Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 12 Eylül darbesine ilişkin soruşturmasını tamamlayıp iddianameyi 12. Ağır Ceza Mahkemesine göndermesi, 12 Eylül darbesi mağdurlarını umutlandırdı. Milat’a konuşan 80 darbesi mağdurları, atılan adımların sonuna kadar sürdürülmesini istedi. 12 Eylül mağdurları, açılan soruşturma ile benzer olayların bir daha yaşanmasının
kırk kapı açıldıkırk kapı kapandıiki gözü iki çeşmeanam içeri alındı Devrimciler biraz divane olur. Fırtınalara aldırmazlar yürekten menzili uzak umutlara koşarlar. Aşkla yıldızlara bekçilik edip sevdayla güneşin doğuşunu bekler. Gökyüzü mavi özgürlüğün, yaşadıkları topraklar zulmün karanlığı altındaysa geceleri cehennem sıcağında üşürler. Altın
Nurettin Değirmenci Papa Pius komünizme savaş açtı, Komünist Parti’ye üye olanların aforoz edileceğini söyledi. (13.7.1949) Adalet Partisi Antalya Milletvekili İhsan Ataöv, “Milliyetçi öğretmenler ayaklandığı gün içim müsterih olacaktır. Ölenler şehit, kalanlar gazi sayılacaktır” dedi. (23.5.1965) 12 Eylül”ün köklerini derinlerde aramak gerekir. Sevgili
Aslan DeğirmenciTanıkları, mağdurlarıyla bir zihniyet kodlaması: 12 EYLÜLÇIRA Yayınları, İstanbul 2011, s.69-101 MÜSLÜM ÜZÜLMEZ-Araştırmacı Yazar -12 Eylül neyi amaçladı? Soruyu doğru yanıtlayabilmek için 12 Eylül öncesindeki gelişmelere kısaca bakmakta yarar var. 12 Eylül öncesinde Türkiye 12 Mart Askeri Darbesinin etkilerinden kurtulmaya çalışıyordu.
karacadağ eteklerindeişkence fabrikası durmadan çalışıyor: 24 saat.insanlar açinsanlar perişankol geziyor veremhasta her yan,insanlarya ölüyor ya da kalıyor sakat.Zorluyorlartutsak halkımın evlatlarınıtutsak etmeyene derlerse“em-reeet komutaaanııım!” demeye. 1982-1984 yılları arasında ünlü (!) Diyarbakır 5 No’lu Cezaevi’nde tutuklu kaldım. Kaldığım süre içersinde çok şey yaşadım, çok
Aşık İhsanî 21 Nisan 2009’da aramızdan ayrıldı. Bizi bırakıp gideli bir yıl oldu. Ölüm yıldönümünde bu yiğit devrimci ozanımızı anmak ve elime yeni geçen, ama şimdiye kadar hiçbir yerde yayınlanmamış bir fotoğrafını gün yüzüne çıkartmanın sevincini paylaşmak istiyorum. Yaşam öyküsünü uzun uzun
Her insanın hayatı bir romandır, ama her insan kendi hayatını, romanını yazamaz. Ancak, Hatun Ateş Kurt okuyucuların karşısına bir anı-romanla çıkıyor. Yazar, Bir Yerde Bir Şeyler Eksikti(*) adlı kitabında öğrenciliği ve öğretmenliği nedeniyle Ergani’den (Diyarbakır) yola çıkıp değişik zaman dilimlerinde doğudan batıya,
“Anı yazmak, ölümün elinden bir şey kurtarmaktır.” –Andre Gide Her insanın hayatı bir romandır, ama her insan kendi hayatını, romanını yazamaz. Roman yazmak yetenek ister, beceri ister. Hatun Ateş Kurt kendi anı-romanını yazarak, bu konudaki beceri ve yeteneğini kanıtlayıp bizlere güzel bir
Zorda gülmek! İnsan zorda olduğunda gülebilir mi? Sevgili dostum, vefakâr arkadaşım, 1958 İzmir doğumlu, yılların usta gazetecisi Oğuz Güven’in yazmış olduğu Zordur Zorda Gülmek kitabını okuyunca, zorda olunsa dahi gülündüğüne tanık olmanın yanında; “zor yıllar”da düşü gerçeğe dönüştürme savaşımı veren 78 Kuşağı’nı
“Bire bin veren kınalı toprak/ Gömdüm umudumu bağrına.” Ergani, yazın ve düşün bakımından bereketli bir coğrafyada bulunmaktadır. İlçe olarak taşrada, sıradan bir kasaba olmasına rağmen Sezai Karakoç, Enver Atılgan, M. Şehmus Güzel, Enver Yorulmaz gibi şair ve yazarlarıyla yazın dünyasına; Adnan Aral,