Çok okuyan, az yazan biriyim. Okumak benim için olmazsa olmaz bir şey. Sürekli okurum. Bazen belli konulara dair (tarih, bilim, felsefe, din, siyaset gibi…) kitapları ya da kimi yazarların kitaplarına yoğunlaşarak peş peşe okurum. Bu aralar da bolca Stefan Zweig’in kitaplarını okuyorum.
“Körün gözünde görme kuvveti olmaz.” -Ferîdüddîn Attâr (Esrârnâme,s.146.) Yerel tarihle ilgilendiğimi bilen kitapevi sahibi bir arkadaşım; “İstanbul’dan Bağdat’a Mektuplarla Bir Anadolu ve Ortadoğu Seyahati 1892” isminde bir kitabın çıktığını, çalışmalarımda faydalanabileceğimi; kitapta Maden, Ergani, Diyarbakır hakkında da bilgiler bulunduğunu ama kendisinin kitabı
Udi Yervant’e gönderdiğim bir yazı Değerli ve Sevgili Kardeşim Yervant, Ses dalgaları uzun, orta ve kısa dalgalar şeklinde yayılır. Hani eskiden radyolar uzun dalga, orta dalga ve kısa dalga üzerinden yayınlar yapardı. Şimdi birde çok kısa FM radyolar çıktı. Uzun ve orta
İstanbul-Fatih’te bulunan Millet Yazma Eserler Kütüphanesi’nin kurucusu, Osmanlı’nın son kitap kurtlarından bilge insan Ali Emîrî Efendi’nın topladığı fermanlar, beratlar, hatlar ve elyazması kitaplar İstanbul’da Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü salonlarında Millet Yazma Eserler Kütüphanesi ile birlikte
1985’te zorunlu nedenlerle İstanbul’a yerleştim. Bu yerleşmemden sonra, ziyaret maksadıyla mutlaka yılda bir iki defa Ergani’ye gidip-gelmekteyim. Bu gidiş-gelişlerimde genellikle, çalışan biri olmam nedeniyle, sınırlı bir zaman dilimi içersinde akraba, arkadaş ziyaretleri yapabilme şansım oluyordu. 2005’te Çayönü’nden Ergani’ye: Uzun bir yürüyüş kitabım