Orhan YAZGAN
Korona virüs hayatımızda var olan birçok kavramı, yaşam alışkanlıklarımızı ve en çokta sosyal ilişkilerimizi etkiledi.
Hastalığın yayılması ve ülkemizde görülmesinin ardından, hayatımıza farklı ve yeni olan bir kavram dahil oldu.
‘SOSYAL MESAFE’
Tüm haber programlarında, uyarılarda, afişlerde, reklamlarda, cami hoparlörlerinde, polis otosu anonsunda sürekli karşımıza hayatımıza yeni giren bu tanımlama çıkmaya başladı.
Korona Virüsten korunmak için devleti yönetenler, bakanlar, bilim kurulu üyeleri, siyasi liderler, valiler, belediyeler, doktorlar, gazeteciler, haber sunucuları yaptıkları açıklamalarda mutlaka “sosyal mesafe” kuralına uyulması gerektiğini dillendirdiler.
‘Sosyal Mesafe’ hayatımıza damdan düşer gibi girince, bazılarımız algılamakta zorlandı.
Ne olacaktı bundan sonra?
Sosyalleşmeyi bir kenara mı bırakacaktık, yoksa aramıza insanlarla fiziksel bir mesafemi koyacaktık.
‘Sosyal Mesafe’ tanımlaması, aslında virüsün bulaş riskini azaltmak için insanların arasında fiziksel mesafe bırakarak günlük hayatlarını sürdürmelerini öğütlese de adı ‘sosyal’ olunca kafalar karıştı.
‘Sosyal mesafe’ tanımı insanların diğer insanlarla arasına mesafe koymasını, sosyal ilişkilerini durdurması, bitirmesi gibi algılandı. Oysa biz insanlar sosyal varlıklarız. Birbirimizle konuşur, hal hatır sorar, merhabalaşır ve buna benzer birçok sosyal diyalog içerisinde oluruz.
Bu kavram kargaşasının önüne geçmek adına, bende bu kuralın adının ‘fiziksel mesafe’ olarak anılmasını isteyenlerdenim.
Bu konuda benim gibi düşünenler olduğunu, bu yazıyı kaleme almaya başladığımda yalnız olmadığımı öğrendim.
Yakın dostum, Diyarbakır Tigris Gazetesi Köşe Yazarı-Şair Makine Mühendisi Müslüm Üzülmez de benzer fikirlerini gazetesinde;
“Koronovirüsle mücadelede yapılmak istenen “sosyal mesafeye” ara konulması değil, “fiziksel mesafeye” dikkat edilmesidir. Yani yollarda, caddelerde, pazarlarda, marketlerde, mekânlarda, daha doğrusu insanların bulunduğu her yerde insanlarla aramızda en az 1,5-2 metre gibi bir boşluğun, bir mesafenin olmasına dikkat etmemizdir. Bu nedenle doğru tanımlamanın “fiziksel mesafe kuralına uyalım” şeklinde olması gerektiğini düşünüyorum. Bugüne kadar bu yanlışlığın üzerinde duran ya da bir açıklama yapanı duymadım. Olmuşsa da ben rastlamadım. İnsan sosyal bir varlıktır. Tek başına yaşaması söz konusu olamaz. Birlikte olduğumuz zaman bizler varız. Sosyal sözcüğünün sözlük anlamına baktığımızda; insanın toplum hayatındaki yeri, rolü, ilişkileri ile ilgili olan şeylerin toplamı olduğunu görürüz. Yine bir toplumda yaşayan iki ya da daha fazla sayıda insanın birbirleriyle girdiği, karşılıklı olarak devam ettirdiği kısa veya uzun süreli anlamlı etkileşimlere sosyal ilişki denildiğini de az çok biliyoruz. Şayet “sosyal mesafe” tanımlaması kullanılırsa, sanki bir insanın diğer tüm insanlarla arasına mesafe koymasını, sosyal ilişkilerini dondurmasını ya da sonlandırması istenmiş gibi olur. Böyle bir durumda da çocukları sevmeye, yaşlılara saygı duymaya, ihtiyacı olana yardım etmeye, uzaktan da olsa merhaba demeye, aşık olmaya, hizmet ve çalışmaya bir “mesafe” konulmuş olunur; akraba ve tanıdıkların telefonla da olsa bile hatırlarını sormayı unutmamız gerekir. Böylesi bir şeyi hiç kimse ne ister, nede arzu eder. Bu nedenlerden dolayı “sosyal mesafe” tanımlamasının doğru olmadığını, sayı ve kavramlara aşına olan biri olarak, “fiziksel mesafe” tanımlamasının daha doğru olacağını düşünüyorum. Yanlış mı düşünüyorum?” sözleriyle çok net bir şekilde açıklamış.
***
Korona Virüs salgınında verilen rakamlar ve tablolar olumlu seyrini sürdürürken, hükümet tarafından alınan gevşeme kararları halkımız tarafından yanlış yorumlanmamalı ve rehavet ortamı yaratmamalıdır.
Öyle ki, başta Sağlık Bakanlığı’nın başarılı çalışmaları başta olmak üzere, kentimizde Edirne Valiliği, Edirne Belediye Başkanlığı, Edirne İl Sağlık Müdürlüğü olmak üzere tüm kurumların ve sağlık çalışanlarının canhıraş çabalarını heba ederiz.
11 Mayıs 2020
http://www.vatandasgazetesi.com.tr/sosyal-mesafe-yanlis-anlasilmasin-makale,1901.html