Fransız sosyolog Saida Bédar’ın Diplomatie dergisinde (Mayıs/Haziran 2003) sorduğu soruyu bizlerde sorabiliriz:

“Büyük Ortadoğu, yeni global sömürgeciliğe doğru mu?”

Not: GOP’la ilgili bu yazıları 8–10 Kasım 2004 tarihleri arasında İstanbul The Marmara Oteli’nde düzenlenen “Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi (GOP) Sempozyumu”nda tutuğum notlara ve konuşma metinlerinden yararlanarak yazdım. –M. Üzülmez

18 Kasım 2005
Ergani Haber Gazetesi

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.