Yazının öncesi:I – Tarih Nasıl Yazılır?, Tarih ve Yerel TarihçiII – Tarih Üzerine, Tarih Nasıl Yazılır? 5. Bellek ve Akdeniz Fransız düşünür Fernand Braudel, Bellek ve Akdeniz(*) kitabında tarihin bir belleği olduğunu ve bu belleğinde Akdeniz ve Akdeniz kıyıları olduğunu ileri sürer:
Yazar ve şair arkadaşımız Misbah Hicri üretken bir yeteneğe sahip. Dinleyerek, araştırarak, okuyarak, okuduklarını sorgulayarak ve okudukları üzerine düşünerek ortak hafızamızın doğru bir şekilde oluşmasını istiyor. Bunun için durmadan yazıyor, peş peşe kitaplar çıkarıyor; değişik dergi, yerel gazete ve web sitelerinde edebiyat,
Uğuldayan rüzgârın buz tutmuş camlara savurarak vurduğu kar tanelerinin insanın içini ürperttiği soğuk gecelerde sıcak soba başındaki anlatıcıların sesinde yankılanan masallar ve efsaneler çocukluğumuzda bizlerin yaşamına renk katardı. Gecenin karanlığında bir parlayıp bir sönen yıldızlar gibi dünyamızı aydınlatır, bizleri hayali güzel bir
Ekmek/Nan, nimetlerin şahıdır.Ekmek/Nan, insanlar için en hayati besindir.Ekmek/Nan, doğanın insanlara bahşettiği rızkın en güzelidir.Ekmek/Nan, bütün toplumlarda ve inançlarda mübarektir.Ekmek/Nan, evrensel kutsal değerdir. Eskiden, kış aylarında ekmek ve yemeklerimiz aralık denilen, evin iç bölümünde bulunan kara ocakta pişirilirdi. Köylerde ve bazı evlerde halen
Şiir insanlığın tarihiyle hemen hemen koşuttur. İnsanlar istek ve sevgilerini (dualarını), kin ve nefretlerini (beddualarını) şiirle, daha doğrusu şiirsel bir anlatımla hep dile getirmiştir. Şiir, tarihin süzgecinden geçerek bugünlere gelmiştir; şiirleri oluşturan dizelerle olaylar, olgular, duygu ve düşünceler sade ve anlaşılır, ama
Tarihin şafağında Hilar vardır. Bölgemizin on bin yıllık tarihine baktığımızda; aynı coğrafyada, birbirinden farklı, hatta birbirlerine karşı duran pek çok kültürel, etnik ve dinî oluşumun değişerek, birleşerek, dağılarak ve sonra yeniden ve yeniden bütünleşerek, geçmişten geleceğe yaptıkları kanlı ve coşkulu yolculuğuna tanık
“Yasaklı levhalar anlatır gerçeği” -M. Hicri Urfa; tarihin, uygarlıkların, inançların, kimliklerin harmanlandığı gizemli kadim bir kenttir. Gizemli kadim bu kenti, Misbah Hicri’nin kaleme aldığı Tarihin Adı: Urfa adlı eserle tanımaya çalışmak, hem zevkli ve hem de öğretici: Kitap, “Mezopotamya’nın tarih kokan, kanla
“Fırat ve Dicle’nin harap kıyılarını,Zararlı otlar kaplamış.Hiç kimse sokağa adım atmıyor artık,Ve neşeyle dolaşmaya çıkmıyor.Çayırdaki sığırlar,Ne süt ne de yağ veriyor,Anaç koyunlar doğurmuyor,Tüm ülke korku içinde.” MÖ. 2000’li yıllarda Sümerlerce yazılmış Gılgameş Destanı’nda, günümüzde sıkça Ortadoğu diye anılan, ama tarihte Mezopotamya olarak
“Her şahıs doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkına haizdir.” -(İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 21) Dünyamızın hızla değiştiği bir dönemde artık yerellik verimlilik, adalet, örgütlenme, ifade özgürlüğü ve gerçekçilik; küresellik de, sınır tanımayan dostluk ve barış
“Fırat ve Dicle’nin harap kıyılarını,Zararlı otlar kaplamış.Hiç kimse sokağa adım atmıyor artık,Ve neşeyle dolaşmaya çıkmıyor.Çayırdaki sığırlar,Ne süt ne de yağ veriyor,Anaç koyunlar doğurmuyor,Tüm ülke korku içinde.” MÖ. 2000’li yıllarda Sümerlerce yazılmış Gılgameş Destanı’nda, günümüzde sıkça Ortadoğu diye anılan, ama tarihte Mezopotamya olarak