“Bütün zamanların en derin toplumsal altüstlüğünü ve yaratıcı yeniden yapılanmasını yaşıyoruz. Bunu henüz açık bir şekilde kavramış değiliz, ama temelden yeni bir uygarlık inşa etmekteyiz… Yeni uygarlık farklı bir dünya görünümü getiriyor; ve zamanı, mekânı, mantık ve nedenselliği ele almada kendi özgül
Bilim, Paradigma, Değişim ve Örgütler başlıklı yazım bazı sitelerde yayımlandı (02.06.2007 ve 13.07.2007 tarihlerinde). Bu yazımla ilgili birçok e-mail/ ileti aldım. Gelen yazıların çoğu, yazının “ağır” olduğu, pek anlaşılmadığı üzerineydi. Yazıyı, çalıştığım işyerinde okumaya meraklı, dünyada olup-bitenlere kafa yoran, yönetim bilimi ve
Hz. Muhammed; “Az kaldı yoksulluk küfür oluyordu” diyor. Neden acaba? Yoksulluk, ülkelerin en önemli toplumsal sorunlarından biridir. Çok haklı olarak, Konfüçyüs; “İyi yönetilen bir ülkede, fakirlik utanılacak bir şeydir. Kötü yönetilen bir toplumda, utanç verici olan zenginliktir” demektedir. Bugün, açlık genellikle yiyecek
Tüketim, toplum hayatının ve bunun yanında ekonomik faaliyet alanının en kapsamlı ve en karmaşık yanlarından birini oluşturmaktadır. Einstein her ne kadar; ” Çağımızda bir önyargıyı ortadan kaldırmak, bir atomu parçalamaktan daha zordur ” diyorsa da, ekonomik ve sosyal ilerleme, gelişen teknoloji, artan
Yerel yönetimler ile insan onurunun temelini oluşturan insan hakları arasında önemli bağlar bulunmaktadır. Farklı etnik, toplumsal ve ekonomik köken ve geleneklerden insanların her gün birlikte yaşadıkları, çeşitli ihtiyaç ve beklentileri farklı olan insanların karşılıklı yerel düzeydeki haklarını koruyacak ve geliştirecek olan yerel
Sürdürülebilir Kalkınma, günümüz insanlarının ve gelecek nesillerin, daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürmesi ve refah içinde yaşanması için; daha yeşil ve daha temiz bir dünyada yaşama hakları olduğu bilinci ile bugün varolanın aynen ya da iyileştirilerek geleceğe aktarılmasıdır diyebiliriz. Bu tanım