Arkadaşım edebiyat öğretmeni Ali Ekber Pekşen’den harika bir yazı aldım. Kendisi İstanbul Kadıköy’de bir dönem müfettişlik, emeklilik sonrasında ise özel bir dershanenin Türkiye koordinatörlüğünü yapan Hocamın “Eğitim Aykırı İnsanlar Yetiştirmeli” başlıklı yazısını eğitimde müfredat ve yeni derslerin eklenip, çıkarılmasının tartışıldığı bu günlerde
Kamil Sümbül’e gönderdiğim bir yazı Dayımoğlu, selam. “Tarih Bilinci” başlıklı yazını okudum. Eline sağlık. Yazını benimle de paylaştığın için teşekkür ederim. İzninle bir iki noktaya değinmek istiyorum: (…)a)Tarih Bilinci Kürtlerde haklı olarak belirttiğin gibi zayıf. Bu biraz kurumlaşamamadan geliyor. Bana göre, Kürtler
Yayına Hazırlayan: Müslüm ÜZÜLMEZÇeviri: Abdurrahman ÜZÜLMEZ “Korkma salnameye bir köşesinden iliş, istikbalin taht-i emniyettir.” Cenap Şahabettin SunuşBirinci Bölüm: Osmanlı Dönemi SalnameleriI. 1310H/1308R/(1892M) Salname-i Devlet-i Aliye-i OsmaniyeII. 1312H/1310R/(1894M) Salname-i Devlet-i Aliye-i OsmaniyeIII. 1313H/1311R/(1895M) Salname-i Devlet-i Aliye-i OsmaniyeIV. 1314H/1312R/(1896M) Salname-i Devlet-i Aliye-i OsmaniyeV. 1315H/1313R/(1897M)
Gerçekler yalın olduğunda, cahilde görür dahi olan da… Ama kim, nasıl görür? Newton yer çekim kuvvetini, Arşimet ise suyun kaldırma kuvvetini bularak dünya çapında birer dahi olduklarını gösterdiler. Bir düşünelim; Newton’dan önce, acaba dünyada kaç kişinin başına elma (armutta olabilir!) düştü ve