10 yıl önce okuduğum bir kitabı ve bu kitabın yazılışına neden olan gizemli bir mekânı anlatmak istiyorum. Beni buna sevk eden şey, Tel Aviv Üniversitesi’nden Prof. Avi Gopher ve Doktora adayı Gil Haklay’ın, Göbekli Tepe’de yer alan yapıların “tutarlı bir geometrik desene
“Tanrılar ülkesi” Olympos’ta oturan Baştanrı Zeus, karısı Baştanrıça Hera’nın katkısı olmadan, anasız, Tanrıça Athena’yı doğurur. Buna çok içerleyen Hera da, inat olsun diye babasız Tanrı Hefaystos’u doğurur. Bir ayağı kısadır Hefaystos’un. Çok üzülür Hera, çok utanır. Dayanamaz, bir gün onu bacağından tuttuğu
Yerkürenin farklı bölgelerinde yiyecek üretimi nerede, ne zaman ve nasıl başladı? Bu soruya yanıt vermeden önce, bu yerlerin, tarihlerin nasıl saptandığı konusuna kısaca değinmek gerekir. Arkeologlar yiyecek üretiminin tarihini, o kazı yerinde bulunan karbonlu maddeleri radyokarbon testinden geçirerek saptarlar. Bu yöntem, her
Madenciliğin başlangıcını, gelişimini, sonuçlarını ele almak için tarihin akışı içindeki dönemeçlerden birini seçmemiz gerekiyor. En uygun olarak 12000 yıl öncesini, yani Neolitik dönemin başlangıcını alabiliriz. Yaşadığımız coğrafyanın tarihini bilmemiz açısından bunun önemli olduğunu düşünüyorum. Yapılan arkeolojik kazılar sonucu; Diyarbakır-Ergani’de bulunan Çayönü/ Qoteberçem
“Sümer Kervanları Erciyaş ve Ergani’ye uzandığı günden beri, Türkiye’de SERMAYE vardır.”Dr. Hikmet Kıvılcımlı (Türkiye’de Kapitalizm’in Gelişimi, Köxüz Yayınları, Önsöz.) Ergani’nin Maden’le ilişkileri tarihten ve idari, ekonomik, komşuluktan gelmektedir. Tarihten gelen ilişkiler nedeniyle, birçok yerli ve yabancı araştırmacı tarafından ve de tarihi belgelerde