Misbah Hicri 27 Kasım 2020’de aramızdan ayrıldı. Değerli arkadaşımı yâd etmek için daha önceleri yazdığım iki kitabına dair iki yazımı izninizle paylaşmak istiyorum. Aşağıda “Efsaneler ve Gerçekler” kitabına dair yazdığım yazıyı ekliyorum, haftaya da kısmet olursa “Coğrafya Kaderdir” kitabına dair yazımı. Selam
“ağzımda beslediğim kelimeler!titreyen bir ses yüreğimi simgelersevdam size emanet” -Misbah Hicri Zaman kötü, amansız bir süreçten geçiyoruz. Bunca sorun yetmezmiş gibi, Korona da her gün peş peşe sevdiklerimizi bizden alıyor. Ellerimiz bağlı. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Bir araya gelemiyor, acımızı paylaşamıyor, yaslarımızı
Yaz sıcağı kavuruyor. Sıcakların bu kavurucu etkisi altında Misbah Hicri’nin yeni yayımlanan İdama Yürüyen Adam (Temmuz 2018-Favori Yayınları) kitabını okudum. Ağustos sıcağı insanın fiziki bedenini yaktığı gibi kitaptaki her öykü insanın yüreğini yakıp dağlıyor. 1950’lerde başlayıp 1970’li yıllara varan Urfa ve çevresinde
“Körün gözünde görme kuvveti olmaz.” -Ferîdüddîn Attâr (Esrârnâme,s.146.) Yerel tarihle ilgilendiğimi bilen kitapevi sahibi bir arkadaşım; “İstanbul’dan Bağdat’a Mektuplarla Bir Anadolu ve Ortadoğu Seyahati 1892” isminde bir kitabın çıktığını, çalışmalarımda faydalanabileceğimi; kitapta Maden, Ergani, Diyarbakır hakkında da bilgiler bulunduğunu ama kendisinin kitabı
Misbah Hicri’nin Gönülden Kaleme(*) kitabı okuyucularıyla buluştu… Hicri, sunuş yazısında kitabın yayınlanış amacını: “Şiire emek veren, roman yazımında yorulan, sosyal ve kültürel alanlardan gönül gözüyle ürünlerini değerbilirlik, ahde vefa anlamında toplumla tanıştırma, okurların onların tanınması, tanıyan okurların onları yeniden anımsaması görevini yeni
Yazar ve şair arkadaşımız Misbah Hicri üretken bir yeteneğe sahip. Dinleyerek, araştırarak, okuyarak, okuduklarını sorgulayarak ve okudukları üzerine düşünerek ortak hafızamızın doğru bir şekilde oluşmasını istiyor. Bunun için durmadan yazıyor, peş peşe kitaplar çıkarıyor; değişik dergi, yerel gazete ve web sitelerinde edebiyat,
Uğuldayan rüzgârın buz tutmuş camlara savurarak vurduğu kar tanelerinin insanın içini ürperttiği soğuk gecelerde sıcak soba başındaki anlatıcıların sesinde yankılanan masallar ve efsaneler çocukluğumuzda bizlerin yaşamına renk katardı. Gecenin karanlığında bir parlayıp bir sönen yıldızlar gibi dünyamızı aydınlatır, bizleri hayali güzel bir
“Hatırlamak ağır bir iştir ve hiçbir hatırlama sahih değildir.” Her şey zamanın ruhuna uygun değişir, ama bazı şeyler bu değişimin içinde yine de çok az değişir. Örneğin sihir, büyü, falcılık zaman içinde, şekil ve içerik bakımından belli değişimlere uğrasalar bile hâlâ birçok
“Yasaklı levhalar anlatır gerçeği” -M. Hicri Urfa; tarihin, uygarlıkların, inançların, kimliklerin harmanlandığı gizemli kadim bir kenttir. Gizemli kadim bu kenti, Misbah Hicri’nin kaleme aldığı Tarihin Adı: Urfa adlı eserle tanımaya çalışmak, hem zevkli ve hem de öğretici: Kitap, “Mezopotamya’nın tarih kokan, kanla
Urfa’nın sürekli peygamberler şehri olduğu söylenir. Meğer boşuna değilmiş, dahası varmış: Urfa il sınırları içinde yer alan Göbekli Tepe, günümüzden 12 bin yıl önce bir inanç merkezi, insanoğlunun ilk hac yerlerinden biriymiş. Göbekli Tepe gizemli olduğu kadar, hikâyesi de ilginçtir. Şavak adında