Kim. Müh. Müslüm ÜZÜLMEZKim. Müh. Metin YELDANKim. Müh. Funda ATAŞ I. GİRİŞ Kentleşme ve endüstrileşmeyle birlikte toplumsal ve teknolojik gelişmeye paralel olarak kimyasallar hayatın tüm alanında günlük yaşantımıza girdi/kimyasallar günlük yaşantımızda vazgeçilmezler arasında yer almaya başladı. Bu gelişmenin sonucunda kimyasalların üretimi, etiketlenmesi,
Gürültünün Etkileri ve Avrupa Birliği
Teknolojinin ve endüstrinin artması ile doğru orantılı olarak insan ve çevre sağlığını tehdit eden önemli kirliliklerden biri de gürültüdür. Gürültü, çevrenin hoşluğunu ve sakinliğini yok ederek niteliğini değiştiren, istemeyen, arzu edilmeyen seslerin atmosfere yayılması; etkilenene bir anlam ifade etmeyen sestir. Ses ise, elastik bir ortamda işitme duyusunun algılayabildiği küçük basınç dalgalanmalarının ya da değişimlerinin oluşturduğu duyumdur. İnsan kulağı dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç kısımdan oluşmaktadır. Kulağa gelen ses dalgaları dış kulak kepçesi ve kulak kanalı yardımıyla kulak zarına doğru yönlendirilir. Ses dalgalarının oluşturduğu havadaki basınç dalgalanmaları kulak zarının titreşimine neden olur. Zarın titreşimleri orta kulaktaki
Çirkin Görüntülere Son Verilemez mi?
“Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların görevidir.“ (Anayasa -Madde 56) Kentler, bulundukları doğal yerleşim yerinde temin edemedikleri ihtiyaçları gidermek amacıyla civar bölgede yaşayan insanlar tarafından, müşterek, ilkin MÖ.4000-3000 yıllarında Dicle-Fırat arasında kalan ovalarda, bugünkü semt pazarlarından farklı olarak, herkesin alıcı ve satıcı rolüyle (değiş-tokuş gibi) kurmuş olduğu büyük ölçekli yerleşim yerleridir. Kentlerde, insanoğlu ihtiyacı olan mal ve hizmetleri temin ederken yaptığı faaliyetlerin planlanması ve uygulaması sırasında birtakım çevre kirliliklerine, örneğin hava, su, katı atık, gürültü, görüntü, radyoaktivite vb. gibi… kirliliklere neden olmaktadır. Teknoloji ve bilim
Tüketim Kalıplarının Değişmesi ve Çevre
Müslüm ÜzülmezKimya Mühendisiİstanbul Büyükşehir BelediyesiÇevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü Tüketim, toplum hayatının ve bunun yanında ekonomik faaliyet alanının en kapsamlı ve en karmaşık yanlarından birini oluşturmaktadır. Einstein her ne kadar; “Çağımızda bir önyargıyı ortadan kaldırmak, bir atomu parçalamaktan daha zordur” diyorsa da, ekonomik ve sosyal ilerleme, gelişen teknoloji, artan nüfus, insanların ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ve artması; moda-özenti, promosyon, taksitli satışlar ve reklam gibi etkenlerle oluşturulan yapay ihtiyaçların genişlemesi yerleşik tüketim kalıplarının yıkılmasını, kırılmasını ve değişmesini getirmektedir. Dahası bu gelişmeler, doğrudur diye bellemiş, benimsemiş olduğumuz bütün eski alışkanlıklarımızı, görüşlerimizi zorlamaktadır. Bu bağlamda; eski düşünce tarzları, eski öğretiler, eski yaşama biçimleri, eski tüketim
Sobalarla İlgili Dikkat Edeceğimiz Hususlar
Kış sezonuna girdik. Sobalar kuruldu/kuruluyor. Pratik olarak kömürlü sobalarda hem zehirlenmelere, hem yangınlara ve hem de fazla yakıt tüketime sebep olmamak için, tehlikesiz, sağlıklı ve az yakıtla çok ısınmak için; sobalarla ilgili bazı pratik bilgileri bilmemizde yarar vardır. Dumansız, kazasız ve belasız güzel bir kış dileğiyle bu pratik bilgileri bilgilerinize sunuyoruz. I-Sobalar Hakkında Bilmemiz Gereken Hususlar:*Konutlarda meydana gelen yangınların %20′ sinin sobalardan ileri geldiğini,*Onlarca insanın sobalardan zehirlendiğini,*Gaz (duman) sızdıran sobaların baş ağrısına, baş dönmesine, astıma, göz yaşarmasına ve öksürmeye neden olduğunu,*Sobaların; tutuşturulması ve taze kömür ile beslenmesi esnasında bacadan kurum yağdırarak, hem baca tıkanmasına hem de hava kirliliğine neden olduğunu,*Sobaların
Ergani Çimento Fabrikası ve Kirliliğinin Çözümü
Ergani’nin yıllardır başını ağrıtan sorunlarından biri, Çimento Fabrikası’nın çevreye yaymış olduğu toz ve kirliliktir. Fabrika yanlış yerde kurulmuş olabilir, bu konuda artık yapılacak bir şey yok. Ama işsizlikten, üretimsizlikten kıvranan ilçemiz için Fabrika bir şanstır. Fabrikanın çalışması gerekir. Dahası, fazla çalışması, daha fazla üretimin artması için çalışılmalı; Ergani’ye olan katkısı yükseltilmelidir. Tabi bu haliyle değil, teknolojik seviyeye uygun gerekli önlemleri alarak… Çimento Fabrikası yıllardır hiçbir önlem almadan çalıştığı için çevreye, bağa bahçeye, tarım ürünlerine, kurda kuşa böceğe ve en önemlisi insan yaşamına zarar verdi ve vermektedir. Önlem almak veya aldırmak o kadar zor bir şey değil, yeter ki niyet edelim,
Sürdürülebilir Kalkınma ve Yoksullukla Mücadele
Hz. Muhammed; “Az kaldı yoksulluk küfür oluyordu” diyor. Neden acaba? Yoksulluk, ülkelerin en önemli toplumsal sorunlarından biridir. Çok haklı olarak, Konfüçyüs; “İyi yönetilen bir ülkede, fakirlik utanılacak bir şeydir. Kötü yönetilen bir toplumda, utanç verici olan zenginliktir” demektedir. Bugün, açlık genellikle yiyecek bulunmamasından değil, satın alma gücünün olmayışından kaynaklanmaktadır. Ve yoksul ve aç olanlar çoğu zaman sağ kalabilmek için, yakın çevrelerini mahveder; ormanları keser, hayvanları, meraları talan eder, toprağı aşırı kullanır, boğulma durumuna gelmiş kentlere akıp oraları daha kalabalıklaştırırlar. Bu değişikliklerin kümülatif etkisi öyle çok şeyi değiştirir ki, yoksulluğu başta gelen global tehlikelerden biri haline getirir. İnsanı insandan, insanlığı doğadan,
Sürdürülebilir Kalkınma ve Tüketim Kalıplarının Değişmesi
Tüketim, toplum hayatının ve bunun yanında ekonomik faaliyet alanının en kapsamlı ve en karmaşık yanlarından birini oluşturmaktadır. Einstein her ne kadar; ” Çağımızda bir önyargıyı ortadan kaldırmak, bir atomu parçalamaktan daha zordur ” diyorsa da, ekonomik ve sosyal ilerleme, gelişen teknoloji, artan nüfus, insanların ihtiyaçlarının çeşitlenmesi ve artması; moda-özenti, promosyon, taksitli satışlar ve reklam gibi etkenlerle oluşturulan yapay ihtiyaçların genişlemesi yerleşik tüketim kalıplarının yıkılmasını, kırılmasını ve değişmesini getirmektedir. Dahası bu gelişmeler, doğrudur diye bellemiş, benimsemiş olduğumuz bütün eski alışkanlıklarımızı, görüşlerimizi zorlamaktadır. Bu bağlamda; eski düşünce tarzları, eski öğretiler, eski yaşama biçimleri, eski tüketim alışkanlıkları geçmişte ne kadar etkili olursalar dahi
Sürdürülebilir Kalkınmada Yerel Yönetimlerin Rolü
Yerel yönetimler ile insan onurunun temelini oluşturan insan hakları arasında önemli bağlar bulunmaktadır. Farklı etnik, toplumsal ve ekonomik köken ve geleneklerden insanların her gün birlikte yaşadıkları, çeşitli ihtiyaç ve beklentileri farklı olan insanların karşılıklı yerel düzeydeki haklarını koruyacak ve geliştirecek olan yerel yönetimlerdir. Yani daha açık bir deyimle belediyelerdir. Kentleşme ekonomik kalkınmanın temel şartlarından biridir. Bu nedenle, kentleşme hiçbir zaman sakıncalı görülmemeli, ancak çarpık kentleşmenin büyük sosyal sorunlarla, ekonomik ve çevre sorunları yarattığını da unutmamalıyız. Doğru dürüst ve insanca bir yaşam sağlamaya yetecek temiz suyu, sağlık hizmetlerini, okulları ve ulaşımı sağlayacak güç, kaynaklar ve eğitilmiş personel temininde büyük zorluklar yaratmaktadır.
Sürdürülebilir Kalkınmada Kadın ve Gençlerin Rolü
Sürdürülebilir Kalkınma, günümüz insanlarının ve gelecek nesillerin, daha sağlıklı ve kaliteli bir yaşam sürdürmesi ve refah içinde yaşanması için; daha yeşil ve daha temiz bir dünyada yaşama hakları olduğu bilinci ile bugün varolanın aynen ya da iyileştirilerek geleceğe aktarılmasıdır diyebiliriz. Bu tanım kapsamında sürdürülebilir kalkınmada kadın ve gençliğin rolüne ve sonraki yazılarda da sürdürülebilir kalkınma ve yerel yönetimler, tüketim kalıplarının değişmesi, yoksullukla savaş gibi konulara kısaca değinmek istiyorum. Sürdürülebilir Kalkınmada Kadınlar Önümüzdeki yıllarda günlük yaşamda, iş hayatında ve politikada kadınların yönetimdeki etkinlikleri artacaktır. Bu gelişmeye paralel bizler de; *Kadınların toplumsal yaşama olduğu kadar politikaya da eşit düzeyde katılımını savunmalıyız. *Kadının
“Çevre Sorunları” Ne Demektir?
Televizyon ve radyolarda sık sık duyduğumuz, gazetelerde hep okuduğumuz “çevre sorunları”nı etrafımızda çok farklı biçimlerde gözlemleyebiliriz. Örneğin, Hazar Gölü’nün renginin mavi olması gerekirken bulanık olması ve gölün üzerinde çöplerin/pisliklerin yüzmesi bir çevre sorunudur. Makam Dağı’nın ağaçsız oluşu; oksijen üreten ve dünyamızı güzelleştiren ağaçların, ormanların yok edilmesi, sokaklarımızın çöp dağlarına dönüşmesi de diğer çevre sorunlarıdır. Yukarda verdiğimiz örneklerden yola çıkarak bu sorunların ortak özelliklerini tespit edelim ve daha sonra da çevre sorunlarının tanımını yapalım. Çevre sorunlarının birinci ortak özelliği, insanlar tarafından yapılmış olmasıdır. Yani gölün renginin bulanık olmasının nedeni, insanların göle çöplerini atmalarından, pis lağım sularını akıtmalarındandır. Sokaklarımızın veya derelerin, göllerin