“deki dicle’ye ve fırat’abeşikte uyuyana içirdim toprağın kanını” (M. Oğuz) İlginç ve önemli bir kitaptan, Mezopotamya’da 1915-1920 Sivil Yönetimi kitabından bahsetmek istiyorum. Kitabın yayın tarihi biraz eski, 2004 yılında Yaba Yayınları tarafından yayımlanmış. Kitabın ilginçliği bir istihbaratçının kaleme almış olmasından, önemi ise
Her ailenin, her aşiretin, her halkın ve her bir mekânın bir tarihi vardır. Sadece bunlarla sınırlı değil; avcılığın, futbolun, tarımın, sanayinin, siyasetin, ekonominin, bilimin, sinemanın, şiirin, müziğin, güzellik yarışmalarının da tarihi vardır. Bir yerleşim yeri, bir mekân olarak Ergani’nin de çok eski
Ergani hakkında birçok kitap ve yazı yazdım ve zaman buldukça da edindiğim bilgileri hep paylaştım. Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Ergani hakkında yazılı en geniş bilgi benim kitaplarım ve yazılarımda yer almaktadır. Ama yine de benim ve başkalarının yazdıklarının yeterli olmadığına inanıyorum. Ergani tarihinin
“bize doğunun büyük şiiri kaldısonra derviş defterimiz kapandı” Doğup büyüdüğüm Ergani’de (Diyarbakır) eskiden Ermenilerin yaşadığını Meryem Ana Kilisesi, Kırlar Kilisesi, Papazın Gölü, Papazın Bahçesi, Goconun Tepesi, Arutun Bağı gibi yer isimlerinden ve aile büyüklerimizden Zekeriya amcamın (Zekeriya Üzülmez d.1319/1903-ö.1987) yaşlılığın vermiş olduğu
“Tarih, sadece tarihçilere bırakılmayacak kadar önemli bir şeydir.” –Talleyrand 3 Eylül 2010 tarihinde Ergani Haber gazetesinde yayınlanan “Meryem Ana Kilisesi/Surp Asdvadzadzin İle İlgili Edindiğim Yeni Bilgiler” başlıklı yazımda; V. Bardizaktsi, B. Natanyan ve K. Sirvantsdyants’in raporlarından oluşan ve Palu- Harput 1878 –Çarsancak,
Udi Yervant Bostancı’ıdan aldığım bir yazı Müslüm Babam,O muhteşem resimleri ve de mailini içim yanarak okudum. Tabi ki o weraneyi(*) görüpte üzülmemek mümkün mü? Hemen Tatyos efendinin Rast makamındaki harika şarkısı aklıma geldi: Bir gönlüme bir hali perişanıma baktımZalim seni yad eyleye
Sn. Samuel Anders’ından Gelen Yazı: Merhaba Müslüm Bey,Öncelikle yaptığınız çalışmalardan dolayı sizi kutluyorum. Gerçekten güzel çalışmalar çıkartmışsınız.2008 yılında buradan Erganili bir arkadaşımla Diyarbakır’a gittik oradan yanımıza bir arkeolog alıp Mardin Diyarbakır Süryani Metropolü Saliba Özmen ile Diyarbakır Papazımız Yusuf Akbulutla birlikte Eğil
Meryem Ana Kilisesi’nden söz etmek istiyorum. Çünkü içler acısı, virane bu kilisenin yıkılmamış, sağlam durumdayken, avlusunda atların bağlı olduğu bir fotoğrafı elime geçti. Fotoğrafa bakınca, içimden; “Hey gidi günler hey, bu tarihî görkemli eser böyle mi olacaktı” dedim. Fotoğraf, Gertrude Bell’e (1868-1926)