Şiir soyludur. Geçmişi çok eskilere dayanır. Eski Roma ve Yunan’da seçkin bir yeri vardı. İslâm öncesi Arabistan’da ise, şiir çok gelişkin olup, aristokrasiye özgü bir ayrıcalık sayılırdı. Özellikle Mekke kentinde şiir yarışmaları düzenlenir ve yarışmayı kazanan ilk yedi şiir Kâbe’nin duvarına asılırdı.
Gülşah Tali’nin gönderdiği bir yazı Üzülmez Bey, Selamlar… Yazınızı okurken önceki yazılarınıza da göz attım bu arada… Hepsi çok duyarlı ve anlamlı gönlünüze sağlık. Sevgili Nazım Hikmet Ran’ın da dediği gibi, “Sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin?” Nazım, Abidin Dina’ya: “Bana mutluluğun
Çayönü (Qotê Ber Çem), Diyarbakır’a bağlı Ergani ilçesinde Hilar köyü sınırları içerisinde bulunan bir ören yeridir. Güneydoğu Anadolu Tarihöncesi Araştırmaları Karma Projesi kapsamında burada yapılan arkeolojik kazılar sonucunda ortaya çıkartılan bulgular nedeniyle kültür tarihimizde önemli bir yeri vardır. Halem Çem (Diyarbakır) ve
“Kadınların gözüyle iş görme. İmkânı varsa, onları ölüden say.Kadınların akılları ve imanları eksik olduğu halde, erkekler onlara neden uyarlar.” -Nasır-ı Husrev XI. yüzyıl İslam “bilgin”lerinden Nasır-ı Husrev, Saadet-Name adlı eserinde böyle yazıyor (MEB Yayınları, s.12). Ve sadece Nasır-ı Husrev değil, hemen hemen