Yazının öncesi:“Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar – 1“Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar – 2 ABD’li akademisyen Robert Darnton’un kaleme aldığı 1789 Fransız Devrimi öncesini anlatan Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı(*) isimli kitabını tanıtmaya çalıştığım Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” başlıklı yazım yayımlandıktan sonra (28.01.2023)
Yazının öncesi: “Yeraltı Edebiyatı”na Dair Aldığım Yazılar – 1 ABD’li akademisyen Robert Darnton’un kaleme aldığı 1789 Fransız Devrimi öncesini anlatan Eski Rejimde Yeraltı Edebiyatı(*) isimli kitabını tanıtmaya çalıştığım Öfkelilerin Öfkesi: “Yeraltı Edebiyatı” başlıklı yazım yayımlandıktan sonra (28.01.2023) birçok yazı almış ve bunlardan
Dünya kritik bir süreçten geçiyor. Dijital teknolojik gelişime hayatımızı, yaşam biçimimizi, düşüncelerimizi derinden etkiliyor. Ukrayna-Rusya savaşı siyasetten yeni bir “soğuk savaş”ı başlattı ve dünya genelinde demokrasi, insan hakları, çevrenin korunması raftan indirildi ve şimdi tüm devletler güvenlik ve savunma gerekçesiyle silahlanmaya başladı.
İnsanın bir tanıdığının, bir dostunun, sevdiği bir şair hakkında kitap yazması kadar duygulandırıcı güzel bir şey olamaz. Yılmaz Varol Cemal Süreya ve Arkadaşları(*) kitabıyla bana bu güzel duyguyu yaşattı. Kadir kıymet bilip “Dostlukla, sevgiyle, içtenlikle” yazıp imzalayarak göndermesiyle de, sevincimi ikiye katladı.
“deki dicle’ye ve fırat’abeşikte uyuyana içirdim toprağın kanını” (M. Oğuz) İlginç ve önemli bir kitaptan, Mezopotamya’da 1915-1920 Sivil Yönetimi kitabından bahsetmek istiyorum. Kitabın yayın tarihi biraz eski, 2004 yılında Yaba Yayınları tarafından yayımlanmış. Kitabın ilginçliği bir istihbaratçının kaleme almış olmasından, önemi ise
Sevgili Arkadaşım Mehmet Yakut,Merhaba. Sizlere en kalbi selam ve sevgilerimi gönderiyorum.Arkadaşım, bana Vahdettin İnce ile yapılan röportajı gönderdiğin için sana teşekkür ederim. Cep telefonunda yazmada zorlandığım için e-posta üzerinden röportaja ilişkin düşüncelerimi çok kısa yazmaya çalışacağım:1. Vahdettin İnce ile yapılan röportajı dün
Kadere ister inanalım ister inanmayalım, kesin olan bir şey var ki o da Kürtlerin kaderinin kötü yazılmış olmasıdır. Kürtler kendi iç dinamikleriyle bir yere gelemedi, kendi kaderini kendisi belirleyemedi. Ortak bir amaç etrafında enerji ve hayallerini güçlü bir şekilde açığa çıkarmayı başaramadı.
“Tüm zaferlerin sırrı, öngörülmeyenin öngörülmesindedir.” –Marcus Aurelius Amerika merkezli bir çağa girdik. ABD’nin dünya hükümdarlığı Sovyetler Birliği’nin 1991’de çöküşüyle başladı. Bu çöküşle, ABD dünyanın tek küresel gücü ve uluslararası sistemin de merkezi haline geldi. 1945’lerden sonra yaşanan Soğuk Savaş, ABD-Sovyetler Birliği rekabetinden
M. Şehmus Güzel İyi çizilmiş bir harita bir bakışta birçok şeyi şıp diye anlamamıza yardımcı olabilir. İyi çizilmiş bir haritanın hele “altındakilere” ulaşabilirsek haritanın üstündekilerinin ve komşularının stratejisini ve jeo stratejisini anlayabiliriz. Bir harita, iyi çizilmiş bir harita, yinelemekte yarar var, cografya
Uzun bir süredir Ortadoğu yanıyor. Emperyal güçler, bölge devletleri, Müslüman Sünnî ve Şiî mezhep şeyhleri, İslamî şeriatçı örgütler ve daha birçok oluşum bu yangını sürekli harlıyor. Savaş uçakları bombalarıyla, tank ve toplar mermileriyle, canlı intihar bombacıları patlayıcılarıyla güzelim kentleri, kasabaları, köyleri, bağları,