Yaklaşık 20 yıl önce, arkadaşım Ali Aslan beni Ergani’de Hafız Zülfi Yokuş’un kızı Xecê’nin evine götürmüştü. O zaman Xecê (Hatice Kayar) artık ufacık bir kız çocuğu değil; evlenmiş ve çoluk çocuk sahibi bir kadındı. Geçmişe dair konuşmak istemiyordu, gergindi, sanki geçmişte yaşadıkları
Çocukluğumda yazları damda yatardık. Geceleyin yataklarımıza uzandığımızda gökyüzünde yıldızları, Maden yolundan gelip geçen arabaların farlarından yayılan ışık demetlerini, istasyondan geçen tren ve katarların ışıklarını merakla izlerdik. Araba ve trenlerin seslerini duymazdık, sadece ışıklara bakıp çocukça düşler kurardık. Gençlik dönemimde ise bazen istasyona
okuma süresi: 22 dk.