Kamil Sümbül’e Gönderdiğim bir yazı Dayımoğlu selam. “Şarap ve Edebiyat”(*) başlıklı yazımı beğenmene sevindim. Duygulanmana gelince, yazın beni de duygulandırdı. Yaşlanmadan mı, ayrılığın getirmiş olduğu özlemden mi, yoksa hassas oluşumuzdan mı bilemiyorum, zaman zaman beni de bazı şeyler çok duygulandırıyor. Örneğin; dün
isterim kiipek elli dokumacı kızın gergefindeki her yeni nakışsevdaların buluştuğu bir gül bahçesi olsun Culfacılık kaybolan mesleklerin başında gelir. Çocukluğumda Çermik’e dedemin yanına gittiğimde, dedem çoğunlukla bez dokurdu. Dedemi, dedemin dokuma tezgâhı başındaki oturuşunu, omzunda hep asılı duran mahrama denilen büyük mendiliyle
Vital Cuinet, bir Fransız’dır. 18. yüzyıl başlarında Düyun-u Umumiye (Şimdinin IMF’si diye biliriz) adına Osmanlı kentlerinin ekonomik, sosyal ve kültürel envanter çalışmalarını yapmakla görevlendirilmiştir. Yani Düyun-u Umumiye, Osmanlı’ya borç vermeden önce Osmanlı’nın nesi var, nesi yok diye bir envanter çalışması yaptırır. Vital
Ergani Haber’de daha önce iki hafta aralıklarla yazdığım yazılarda; 1940’lı yıllarda, Diyarbakır’da faaliyet gösteren Halkevleri yayın organlarından biri olan KARACADAĞ dergisinde çıkmış ERGANİ ile ilgili iki yazıyı, ufak bir giriş yazısıyla birlikte bilgilerinize sunmuştum. Bu hafta yine KARACADAĞ dergisinde yayınlanan ÇERMİK’le ilgili
I.Bölüm “Sen parmağındaki yüzüğü çevirinceye kadar dünya saltanatı değişir.” Uzun Hasan, Ergani’den çıkmış önemli bir tarihsel şahsiyettir. O’nun kimliği, kişiliği ve özellikleriyle ilgili tarihçilerin bazı önemli değerlendirmeleri mevcuttur. Fazla yorum yapmadan, bir kısmını şerh düşerek yazmak istiyorum. Şevket Beysanoğlu’nun, Anıtları ve Kitabeleri
Bir kaçamak yaparak eşimle birlikte, 17 Mart 2006’da üç günlüğüne Bursa iline bağlı “mobilya, köfte ve kaplıca şehri İnegöl”e, Oylat Kaplıcaları’na gittim. Kaplıcalara çocukluğumdan beri fırsat buldukça giderim. Annem Çermikli olduğu için dedemleri her ziyarete gittiğimizde veya gezmeye gittiğimde dayılarımla veya arkadaşlarca
çınar ağacının dibinde,anılarımın sessizliğindeyim:akar suyun sesi, yaprakların hışırtısı,geveze serçelerin oynak cıvıltısıve soğuk biramhepsi terli bardağın içinde,ben biranın, bira benim içimde. 15 Ekim 2004/ Çermik
“Uçsuz bucaksız denizlerDağlar ona dar gelirVahşi hayvan inleriAşkın uğrundadır.” -Sofokles- Antigone Türkiye, köprü konumundadır.a-Fiziksel yer,b-Esen “rüzgarlar” olarak. Nedir bu “rüzgârlar”?Sosyalizm, Milliyetçilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık, Irkçılık, yaratıcılık… gibi doktrinler. Aydınlanma, doktrin değildir; bu nedenle, ülkelere girişi zahmetlidir. Doğadaki nesne ve hareketleri yasa ve ölçü