Döküm Sanayi ve Çevre

okuma süresi: 17 dk.

I. Giriş

Çevre, günümüzün yaşamsal ve güncel, küresel sorunlarından biridir. Bu konuda bütün devletlere, uluslara, bütün kamu kurum ve kuruluşlarına, siyasi partilere, odalara, vakıflara; esnaflara, sanayicilere, yaşlısıyla, genciyle, kadını erkeği ile tüm bireylere görev ve sorumluluklar düşmektedir.

Çevre kirliliği ve çevre sorunları artık öyle bir noktaya geldi ki, başta insanoğlu olmak üzere tüm canlılar bundan, olumsuz olarak etkilenmeye başladılar. İnsanoğlunun mutlu, rahat ve ferah bir toplum için giriştiği faaliyetler sonucu “yapay çevre”nin her geçen gün “doğal çevre” üzerinde etkisinin artması yani köylerin, yolların, barajların, limanların, sondajların, havaalanlarının, kanalların, fabrika ve atölyelerin yapılması veya kurulması sonucu, her gün yeni bir boyut kazanmakta ve bu sorunları yaratan da insanoğlunun kendisidir.

Çevre kirliliği, insanların başta endüstri olmak üzere türlü girişimlerinden dolayı kirletici gaz, sıvı veya katı halindeki maddelerin toprağa, suya, havaya karışımları, hava titreşimi denilen gürültüye neden olması, çeşitli ışın şeklinde enerjinin (radyoaktivite gibi…) yayılması bunlara ek olarak doğadaki dengesinin bozulması olarak tanımlanmaktadır. İnsanoğlu bir yandan kalkınma, sanayileşme, bilgi ve refah toplumu için uğraş verirken, diğer yandan da, eğer gerekli önlemler alınmazsa, plan ver politikalar üretilmezse geleceğimiz, dünyamız karamaya başlayacaktır, yaşamımız tehlikeye girecektir. Bu felaket tellallığı değil, çağımızın somut gerçeğidir.

Çevre kirliliğini, hava, su, toprak, gürültü ve görüntü kirliliği olarak sıralayabiliriz. Döküm sanayiinin temel taşlarından biri olan dökümhaneler, üretim ve arıtım cihazları kullanmadıkları ve gerekli önlemleri almadıklarında başta hava kirliliği olmak üzere görüntü, su ve toprak kirliliklerine neden olabilmektedir.

II. Çevre Açısından Dökümhanelerin Durumu

Dökümcülük, ülkemizin önemli sanayi kollarından birini teşkil eder. Doğada bulunan maden filizleri çıkarıldıktan sonra, çeşitli yöntemlerle ergitilerek hammadde, daha sonra amaçlarına göre kurulmuş küçüklü, büyüklü döküm atölyelerinde diğer madde ve alaşımlarla karşılaştırılarak ergitilir. Ergitilmiş bu alaşım, çeşitli makinaların ve araçlar ile bunların yedek parçalarının dökümünde kullanılır. Bütün bunların yapıldığı endüstri dalı dökümcülüktür. Dökümcülükte, diğer endüstri dallarında olduğu gibi parçaların temiz, sağlam, gerekli özelliklerde ucuz elde edilmesi temel amaçtır. Bunun için teknolojik gelişmeler içinde yeni yöntemler geliştirilir ve makinalaşmaya gidilir. Daha az emekle daha kısa zamanda, daha uzun ve çok üretme yolları araştırılır. Bu konuda 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990-1994 DTP), “Döküm Sanayide yeni tesis rehabilitasyon ve modernizasyon yatırımları ile küçük ölçekli döküm sanayi kuruluşlarının üretim üniteleri iyileştirilerek ekonomik ölçeklere ulaşmasını sağlayacak girişimler”i özendirmeyi hedeflemiştir.

Döküm sanayi, ülke ekonomisine katkısının yanında çevre sorunlarına da neden olmaktadır. İstanbul’da demir-çelik izabe, ergitme, döküm ve üretimi yapan büyük sanayi kuruluşlarının dışında, esnaf kesiminin kurup işlettiği küçük dökümhaneler mevcuttur. İstanbul Pik Döküm Sanatkarları Odası’na kayıtlı 850 üye bulunmaktadır. Bunlardan faal olanın yaklaşık 550 işyeri olduğu Oda tarafından bildirilmektedir. Yine bunların çoğunluğun 26 Ekim 1983 tarih ve 18203 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği’nde hükme bağlanan yükümlülükleri yerine getiremedikleri veya su toplama havzalarında olmaları, meskûn yerlerde bulunmaları gibi nedenlerle, bu yükümlülükleri getirmedikleri için Gayri Sıhhi Müessese Ruhsatları olmadan çalışmaktadırlar. Bu küçük dökümhanelerin, 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca çıkartılan yönetmeliklerden ise, hemen hemen tümünün haberleri olmamıştır. Veya yeni yeni olmaktadır.

Böyle olunca, başta Belediyeler olmak üzere yetkili mercilerle aralarında sorunlar doğmakta, birçoğu kapanmakta, birçoğunun kapısına kapatma mührü vurulmakta veya yasalara aykırı bir şekilde çalışmalarına devam etmektedirler. Ya da peş peşe idari nitelikteki para cezalarıyla karşılaşmaktadırlar. 100’ün üzerinde dökümcü esnafı Çevre Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre para cezaları ile karşılaştıkları için cezalara karşı soluğu mahkemelerde alarak itiraz davaları açmış bulunmaktadırlar. Bu itiraz davalarında da bilgi eksikliğinden olacak ki Çevre Kanunu’nun 25. Maddesi’nde belirtilen “Yetkili İdari Mahkemesi”ne itiraz edecekleri yerde, çoğu “Vergi Mahkemeleri”ne itiraz başvurularını yaptıklarından, itirazları Vergi Mahkemeleri tarafında red edilmiştir.

Döküm sanayicisinin bugün uygulamada Çevre Kanunu ve Kanun doğrultusunda çıkartılan Yönetmelikler ile Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği’ndeki yükümlülükleri yerine getirmeme veya getirmemesinin nedenleri daha çok bilgi eksikliği, yasal düzenlemeleri takip etmeme, neyin nasıl, nerede yapılacağını veya yapılması gerektiğini bilmeme, çevre bilincine vakıf olmama, üretim ve çevre teknolojilerini takip etmeme ve biraz da aşırı kar hırsıdır. Bence, sorunları sosyal ilişkilerimiz içerisinde ele almanın yararı vardır. Denetim ve cezaların caydırıcılığı tartışılmaz. Ama sorun salt cezai işlemlerde çözümleneceği veya önleneceği inancında değilim. Başta dökümcüler özveride bulunarak, dökümhanelerde iyileştirme-ıslah çalışmalarına girişilmelidir. Bunun yanında taraflar bir araya gelerek yasal açıdan uygun olmayan dökümhanelerin süreç içerisinde kent dışında veya kurulacak sanayi sitelerine organize sanayi bölgelerine taşınmasının sağlanması için çözümler üretilmelidir.

III. Döküm Sanayi Açısından Yasal Durum

Döküm sanayiinin neden olduğu çevre kirliliklerini hava, görüntü, gürültü, toprak ve su kirliliği şeklinde sıralamıştık. Bu kirliliklerle ilgili yasal düzenlemelerde döküm sanayiinin durumunu tek tek kısaca açıklamada yarar var.

III.1. Gayri Sıhhi Müessese Yönetmeliği

Bu Yönetmelik, gayri sıhhi müesseselerin zarlı etkilerinin yok edilmesi veya en az düzeye indirilmesi, doğal kaynakların kirlenmelere karşı korunması maksadıyla gayri sıhhi müesseselerin kontrol altına alınması, ruhsatlandırılması ve denetlemesindeki esasları belirlemek amacıyla 1593 sayılı Umumi Hıfzısıhha Kanunu’na dayanılarak 26 Ekim 1983 tarih ve 18203 sayılı Resmi Gazete ‘de yayımlanmıştır.

Bu Yönetmeliğe göre, “Her nev’i maden döküm atölyeleri haddehaneler ve demir-çelik fabrikaları “Gayri Sıhhi Müesseselerin sınıflarını gösteren listede” BİRİNCİ SINIF 7. sırada yer almaktadır.

Dökümhaneler ancak Büyükşehir Belediyelerinin olduğu yerlerde Büyükşehir Belediyelerinden, diğer yerlerde Valiliklere başvuru yaparak Gayri Sıhhi Müessese Ruhsatı alarak faaliyet gösterebilir. Yine, Yönetmeliğe göre dökümhaneler, meskenlerden ve insanların ikametine mahsus diğer yerlerden mutlaka uzak olmaları veya kurulmaları gerekir.

III.2. Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği

Bu Yönetmelik, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na dayanılarak, 7 Şubat 1993 tarih ve 21489 sayılı Resmi Gazete’de “gerçekleştirmeyi planladıkları faaliyetlerin sonucu ve sorunlarına yol açabilecek kamu veya özel sektöre ait kurum, kuruluş ve işletmelerin yatırım karalarının çevre üzerinde yapabilecekleri tüm etkilerin önlenmesi yada çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi ve alternatiflerin değerlendirilmesi amacıyla gerçekleştirilecek Çevresel Etki Değerlendirilmesi sürecinde uyulacak idari ve teknik esasların düzenlenmesi” amacıyla yayımlanmıştır.

Bu yönetmeliğin III. ekinde Çevresel Etki Değerlendirilmesi Ön Araştırması Uygulanacak Faaliyetler Listesi açıklanmıştır. Ek III /3 Metallerin işlenmesi maddesinin (a) bendinde “Dökümcüler demir imalathaneleri, çekme tesisleri ve madde fabrikalarını içeren demir-çelik işletmeleri” yer almaktadır.

Mevcut kurulu dökümhaneler ÇED Yönetmeliği’nin kapsamı dışındadır. Ancak kurulacak yeni dökümhaneler ve kurulması planlanan dökümhaneler ve kurulması planlanan dökümhaneler, ÇED Ön Araştırması Uygulanacak Faaliyetler Listesindeki (EK III) faaliyetler için ÇED Raporunun gerekip-gerekmediğini tespit amacıyla; hazırlanan Kontrol Listesini ve Değerlendirme Tablosu, Çevre Bakanlığının Taşra Teşkilatına sunmakla yükümlüdürler. Ayrıca, ÇED Ön Araştırması Uygulanacak Faaliyetler Listesine (EK-III) tabi faaliyetler ve kapsamındaki mevcut tesislerin kullanım amaçlarının değişmesi, kapasite artırımı proje ve teknoloji değişikliğine ilişkin ÇED Ön Araştırması uygulaması 1 Ocak 1994 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Dökümhaneler Ek II de belirlenen Çevresel Etki Değerlendirilmesi Uygulanacak Hassas Yörelerde kurulamazlar.

III.3. Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği

Bu Yönetmelik, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na dayanılarak, 2 Kasım 1986 tarih ve 19265 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmeliğin amacı, “her türlü faaliyet sonucu atmosfere yayılan is, duman, toz, gaz, buhar ve aerosol halindeki emisyonları kontrol altına almak, insanı ve çevresini hava alıcı ortamlardaki kirlenmelerden doğacak tehlikelerden korumak; hava kirlenmeleri sebebiyle çevrede ortaya çıkan umuma ve komşuluk münasebetlerine önemli zararlar veren olumsuz etkileri gidermek ve bu etkilerin ortaya çıkmamasını sağlamaktadır.”

Yönetmeliğin 8. Ekinde, İzine Tabi Tesis Listesi bulunmaktadır. Bu listeye göre, “demir-çelik ve diğer metallerin üretilmesi ve işlenmesi” 3’üncü maddede ele alınmıştır. 3.8’de demir temper ve dökümhaneler emisyon iznine tabi tutulmuştur. Mevcut ve kurulması planlanan dökümhanelerin Büyük Şehir Belediyelerine, diğer yerlerde ise Valiliklere emisyon izni için gerekli başvuruyu yaparak Emisyon İzin Belgesi almaları gerekir.

Bu Yönetmeliğe göre dökümhaneler 1kg döküm işlemini yapmış olsalar dahi Emisyon İznine tabidirler. Bir kapasite sınırlamasının getirilmesi için dökümcü esnafına ve sanayicilerine görev düşmektedir.

Yönetmeliğin 1. Maddesi’nde İzine Tabi Tesisler İçin Emisyon Sınırları; 6. Ekinde İzni Tabi Tesislerde Baca Yüksekliğinin Belirlenmesi; 7. Ekinde ise Kirletici Vasıfı Yüksek Tesisler İçin Özel Emisyon Sınırları belirlenmiştir.

EK 7’de, Kupol Ocakları Altıncı Gurup Tesisler, Dökümhaneler de Yedinci Grup Tesisler içerisinde ele alınarak uyulması gereken esaslar açıklanmıştır. Bu konularda belirlenen esaslar dökümhanelerin çevre kirliliğine etkilerine bölümünde açıklanmaya çalışılacaktır.

III.4. Gürültü Kontrol Yönetmeliği

Bu Yönetmelik, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na dayanılarak, 11 Aralık 1986 tarih ve 19308 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Yönetmeliğin amacı, “kişilerin huzur ve sükununu, beden ve ruh sağlığını gürültü ile bozmayacak bir çevrenin geliştirilmesini sağlamaktır.”

Bu Yönetmelikte, dökümhaneler ile ilgili özel bir hüküm bulunmamaktadır. 11.Maddesi’nde işyeri ile ilgili olarak; işitme sağlığı açısından kabul edilebilir en yüksek gürültü seviyeleri için Tablo-2’de verilen değerlerin esas alınacağı belirtilmiştir (11/1).

Madde 12’de ise, Yerleşim Bölgeleri için Temel Kriterler belirlenmiştir. Yerleşim alanı içinde bulunan yapı tiplerine göre kabul edilebilir iç mekan ses basıncı seviyeleri için Tablo-5’deki değerler uygulanır.

III.5. Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği

Bu Yönetmelik, 2872 sayılı Çevre Kanunu’na göre hazırlanıp, 4 Eylül 1988 tarih ve 19919 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanmıştır. Amacı, “Ülkenin yer altı ve yerüstü su kaynakları potansiyelinin her türlü kullanım amacıyla korumasını, en iyi biçimde kullanımının sağlanmasını, su kirlenmesinin önlenmesini, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu bir şekilde gerçekleştirmek üzere su kirliliğinin kontrolü esaslarının belirlenmesi için gerekli olan hukuki ve teknik esasları ortaya koymaktır.”

Bu Y önetmeliğin 31. Maddesi’nde, Endüstriyel Atıksu Deşarj Standartları sektörlere göre ele alınarak, Tablolarda her sektöre ait standartlara açıklanmıştır.

Bu sektörler içerisinde (31/K’de), “Demir çelik işletme tesisleri; genelde metal hazırlama ve işletme, galvanizimle, dağlama, elektrolit, kaplama, metal renklendirme, çinko kaplama, su verme, sertleştirme, iletken plaka imalatı, akü imalatı, emayeleme, sırlama, mineleme, tesisleri, metal taşlama ve zımparalama tesisleri, metal cilalama ve vernikleme tesisleri, laklama-boyalama, demir dışı metal üretimi, alüminyum oksit ve alüminyum ve alüminyum izabesi, demir ve demir dış dökümhane ve metal şekillendirme ve benzerleri” sıralanmıştır. Bu sektörlere giren tesislerden tamamen kuru tipte çalışanlar için, Tablo 5-20 arası atık su standartları uygulanmaz.

IV. Dökümhanelerin Çevre Kirliliğine Etkileri

Döküm sanayiinin neden olduğu çevre kirlilikleri içerisinde, eğer gerekli önlemler alınmamış ise en çok hava kirliliği göze çarpmaktadır. Bu durum döküm sanayiinin sık sık gündeme getirmektedir. Kamuoyunda da en çok şikâyete neden olan kupol ocaklı dökümhanelerde metali ergitme ve döküm esnasında çevreye CO, SO2, NOx gibi gazlar ile toz yayılımının olmasıdır. Dökümhanelerdeki en büyük kirletici tozdur. Mevcut kupol ocaklarının yükleme platformundan sonra, pek çoğunda baca dahi bulunmamaktadır. Yeterli yükseklikte (Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinin 6.ekinde izne tabi tesislerde baca yüksekliği ile esaslar dikkate alınmalı ) bir baca ve uygun bir toz tutucu sistem mutlaka inşa edilmelidir. Kupol ocaklarında, “devreye alma sırasında çıkan atık gazlar toplanıp bir gaz arıtma tesisine verilmesi” yasal zorunluluktur. Aynı zorunluluk bacalar içinde söz konusudur. Bu sistemlerin kurulması hem yasal yükümlülüğün yerine getirilmesi, hem de çevre ve insan sağlığını olumsuz etkileyen atık gaz ve tozların yayılımının (emisyonların) önlenmesi açısından döküm sanayicileri için bir görev olarak önlerinde durmaktadır. Klasik bir dökümhanede iş akışı içerisinde döküm işleminin genelde çevre kirliliğine etkilerini şu şekilde sıralayabiliriz;

IV.1. Kum Hazırlamanın Çevre Kirliliğine Etkisi

Dökümhanelerde kumun karıştırılması, taşınması ve depolanması esnasında tozlanma ile hava kirliliği, gelişi güzel yığılımı ile görüntü kirliliği, ekipmanın çalışmasıyla gürültü kirliliği yaparak yaratarak çevreyi kirleten unsurların ilkini oluşturmaktır.

Dökümhanelerde kumun depoya, taşıyıcı konveyöre ve karıştırıcıya yüklenmesi sırasında çevreye toz yayılımını önlemek için kum deposunun üstü kapatılarak, savurma yapmadan boşaltma ve doldurma yapılarak toz çıkışı yapılabilir. Depodan taşıyıcı bant üzerine yüklenirken bir davlumbaz dizayn edilerek çevre üzerindeki olumsuz etkisi azaltılabilir. Görüntü kirliliğini önlemek için bakım ve temizliği zamanında ve gerektiği şekilde yapılmalıdır. Gürültü için belirlenen standartların aşılmasına dikkat edilmelidir.

IV.2. Kalıp Hazırlamanın Çevre Kirliliğine Etkisi

Kalıp malzemelerinin karıştırılması ve sertleştirilmesi esnasında açığa çıkan buharlaşabilen bileşenler çevreyi kirletirler. Kirleticileri azaltmak için aktivite edilmiş karbon prosesi, termal veya katalatik yanma ile biyolojik temizleme yöntemi, potasyum permanganat veya ozon oksidayonu yöntemi uygulanabilir. İşyeri ortamında oluşan imisyonların azaltılması için tesis içerisinde davlumbaz ve fanlar yaptırılarak uygun bir baca ile atmosfere deşarjı sağlanabilir. Bu konuda, 11Aralık 1974 tarih ve 14752 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü”de hükme bağlanan tedbirlerle birlikte, 24 Aralık 1973 tarih ve 14752 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Parlayıcı, Patlayıcı Tehlikeli ve Zararlı Maddelerle Çalışılan İşyerlerinde ve İşlerde Alınacak Tedbirler Hakkında Tüzük” hükümlerine uyulmalıdır.

IV.3. Maça Hazırlamanın Çevre Kirliliğine Etkisi

Döküm parçasının içinde boşluk elde etmek için kullanılan maçaların hazırlanmasında çok değişik yöntemler kullanılmaktadır. Maça hazırlamada kalıp hazırlamaya nazaran daha uçucu bileşen çıkar. Çevre kirletici unsurları azaltmak için yakma yöntemleri yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak, yakma işlemi için 250 0C’da 3600 m/saat gazı 800 dereceye fuel-oil yakarak ısıtmak için 0,07 m/saat yakıt kullanmak gerekmektedir. Bu da ek bir maliyet demektir.

IV.4. Ergitme Ünitesinin Çevre Kirliliğine Etkisi

Dökümhanelerde alaşımın sıvılaştırılması için yakıtla veya elektrikli ergitme üniteleri kullanılır. Yakıt kullananlar, elektrik enerjisi kullananlardan daha fazla yanma ürünleri yaydıkları için çevreyi daha fazla kirletirler. En fazla çevre kirleten ergitme ünitesi kupol fırınıdır. Kupol ocaklarının bacalarının uygun olmaması ve gerekli önlemlerin alınması durumunda bu kirlilik daha da artmaktadır. Hava kirlenmesine neden olan yanma ürünü olan toz ,CO, SO2, NOx. vs. için, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği Ek-7’de Kirletici Vasfı Yüksek Tesisler kapsamına alınan Birinci Grup Tesisler olarak kabul edilen Yakma Tesisleri’nin emisyon sınırları katı, sıvı, gaz yakıtlar için ayrı ayrı belirlenmiştir. Bu standartlara uymak yasal zorunluluktur.

Kupol ocaklarında, kirletici olarak çevreyi en çok kirleten tozdur. Kupol fırınlarındaki toz; kok tozu cüruflaşmayan kok külü, kireç taşı tozu, şarja yapışan kum, tufal boyadan meydana gelen toz, şarjdaki demir, mangan, silis oksidasyon ürünlerindir. Kupol’dan çıkan toza etki eden faktörler şunlardır;

a)Kok/demir oranı

b)Hurdaya yapışan kum arttıkça toz miktarı artar

c)Kireç taşı ve fluşpat ilavesindeki toz miktarı artıkça çıka toz miktarı artar

d)Koktaki kül miktarı arttıkça toz artar

e)Baca gazı hızı arttıkça, taşınan tozun boyut ve miktarı artar

f)Yükleme sistemi, çıkan tozu etkiler

g)Şarj yüksekliği azaldıkça toz oranı artar.

Kupol ocaklarında önemli bir kirletici de CO’dur. CO için negatif basınç uygulanmalıdır. Ayrıca CO emisyonunu azaltmak için;

-Kok verimi arttırılmalı,

-Çıkan CO sekonder hava ile yakınmalı,

-Kok/demir oranı azaltılmalıdır.

Kupol ocakları, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği Ek-7 ‘de 6 Gurup Tesisiler kapsamına alınmıştır. Burada, ham demirin eritildiği kupol ocakları için; aşağıdaki esaslara uyma zorunluluğu getirilmiştir;

a)Devreye alma sırasında kupol ocaklarından çıkan atık gazlar toplanıp bir toz arıtma tesisine gönderilmelidir.

b)Ergitme kapasitesi 14 t/h ve üzerinde olan kupol ocaklarında, ergime süresince meydana gelen atık gazlar toplanıp bir toz arıtma tesisine gönderilmelidir. Ergitme kapasitesi 14 t/h olan kupol ocaklarında da aynı metod uygulanmaya çalışılmalıdır. Ergitme kapasitesi 20t/h’in üzerindeki kupol ocaklarında ocak gazları tamamen toplanmalı ve arıtılmalıdır.

c)Toz emisyon sınırları;

1-Ergitme kapasitesi 14t/h’e kadar olan tesislerde toz emisyonlar diyagram 2’den elde edilen sınır değerlerini aşmamalıdır.

2-Ergitme kapasitesi 14t/h’in üzerinde olan kupol ocaklarında üretilen ton demir başına bacadan yayılan toz miktarı 0,250 kg’ı geçmemelidir.

d)Baca gazının ihtiva ettiği CO (karbonmonoksit) gazı değerlendirilmeli, yakılmalı, eğer %90 ve üzerindeki bir yanma verimi ile yakılması mümkün olmuyorsa, Ek-6’ya göre atmosfere atılmalıdır.

e)Sistem teknolojisi ve toz emisyonlarının sınırlandırılması ile ilgili uygulamalarda yayımlanan Türk Standartlarına uyulmalıdır.

Yine bu Yönetmeliğin 7. Ekinde Yedinci Gurup Tesisler içerisinde yer alan demir, temper, çelik dökümhaneleri ile demir dışı metallerin döküldüğü tesisler için aşağıdaki esaslara uyma zorunluluğu getirilmiştir;

a)Toz ihtiva eden artık gazlar toplanıp bir toz arıtma tesisine verilecek,

b)Artık gazlardaki toz emisyonları 150 mg/m3 değerini aşmamalıdır,

c)Kükürtlü katkıların kullanılarak, magnezyum ve bileşiklerinin döküldüğü dökümhanelerden yayılan emisyonlar Ek-6’ya göre atmosfere atılacaktır.

d)Madde 7 bent 9, bu tesislerde uygulanmaz. Maça üretimi döküm ve soğutma oluşan organik gaz bileşikler toplanmalı mümkünse işleme ve arıtma tesislerine gönderilmelidir.

e) Madde 7’de verilen diğer esaslara uyulmalıdır.

IV.5. Kalıp Bozmanın Çevre Kirliliğine Etkisi

Sıvı metal katılaştıktan sonra kalıbın bozulup, kalıptan parçanın çıkarılması gerekir. Kalıp bozulurken toz bulutu çıkar. Bu tozun sistemden uzaklaştırılması gerekir. Kalıp bozma işlemi sırasında en uygun toz tutma ünitesi yaş toz tutuculardır. Ayrıca, kalıp kumları sıcak olduğu için soğutulması gerekir. Bu amaçla döner elekler kullanılır.

IV.6. Çapak Temizleme Ünitesinin Çevre Kirliliğine Etkileri

Döküm parçası kalıptan çıkarıldıktan sonra yolluk ve besleyicilerin kesilmesi ve çapakların alınması gerekmektedir. Kesim sırasında çıkan tozların tutularak sistemden uzaklaştırılması için bölgesel toz emme davlumbazları kullanılmalıdır.

IV.7. Döküm Parçasının Temizleme Ünitesinin Çevre Kirliliğine Etkileri

Döküm parçaları çapakları kesildikten sonra temizlenir. Bu amaçla döküm parçası yüzeyine çelik bilyalar püskürtülür. Temizlemeden çıkan toz çapak temizlemeden daha fazladır.

V. Dökümhanelerde Kullanılan Toz Tutucu Sistemler

Dökümhanelerin çevreyi kirletmesini önlemek için bir çok yöntem uygulanmaktadır. Uygulanan teknolojiye, kapasiteye, dökümü yapılan metale ve kullanılan enerji türüne bağlı olarak, uygun filtre ve toz tutucular maliyeti dikkate alınarak tercih yapılmalıdır. Hava kirliliği yaratan çeşitli ortamlarda meydana gelen toz ve gazların alt ve üst sınırları ile önerilen filtre tipleri Şekil-2’de gösterilmiştir. Döküm sanayide toz için genellikle;

-Fabrik filtreli toz tutucular,

-Siklonlar,

-Elektrostatik toz tutucular,

-Venturi tipi toz tutucular,

-Su püskürtme ile toz tutma, sistemleri kullanılmaktadır.

Toplum olarak çalışmayı, öğrenmeyi ve çevre korumayı bir yaşam biçimi olarak benimsemeliyiz; böyle bir yaşam biçimini benimseyen bir nesil yetiştirmeliyiz!

Kaynaklar:
1-Doç. Dr. Niyazi ERUSCU, Dökümhanelerin Çevre Kirliliğine Etkileri ve Önleme Yöntemleri, Çevre Kirliliği ve Kirleticilerin İnsan Bedenine Etkisi-TMMOB Kimya Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yayını. İstanbul 1986.
2-Hava Kirliliği- Kaynakları ve Kontrolü, Tübitak-Marmara Araştırma Merkezi Kimya Mühendisliği Araştırma Bölümü, Gebze 1993.
3-Müslüm ÜZÜLMEZ, Döküm Sanayi ve Çevre, İstanbul 1994.

Müslüm ÜZÜLMEZ
Kimya Mühendisi

Metal Dünyası
Maden, Metalürji, Makine, Otomasyon, Malzeme ve İmalat Teknolojisi Dergisi
Eylül 1994, Sayı 17

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.