“Zenginliği baharda çobanların kavallarında çocukların türkülerinde
İğde kokularında üzüm asmalarında güllerde”
Ergani’nin benim yaşamımda çok farklı bir yeri vardır. Doğup büyüdüğüm bir yerdir. Çocukluk ve gençliğimin en güzel yılları Ergani’de geçti? Unutmam mümkün değil.
Sadece unutmakla kalmayıp Ergani ve Diyarbakır’ı çok seviyorum. Salt ben değil, kanımca herkes doğup büyüdüğü yeri seviyor. Çocukluk ve gençlik dönemlerimizin geçtiği yerler unutulmaz ki. Her daim içimizde bu yerlere karşı özel bir sevgi besleriz. Hele birde araya ayrılık girmeye görsün, hemen çocukluk ve gençliğimizin mekânları rüyalarımızı süsler. Çünkü: “Gülbaran gülleriyle bir cennet bahçesidir.”
Doğup büyüdüğümüz yerler kişilik ve kimliklerimizin oluşmasını sağlar. Sanayileşme, modernleşme, teknolojik gelişme ve nihayetinde küreselleşmeyle birlikte her yer birbirine benzemeye başlasa da insanların doğup büyüdüğü yerlere karşı ilgi ve sevgisi azalmayıp artıyor. Bunun en iyi göstergesi ise kentlere dair yayınlanan kitapların nitelikçe iyileşmesi ve sayısal artışıdır. Sedat Eroğlu’nun kaleme aldığı Gülbaran’ın Gülleri–Erganili Düşün, Sanat, Siyaset ve Bilim İnsanları adlı kitap buna güzel bir örnektir.
Gülbaran’ın Gülleri’nde, tarihin ve kanın su gibi aktığı kadim bir coğrafyanın çok eski bir yerleşim yerinde/Ergani’de yaşamış veya doğmuş sıradışı, farklı ve başarılı olmuş insanların yaşam öyküleri anlatılmaktadır.
Kentleri güzelleştiren, o kentte yaşamış veya yaşayan hikâyesi anlatılacak insanların çokluğudur.
Derler ki: En çok yazar, şair, çizer, akademisiyken, dini şahsiyet, düşünce üreten insan Diyarbakır’dan; Diyarbakır’da da Ergani’den çıkmıştır. Ben diyenlerin yalancısıyım.
Ve yine derler ki: Bir yerin kent olabilmesi için belli bir hafızaya, belli bir sürece ve hafızasını diri tutmaya çalışan sıra dışı farklı ve renkli insanlara ihtiyaç vardır. Kitapta yer alan insanların acaba içinden tarihin geçtiği coğrafyamızın hafızasını diri tutmaya katkıları ne olmuştur? Bu konuda söz bana düşmüyor, siz okuyucuların buna karar vermesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Ama rahatlıkla şunu söyleyebilirim: Gerçek aydın, iktidar ve devletin ürettiği düşüncenin dışında düşünce üretendir.
Yıldızların ışıltısı altında dağları bir bir ardımda bırakarak
Sabah namazı okunmadan kapını çalmak isterim
İnsan tinsel yönden tatmin olmak için kendisini çevreleyen dünyayı bilmek ister. Dünyayı bilmek ve tanımak için ise önce kendimizden işe başlamalıyız bence. Kendimizi ve yakın çevremizi tanımadan, bilmeden nasıl dünyayı ve evreni tanıyıp bileceğiz, nasıl toplumsal değişim ve dönüşümü gerçekleştireceğiz? Kentlerle ilgili kitaplarının önem kazanmalarının bir nedeni de buradan gelmektedir. Gülbaran’ın Gülleri kitabı bu açıdan iyi bir çalışma. Kendimizi tanımada ve araştırma yapacak olanlar için gerçek anlamda bir kaynak eser niteliğinde. Kitabın yazılış serüvenini çok iyi bilenlerden biri olduğum için, rahatlıkla uzun bir uğraşı ve yoğun bir emek harcandığını söyleyebilirim.
Kitap 5 bölümden oluşuyor. Düşün İnsanları, Sanatçılar, Siyasetçiler, Dini ve Tarihi Şahsiyetler, Sporcular başlıkları altında kendi alanında bir şeyler yapmış veya yapmaya çalışan insanlarımız anlatılmış. Bu kadar sıra dışı seçkin insanı bağrından çıkaran bir başka kasabanın var olacağını düşünemiyorum. Bu zenginliğimizden dolayı da Erganili olmaktan gurur duyuyorum.
Gülbaran’ın Gülleri kitabının Ergani ve bölge hakkında bilgi edinmek isteyenlere, araştırma yapacak olanlara, merak edenlere, ilgi duyanlara, kitap okumayı sevenlere güzel bir armağan olduğunu düşünüyorum.
Eline sağlık Sedat, tüm Erganililerin sana bir teşekkür borcu var.
Müslüm Üzülmez
14 Şubat 2013/Balıkesir-Ayvalık
Künye: Sedat Eroğlu, Gülbaran’ın Gülleri-Erganili Düşün, Sanat, Siyaset ve Bilim İnsanları, Kent Işıkları Yayınları, Nisan 2013-İstanbul, 448 sayfa.