Naci Sapan
Yazar, aynı zamanda bizim gazetenin yazarı değerli dostum Müslüm Üzülmez’le Suriye’nin son durumunu ve Kürtlerin mevcut konumunu konuşuyoruz telefonda. Kürtlere ‘Ümmetin yetimi ol diyorlar, olur mu?’ dedi.
Müthiş bir belirleme.
Doğru, aynı ümmetin evlatlarıolduğumuzu söyleyeceğiz, sonra bazı evlatlar, analı, babalı, devletli olacak, Kürtlere de anasızlık, babasızlık, devletsizlik rolü biçilecek İslam ümmetinde.
Ümmet deyimi genelde, bir ulus ya da benzeri bîr medlul (delillendirilmiş şey) için olmaktan ziyade“Müslümanlar”‘ anlamına kullanıldığı için bu yaklaşımla konuya girmek istedim. Yani genel bir kavram. Buradan hareketle meseleye baktığımızda; Kürtlerin parçalanarak zorunlu olarak yaşamak zorunda oldukları coğrafyadaki devletlerin tamamı Müslüman.
Ama onlar devlet, Kürtler değil.
Buna rağmen Kürtler, ‘Birlikte eşit koşullarda yaşayalım’ diyor.
Onlar, ‘Hayır, benim sunduğum koşullarda’ diyor.
Emperyalist paylaşım sayesinde politik egemenlik sağlayan ırklar, yakaladıkları devlet olma ‘hakkı’nı, Kürtlerinde yaşadığı coğrafyalarda ‘Ümmet’ anlayışına oturtarak, daha fazla nereye kadar devam ettirecekler acaba?
‘Hepimiz ümmetiz, ama biz ümmetin asıl çocuğu, asıl unsuruyuz, siz de ümmetsiniz, ama aynı zamanda ümmetin yetimisiniz’
diyerek, İslamın ümmet gizeminin arkasına sığınarak, Kürtlerin ilelebet ümmetin yetimleri olduğuna dair ısrar tutar mı?
Hele hele bu saatten sonra.
Okuduklarımızdan buraya uyanlara şöyle bir bakmakta yarar var;
Kur’an-ı Kerim ırkların çokluğunu kabul etmekle beraber, bu çokluğu kaynaşmaya gerekçe olarak getirir. Hiçbir ırkın veya rengin diğerine üstünlüğü düşünülemez Üstünlüğün tek ölçüsü, takva (Allah’ın emir ve yasaklarında ısrarlı bir gözetme ve tatbik)dir. Bir ayette Takva ile ilgili şöyle der; ‘Adil olunuz, takvaya en yakın olmanın yolu adil olmaktan geçer.’
Son peygamberin Araplar içinde ve onlardan biri olarak gelmesi, Araplar’a Ümmet içinde bir ayrıcalık getirmez Onlar da diğer ırklar gibidirler. Peygamber (s) Veda Hutbesi’nde özellikle Arap kelimesini kullanarak, “Arab’ın aceme (Arap olmayan) acemin de Arab’a üstünlüğü” gibi bir felsefeyi reddetmiştir. Peygamberin onlardan olması gibi bir lütuf dışında, ümmet içinde hiçbir ayrıcalık yoktur Araplar için.
İslâm’ın felsefesi ırklar konusunda nettir, şöyle tanımlar; Irkları Allah yaratmıştır Kaynaşma ve yardımlaşmaya bir yoldur bu ırklar, insanların hepsi bir babadandır, O baba da toprak asıllıdır. Üstünlük beşerî ölçülerle değil, takva iledir.
Irkların tamamı toprak asıllı o babadan ise, toprağın ölümsüzlüğü göz önüne alındığında, Kürtlere ümmetin yetimi olma aktörlüğünü verme gibi bir yetkiyi kullanma hakkı kimde olabilir ki. O zaman Kürtlerin ümmetin yetimi olma gibi rolü de olamaz, çünkü varlık nedeni ortada; Toprak.
***
Suriye’deki Türk işadamlarına ait fabrika ve yatırımların Kürtler tarafından koruma altına alınmış olmasının verdiği mesajın önemi kavranırsa, bundan sonraki sürecin nasıl işlemesi gerektiği de anlaşılır sanıyorum. Bütün mesele; kafaları netleştirmekte. Şimdiye kadar resmiyette, komşu Arap’tı, fiili komşular ümmetin yetimi olarak görülmek istenen Kürtler olmasına rağmen.
Şimdi komşu gerçek.
Politikalarda gerçekçi olmalı.
02 08 2012
http://www.ozgurhabergazetesi.com/makale.asp?makaleno=1047