Masalları, efsaneleri severim. Ben ve benim kuşağım, doğduğumuz ve büyüdüğümüz coğrafi mekânda masalları, efsaneleri okuyarak değil, dinleyerek büyüdü. Kitap yaşamımızda yoktu o zamanlar. Okul kitaplarında yazılan masal ve efsaneler bizlere hitap etmiyordu. Bu nedenle, okul kitaplarında yazılanları değil, anlatılanları can kulağıyla dinlerdik. Bir varmış bir yokmuşla başlardı çocukluğumuzun kış geceleri. Bir yerden duyulmuş, dilden dile gelmiş, bir gizem içinde, dün yaşanmış gibi anlatılırdı. Zelo nenem ve babam güzel masal anlatırlardı. Anlatılan masal ve efsaneler soğuk kış gecelerinde yüreğimizi ısıtırdı. Masallara olan ilgim buradan geliyor.
Masallar inatçıdır. Kaybolmaz. Unutulmaz. Kalıcıdır. Ama süreç içerisinde anlatılar eksiltilir veya çoğaltılır, sonuçta değişir ve kendine has bir özellik kazanır. Özünü yitirmeden kendisini yeniden üretir. Geçmişin sesi, rengi ve çağrısı olarak dinleyicilerin hafızalarına kazınır. Yaşamın ızdıraplarına karşı, direnen insanları umutlandırmak için imdada yetişir. 1961 Nobel ödüllü Yugoslav yazar Ivo Andric, bu nedenle olacak ki, tarihçilerin “yalanlar gerçeği”nin altında yatanları tanımlaması gerektiğini savunur. “Bir insanın veya kültürün yalanları, abartıları, süslemeleri tamamen yaratma ve düzmece olsa da rastgele değildir”. Bilgisel varsayımları açığa çıkartırlar.
Görkem Çakın’ın kaleme aldığı Elma Hükümdarlığı: Eğirdir kitabı elime geçince merakla okumaya başladım. Yöresel özellikteki masallarda günlük olaylar yerine mitolojik değerlerden yararlanılmış. Yazım dili, kurgusu güzel. Okurken edebi bir tat veriyor. Tatlı. Elma dadında diyebilirim. Çocukların düşsel dünyası için tam bir ziyafet. Masalların içerisine serpiştirilen desenler ise anlatımlara farklı bir renk katmış, masalları zenginleştirmiş. Masallar üç bölümden oluşuyor, bir birinin devamı niteliğinde.
Görkem Çakın, iyilikle kötülüğün mücadelesini anlattığı masal kitabında bizleri “belki uzak belki de yakın bir zamana” götürmekte. Eğirdir(*) Boğazova boyunca sıralanan dağlarda, Kasnak Ormanı’nda yaşayan kelebeklerin bilinmeyen gizemli elma dünyasına yaptıkları maceralı yolculuğu anlatmakta. Anlatılanlar, “ne gerçek, ne yalan…” Tümü Kasnak Meşesi orman sakini meraklı bir uğur böceğinin anıları.
Masalların ilki olan “Son Apollo Kelebeği”nin hemen girişinde yazıldığı gibi; “Nineler genç bir kız iken, dedelerin ise delikanlı zamanlarında Eğirdir, dünyanın en yaşanacak yerlerinden biriymiş… Gel zaman git zaman, bugünler gelmiş. Zaman değişse de, Eğirdir aynı güzelliğinde kalmış. Bu hikâyeyi günlüğüne aktaran uğur böceği, gelecekte kötü biri Eğirdir’e gelirse neler olabileceğini anlatmış. Gelin birlikte bakalım…” (s.1)
Hayat, nerede ve nasıl olursa olsun umutların peşinden koşmak değil mi?
(*) Eğirdir, Isparta iline bağlı Eğirdir Gölü kıyısında yer alan bir ilçemizdir.
Künyesi:
Görkem Çakın, Elma Hükümdarlığı: Eğirdir, Eğirdir Belediyesi Yayımları, 2016-Isparta, 90 sayfa.
3 Haziran 2016 tarihinde:
http://www.insanokur.org/elma-tadinda-bir-masal-elma-hukumdarligi-muslum-uzulmez/
yayımlandı.