Uzun bir sessizlik döneminden sonra üzerinde tortulanmış tabuları yıkarak kendisine konuşma alanı açan Ermeniler ve sorunları, son yıllarda yerel tarih çalışmalarıyla, insana insanlığını daha içten hatırlatan hikayelerle görünür olmasını sürdürüyor.
İsmail Beşikci Vakfı Yayınları’ndan çıkan yazar Müslüm Üzülmez’in “Ergani Tarihinin Saklı Sayfası: Ermeniler” adlı kitabı bu türden bir çalışma. Müslüm Üzülmez tarihsel bir kronoloji izleyerek Meryema Dağı’nın eteğine kurulmuş Ergani’de Ermenilerin izini sürüyor.
Üzülmez, önemli tarihi kitaplara referans gösteriyor, diğer çalışmalardan alıntılar yapıyor ama en önemlisi de hala hayatta olan yaşlı kişilerden 1915 ve sonrası hakkında görüşler alıp bütün bu bilgileri iç içe harmanlıyor.
18 Temmuz 1913-11 Kasım 1914 tarihleri arasında Erganimaden mutasarrıflığını yapmakta olan Ermeni Mihran Boyacıyan ve Dikran Mardirosyan’ın görevden alınması katliamın işaret fişeğiydi. Bunun yanında Üzülmez şehir salnamalerini inceleyerek 1915 öncesi Ergani de görev almış Ermenilerin isim ve görevlerini ortaya çıkarıyor.
Bu resmi görevlerin yanısıra yazar, kişisel tanıklıklarından yolla çıkarak Ermenilerin 1915 öncesi Kürdistan’daki durumlarına, sosyal hayat içindeki yerlerine, komşuluklarına, öykülerine, şehirleşme şekillerine kapsamlı bir şekilde değiniyor. Ermenilerin çökertilmesinden sonra birçok mesleğin nasıl sahipsiz kaldığını, birçoğunun da nasıl ortadan kalktığını ya olayları bizzat yaşamış ya da tanıklarından dinlemiş kişilerin anlatımıyla aktarıyor.
Soykırımın boyutunu beklide en iyi anlatan katliamın gerçekleştiği yerde azalan insanların sayısı; 1914’te 1800 hane sayısı olan Ergani’nin 1938’de nasıl 530 haneye kadar gerilediği dikkat çekici bir şekilde irdeleniyor.
Soykırım esnasında ve sonrasında birçok kadın ve çocuğun evlatlık verildiği, evlatlık alındığı, bazılarına el konulduğu yazar bizzat gördüklerinden yola çıkarak anlatıyor. Kadınlar evlenilmek ya da ev işlerinde hizmetçi olarak kullanılmak için alıkonuldular. Bazı ailelerin mal ve mülklerine konmak için kadınlarla evlenildi.
Ergani’deki Ermeni mallarının kaderini de araştıran yazar, bu mallarla “milli sermaye”nin nasıl oluşturulduğunu, 1915’te el konulan zenginliklerle yetinmeyen devletin Varlık Vergisi’yle nasıl geride kalan Ermenilerin de bütün biriktirdiklerini yuttuğunu ayrıntısıyla açıklıyor.
Yazar Müslüm Üzülmez, Ergani’de Ermenilerden kalan yerlerin ayrıntılı haritasını çıkarıp, Osmanlı döneminden günümüze kadar bu yerlerin değişimini ve dönüşümünü de gözler önüne seriyor. Kendisi de Erganili olan ve orada büyüyen Üzülmez, bu Ermeni yapılarının nasıl çocuk oyun alanları, hayvan ağılları olduğunu ve devlet tarafından teşvik edilmiş ‘hazine avcıları’ tarafından talan edildiğini de bize ayrıntıyla aktarıyor.
20 Temmuz 2016 tarihinde:
www.yeniozgurpolitika.org/index.php?rupel=nuce&id=57777
yayımlandı.