Bir Bilim İnsanımızın Makam Çiçeği İle İlgili Düşünceleri

okuma süresi: 2 dk.

Uzun bir zaman önce (18 Kasım 2013 günü) Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Botanik Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Neşet Arslan hocam mütevazı bir şekilde «Ergani Makam dağında yetiştiğini belirttiğiniz makam çiçeğinin resmini yollayabilirseniz hangi tür olduğu konusunda yardımcı olmaya çalışırım» diye bir ileti gönderince; bende, Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül kitabımda yer alan ve kitaba ismini veren makalemle birlikte iki tane de makam çiçeği fotoğrafını gönderdim.

Gönderdiğim makalenin iki paragrafı makam çiçeği ile ilgiliydi ve şunları yazmıştım:

«Makam’ın birçok özelliği var. Bu özelliklerden biri, burada açan ve buraya özgü Makam Çiçeği’dir. Bir rivayete göre Zülküf Peygamber’in terinin damladığı her yerde bu çiçek olmuştur. Zülküf Dağı’nda Aşağı Suluk ve Çırçırik’in yukarılarından başlayıp taa Mescid’e kadar olan kısımda taşlık ve kayalıklarda olmaktadır. Bir başka rivayete göre ise, Hz. Ali’nin atının terinin damladığı yerlerde ilkin açmış ve o günden beri de sadece Ali Dağı ve Zülküf Dağı’nda olmaktadır. Daha başka rivayetler de var…

Makam Çiçeği, genellikle yalnız Nisan ayı sonu ile Mayıs ayı başlarında açmaktadır. Bu çiçek, benim bildiğim kadarıyla zambakgillerden Lilium cinsini oluşturan alımlı, dik gövdeli, taşlar arasında 15–20 santimetre boyunda yeşil ince uzun yaprakları arasında tek tek huni biçiminde eflatuni çiçekler açan narin, güzel kokulu bir çiçektir. Yabanıl olarak yetişir. Hem kutsal olduğuna inanıldığı için ve hem de güzel kokusundan ötürü evlerde kurutulmuşu saklanılır.» (Müslüm Üzülmez, Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül, Titiz Yayınları, İstambul-2010, s.273)

7 Aralık 2014 günü, Prof. Dr. Neşet Arslan hocamdan makam çiçeğine dair cevabi iletisini aldım. Ve gelen bu iletinin bilgisayarımdaki arşivde saklı kalmasına gönlüm razı olmadı, çünkü gönderdiği kısa, ama özlü bilgi sadece beni değil, tüm Erganilileri ilgilendirmekte. Bu nedenle, hocamın hoşgörüsüne sığınarak bu iletiyi paylaşmanın faydalı ve doğru olacağını düşündüm.

Gönderdiği iletide şunları yazıyordu hocam:

«Size uzun süre cevap yazamadım; unuttu veya atlattı diye de düşünmüş olabilirsiniz. Ancak öyle değil siz makam çiçeğinin sizin oraya endemik (Bulunduğu bölgenin çevresel şartlarından dolayı yalnızca belirli bölgede yetişebilen, dünyanın başka yerinde yetişme ihtimali olmayan, yöreye özgü bitki türlerine endemik bitki denir. M. Üzülmez) olduğuna o kadar inanmıştınız ki bunu bozmak istemedim sadece. Makam çiçeği dediğiniz ve çok da güzel isim koyduğunuz çiçeğin Latincesi Iris aucheri dir. Endemik değildir. Bizde Mersin, Adana, Hatay, Diyarbakır, Tunceli, Hakkâri ve diğer doğu vilayetlerinde, Suriye, Irak, İran, Ürdün gibi devletlerde bulunuyor. İnternette bilgi bulabilirsiniz.

Siz yine endemik biliniz ve değer veriniz zira değerli bir bitkidir.

Geç yazdığım için kusura kalmayınız. Selamlar.   N. Arslan»

Makalem ve makam çiçeğimize ilgi göstererek bizleri bilgilendiren mesleğine âşık Prof. Dr. Neşet Arslan hocama bir teşekkür borcum var.

Sağ ol hocam. Saygılar…

24 Ocak 2015 tarihinde ve sonrasında:
http://www.tigrishaber.com da,
http://www.erganihaber.net de,
http://www.ergani.gen.tr de yayımlandı.

Bir cevap yazın

Your email address will not be published.