Aslan Değirmenci 12 Eylül 1980 darbesi’nde yargılanan, haksız yere mahkûm edilen, işkence gören, arkadaşlarını gözleri önünde işkenceye kurban veren, kötü koşullardan dolayı sağlığını yitirenlerin bir itirazı var. 12 Eylül 1980 darbesi’nde yargılanan, haksız yere mahkûm edilen, işkence gören, arkadaşlarını gözleri önünde işkenceye
Nurettin Değirmenci’ye yazdığım bir mektup Dayı selam. “Suç ve Günah İtirafı”(*) başlıklı yazını okudum, hem de iki kez. Yazın güzel. Teşekkür ederim. Suç, günah ve itiraf olayının tarihsel gelişim sürecini ve bu edimlerin batı toplumu ile doğu toplumundaki algılanışını güzel bir anlatımla
1983’te, 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevi önünde analar, babalar, bacılar, kardeşler, kızlar, oğullar sıkıyönetimin yaktığı sıcaktan kavrulurken, zebanileri de Cezaevinin içinde tutuklu ve mahkûmlara Cehennemi yaşatıyorlardı. Ben de Türkiye Komünist Partisi (TKP) Davası’ndan tutuklu biri olarak o Cehennemi yaşayanlardanım. Nisan 1983 olmalı.
“Doğu Sorunu” üzerine, doğrusu “Kürt Sorunu” üzerine yılardır konuşuyor ve tartışıyoruz. Bu tartışmalardan çok eski, ufak bir kesiti, ve bu tartışmalar içinde yer alan Turgut Akın’ın kaleme aldığı tarihi bir belge niteliğinde olan konuya dair bir yazısını paylaşmak istiyorum. 1960’ta, 27 Mayıs