Eğitim, insan ile yaşam arasında bir köprü görevi görür. İnsanın içinde bulunduğu çevrede oluşan tüm değişikliklere uyumu, onun eğitilmesi ile olanaklıdır.
Bugün, ülkemizde çok sayıda kamu ve özel kurum ve kuruluşu, kendi hizmet alanları ve özelliklerine göre, toplumsal kalkınmaya katkıda bulunmak amacıyla, yaygın eğitim yapmaktadır. 1980’li yıllardan sonra büyük kurum ve kuruluşlar, teşkilat yapılarında değişiklik yaparak, kendi bünyelerinde eğitim birimleri kurmaya başlamışlardır. Bu kuruluşların eğitim faaliyetleri ve programlarına bakıldığında, hizmetiçi eğitim şeklinde olduğu veya geneldi kültür ve bilgi düzeyini yükseltmeyi amaçlayan programlar olarak düzenlendiği görülmektedir.
Çevrenin en önemli konusu insandır. Çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konularında gösterilen uğraşıların amacı, insanların daha sağlıklı ve daha güvenli bir çevrede yaşamalarının sağlanmasıdır. Bunu sağlayacak olan da insanın kendisidir. Bu nedenle, çevre konusunda başarılı sonuçlar alınması, insan unsuruna bağlıdır. Bu da insan kaynağını geliştirmekle mümkündür. İnsan kaynağını geliştirmek ise, insanlara gerekli bilgi ve becerilerin kazandırılması ile başarılabilir. Daha iyi beslenme, daha iyi sağlık, daha az doğum, yönetime daha fazla katılım; büyük ölçüde çağdaş, sorumlu insan yetiştirilmesi ile olanaklıdır. Bunları sağlamanın en önemli araçlarından birisi de çevre eğitimidir.
Büyük kentlerimizde, son yıllarda özellikle İstanbul’da hava kirliliğinin, insan sağlığını tehdit eder boyutlara ulaştığı herkesçe bilinmektedir. Hava kirliliğini yaratan başlıca kaynaklar konutlarda ısınma, endüstride ise enerji temini için kullanılan kömür ve fuel-oil gibi yakıtların kullanımı ile motorlu taşıtların egzozlarından çıkan kirletici gaz ve partiküllerdir. Konutlarda kullanılan ısınma amaçlı kömürlerin mi, yoksa taşıtlardan kaynaklanan egzoz gazlarının mı daha çok hava kirliliğine neden olduğunun tespiti önemlidir. Ancak, her iki kesimde önemli derecede hava kirliliğine neden olmaktadır. Bu açıdan hava kirliliği ve ticari taşıt sürücülerinin neden olduğu sosyal kirliliği en aza indirmek için taşıt sürücülerinin eğitimi önem taşımaktadır. MEB-Hizmetiçi Eğitim Daire Başkanlığı’nın zaman zaman düzenlediği “Direksiyon Eğitimi Öğretici Kursları” ve düzenleyeceği diğer eğitimlerde, İçişleri Bakanlığı Trafik Daire Başkanlığı’nın düzenleyeceği veya düzenlediği eğitimlerde, MEB bağlı Özel Sürücü Kursları’nın sürücü adaylarına vereceği eğitimlerde, motorlu taşıtların egzozlarından çıkan gaz ve diğer kirleticiler ile trafikten kaynaklanan gürültünün çevreye verdiği zararlar taşıt sürücülerine öğretilerek, motorlu taşıtlardan kaynaklanan çevre sorunlarının çözümünde çevrenin korunup iyileştirilmesinde taşıt sürücülerinin katkıda bulunmaları hedeflenmelidir.
1992 yılı verilerine göre, bugün, nüfusu 10 milyona yaklaşan İstanbul’da 681 bin otomobil, 73 bin kamyon, 70 bin kamyonet, 27 bin minibüs, 21 bin otobüs v.s. toplam 930 bin motorlu araç bulunmakta ve günde ortalama 400 araç trafiğe katılmaktadır. Sürücü belgesi olanların sayısı 218.508’i kadın olmak üzere toplam 1.439.936 bindir. Araçların %60’ı park halinde, %40’ı seyir halindedir. Buna karşın 930 bin araçtan ancak 17 binine açık ve kapalı 64 otopark yeri var. İstanbul’da 924 trafik polisi olduğundan, 1006 araca bir polis düşmektedir. Ayrıca, normal işletme koşullarında, emisyon kontrol donatımsız bir taşıtın günde yaklaşık 2 kg.’ı geçen bir kirletici emisyona neden olduğu söylenmektedir. Taşıtların önemli bir bölümünün, motor performansı ile ilgili bakım, ayar ve kontrolden yoksun olduğu dikkate alınırsa, İstanbul’daki ortalama 930 bin taşıtın bir yılda yarattığı kirletici emisyonun 678 milyon kg.’ı geçtiğini söyleyebiliriz. Taşıtlardan kaynaklanan bu kirliliğin, insan ve çevre sağlığına etkisinin boyutu ve bunun yanında İstanbul’da endüstrinin ticaretin, turizmin, kültürel etkinliğin ve nüfusun yoğun oluşu, yolların yeterli olmayışı nedeniyle taşıt sürücülerine verilecek çevre eğitiminin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Bu konuda motorlu taşıt üretici firmalarına; motorlu taşıt ve sürücü oda, dernek ve cemiyetlerine, özel sürücü kurs veya dershanelerine büyük görevler düşmektedir. Kaliteli bir çevre ve kaliteli bir toplum için bu eğitimlerin yapılması artık toplumsal bir gereksinimdir.
Çevre eğitiminde; toplum olarak bizler ne kadar başarılı olursak havası, suyu, denizi, toprağı ile daha güzel, daha temiz, daha yaşanır ve daha yeşil bir Türkiye savaşımında o kadar başarılı oluruz.
İnsanın görevi, o görevi yaptıktan sonra biter. İnsanoğlu olarak bizlere verilen görev ve sorumluluk bugün çocuklarımızdan ödünç aldığımız dünyayı, çocuklarımıza, gelecek nesillere temiz bırakmaktadır. Bunun için çok çalışmalıyız. Çalışmayan insanın, kendi vicdanına karşı boynu büküktür. Çocuklarımıza karşı boynumuz bükük kalmasın. Çocuklarımıza sevdiğimiz ve koruduğumuz gibi, doğayı ve çevremizi sevelim, koruyalım!
Müslüm ÜZÜLMEZ
Kimya Mühendisi
İstanbul Ticaret
İstanbul Ticaret Odası Yayın Organı
29 Nisan 1994, Sayı: 1809.