tarih kitapları yazmıyor.
kurulduğundan bu yana
kim bilir ne ordular sürüldü üstüne
bir bilen olsa da anlatsa…
İbrahim Evirgen ile dostluğumuz 10 yıl öncesine dayanmaktadır. 2005 yılı Ekiminde Diyarbakır’a gittiğimde kardeşim Miktat bizleri tanıştırmıştı. O zamanlar Diyarbakır’da matbaa işleriyle uğraşıyordu. Ayrıca Diyarbakır’da günlük yayımlanan Yeni Yurt gazetesini çıkartıyor ve gazetenin başyazarlığını yapıyordu. Matbaa ve gazetecilik babadan kendisine yadigâr kalan bir iş ve meslek. İbrahim Evirgen için doğuştan bir gazeteci ve basın emekçisidir dersek kanımca abartmış olmayız.
1953 yılında yayın hayatına başlayan ve aralıksız 60 yıl yayımlanan Yeni Yurt gazetesi çeşitli nedenlerden dolayı 1 Nisan 2014 tarihinden itibaren Tigris Haber gazetesine devredildiği için, şimdi sadece matbaa işleriyle uğraşıyor. Ama değişik yayın organlarında zaman zaman makalelerini yine yazıyor.
“Yolu kitaptan ve sevgiden geçen herkesle” paylaşmak için, bu yazılarına şimdi çok farklı bir yenisini, “yaşanmış ve gerçek olaylar”dan oluşan anılar yumağı Diyarbakır Hatırası kitabını ekledi; “yüzlerce kalem erbabının yetiştiği Mezopotamya’nın bu bereketli topraklarında, elimden geldiğince ilk kez, ben de bir kitap yazmaya çalıştım” diyerek.
Değerli dostumun Diyarbakır Hatırası adlı kitabının kitapçı raflarında yerini alması beni çok sevindirdi. Kadir kıymet bilerek kitabını “Değerli Ağabeyim Müslüm Üzülmez’e…” diye imzalayıp göndermesi ise mutlu etti.
Diyarbakır üzerine yaptığı araştırmalarla tanınan rahmetli Araştırmacı-Yazar Şevket Beysanoğlu “Kara Sevdam Diyarbakır” başlıklı şiirinde; “Sinende doğdum senin, sinende yatacağım. /Bu can tende oldukça seni anlatacağım.” diye seslenir. İbrahim Evirgen de bu seslenişi sanki vasiyet kabul etmiş gibi; okulları, “camileri, kiliseleri, türbeleri, medreseleri ve bütün tarihi mirasıyla bir açık hava müzesi olan Diyarbakır’ı ömrümüz yettikçe anlatmaya devam edeceğiz” diyerek izinden gideceğini beyan etmekte (s.64). Bu beyanından, yayımlanan bu kitabını yazacaklarının ilki olduğunu anlayabiliriz.
Diyarbakır Hatırası, iki bölümden oluşuyor. İbrahim Evirgen, birinci bölümde kadim şehrimiz Amed’in çeşitli eğitim kurumlarında öğretmenlik yaptığı dönemde, bizzat tanık olduğu olayları, öykü tadında ele almakta. İkinci bölümde ise, baba yadigârı Yeni Yurt gazetesinde sosyal yaşama dair yayınlanan yazılarından bir seçki oluşturmuş. Her iki bölümde de yer alan yazılar iyi seçilmiş. Ama benim beklentim daha fazlası: Yeterli bir birikim ve donanıma sahip olması ve elinin altında zengin bir arşiv bulunması nedeniyle İbrahim Evirgen arkadaşımızın çıtayı yükseltmesi gerekir diye düşünüyorum.
Kitap, mizahi bir dille kaleme alınmış. Severek okudum. İnsanı eski zamanlara götürüyor; anılar, dostluklar, mekânlar göz önünde canlanıyor. Okurken insanı bazen hüzünlendiriyor, bazen kederlendiriyor, bazen güldürüyor, daha çok ise düşündürüyor. Keşke eli kalem tutan her insanımız İbrahim Evirgen gibi duyarlı davranabilse; yaşadıklarını, gördüklerini, duyduklarını, düşüncelerini, duygularını kaleme alabilse… Ne iyi olurdu. Yazılacak o kadar çok şeyimiz var ki!..
Diyarbakır Hatırası’nı bizlere armağan ettiği için, İbrahim Evirgen kardeşimi kutluyor ve yeni çıkacak kitaplarının müjdesini bekliyorum.
Eline, koluna ve kalemine sağlık arkadaşım…
Künyesi:
İbrahim Evirgen, Diyarbakır Hatırası, Yelkovan Ajans Ltd. Şti., Ankara-2014, 116 Sayfa.
9 Şubat 2015 tarihinde ve sonrasında:
http://gelawej.net de,
http://www.insanokur.org da,
http://www.tigrishaber.com da,
http://www.erganihaber.net de yayımlandı.