“Mamosteyê delal, law weleh ez dibêjim qey ji gewrîya min xwîn tê.”(*) (s.288) Geçmişi bilmeden ne bugünü anlayabilir ne de doğru bir şekilde geleceği inşa edebiliriz. Bu bağlamda geçmişe yapılan yolculukları severim. Ay Işığı Tanıklığı adlı romanı okuyunca işte böyle bir yolculuğa
Aslan DeğirmenciTanıkları, mağdurlarıyla bir zihniyet kodlaması: 12 EYLÜLÇIRA Yayınları, İstanbul 2011, s.69-101 MÜSLÜM ÜZÜLMEZ-Araştırmacı Yazar -12 Eylül neyi amaçladı? Soruyu doğru yanıtlayabilmek için 12 Eylül öncesindeki gelişmelere kısaca bakmakta yarar var. 12 Eylül öncesinde Türkiye 12 Mart Askeri Darbesinin etkilerinden kurtulmaya çalışıyordu.
Dünya nereye gidiyor? Dünya çok hızlı değişiyor. Bu değişimle birlikte; olaylar aniden peş peşe ve çok hızlı bir şekilde gelişiyor. Buna karşılık değişim ve gelişmeler karşısında çok hızlı hareket edemeyen ve uygun politikalar üretemeyenlerin her geçen gün işleri daha da zorlaşıyor. Sovyetler
“Fırat ve Dicle’nin harap kıyılarını,Zararlı otlar kaplamış.Hiç kimse sokağa adım atmıyor artık,Ve neşeyle dolaşmaya çıkmıyor.Çayırdaki sığırlar,Ne süt ne de yağ veriyor,Anaç koyunlar doğurmuyor,Tüm ülke korku içinde.” MÖ. 2000’li yıllarda Sümerlerce yazılmış Gılgameş Destanı’nda, günümüzde sıkça Ortadoğu diye anılan, ama tarihte Mezopotamya olarak
“Uygarlık bir harekettir, bir durum değil. Bir yoldur, liman değil.” -Arnold Toynbee Sanayi Devrimi, hem üretimi müthiş artırdı, hem de maliyeti fazlasıyla düşürdü. Bu nedenle, 50 yıl içinde dünyada ulaşım ve iletişim inanılmaz bir şekilde gelişti, sosyal-ekonomik beklenti ve olanaklar fazlasıyla genişledi.
“Fırat ve Dicle’nin harap kıyılarını,Zararlı otlar kaplamış.Hiç kimse sokağa adım atmıyor artık,Ve neşeyle dolaşmaya çıkmıyor.Çayırdaki sığırlar,Ne süt ne de yağ veriyor,Anaç koyunlar doğurmuyor,Tüm ülke korku içinde.” MÖ. 2000’li yıllarda Sümerlerce yazılmış Gılgameş Destanı’nda, günümüzde sıkça Ortadoğu diye anılan, ama tarihte Mezopotamya olarak
Dayım Nurettin Değirmenci’ye yazdığım bir yazı Dayı, selam.1. (…) 2. Irak’a gelince… Sizin Mail’inizi ve Kamil Sümbül’ün yazısını okudum. Siz olaylara analitik, Kamil biraz duygusal bakıyor. Kamil’in düşüncelerinde haklı yanlar da var. Artık Ortadoğu’da “kilit taşı” Kürtler’dir. Bu süreç Irak’ın işgaliyle başladı.
“Tanrının ağzından çıkan her söz, doğrudan ya da dolaylı olarak bu sözleri kutsal bulan toplumun gelişmesine ve biyolojik ve ekonomik refahını artırmaya yaramazsa, o toplum eninde sonunda Tanrısıyla birlikte yok olur.” -Gordon Childe/Tarihte Neler Oldu? Ortadoğu kaynayan bir kazan. “Dünyanın efendisi” de
Nurettin Değirmenci Sn. Müslüm Üzülmez’in üç hafta üst üste Ergani Haber’de yayınlanan “ABD ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi” ile ilgili yazılarını zevkle okudum. Irak’ta bulunan biri olarak izlenimlerimle bu yazılara ufak bir ek yapmak istiyorum. Tarih: 9 Ağustos 2005. Yer: Irak. Bugün Amerika’daki
Yazının öncesi:ABD ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (1)ABD ve Genişletilmiş Ortadoğu Projesi (2) Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından, ABD, küreselleşme döneminde egemenliğindeki dünyanın yeniden biçimlendirilmesine karar verdi: “Yeni Dünya Düzeni” adı altında bir yapılanma modelini gündeme getirdi. Bu modelin oluşumunda biri uzun, diğeri kısa