Kötülük ve pislikler tarih boyunca çoğunlukla kutsallık adına yapılmış ya da altında saklanmıştır. Bunun en çarpıcı örneklerinden birini Mario Puzo’nun AİLE(*) romanını okuduğumuzda görebiliriz. Amerikalı yazar Mario Puzo (1920-1999), 1969’da yazdığı BABA romanında mafyanın, Don Corleone ailesinin karanlık ve kanlı öyküsünü anlatmıştı.
Alexandre Dumas, Üç Silahşör adlı romanında; “Hayat, filozofun küçük dertlerden oluşan tanelerini gülerek çektiği bir tespihtir” diye yazar. Pis kokuların sardığı dünyamızın halini anlamak için, Dumas’ın “gülerek” dediği şekilde değil, tiksinerek ve daha çok da düşünerek, yüreğimizde biraz sızı hissederek “dert” tanelerini
okuma süresi: 4 dk.
“Tanrılar ülkesi” Olympos’ta oturan Baştanrı Zeus, karısı Baştanrıça Hera’nın katkısı olmadan, anasız, Tanrıça Athena’yı doğurur. Buna çok içerleyen Hera da, inat olsun diye babasız Tanrı Hefaystos’u doğurur. Bir ayağı kısadır Hefaystos’un. Çok üzülür Hera, çok utanır. Dayanamaz, bir gün onu bacağından tuttuğu
okuma süresi: 7 dk.