Kim. Müh. Müslüm ÜZÜLMEZKim. Müh. Metin YELDANKim. Müh. Funda ATAŞ I. GİRİŞ Kentleşme ve endüstrileşmeyle birlikte toplumsal ve teknolojik gelişmeye paralel olarak kimyasallar hayatın tüm alanında günlük yaşantımıza girdi/kimyasallar günlük yaşantımızda vazgeçilmezler arasında yer almaya başladı. Bu gelişmenin sonucunda kimyasalların üretimi, etiketlenmesi,
Tehlikeli Kimyasal Maddelerin ve Müstahzarların Kontrolü
Kim. Müh. Müslüm ÜZÜLMEZKim. Müh. Metin YELDANKim. Müh. Funda ATAŞ I. GİRİŞ Kentleşme ve endüstrileşmeyle birlikte toplumsal ve teknolojik gelişmeye paralel olarak kimyasallar hayatın tüm alanında günlük yaşantımıza girdi/kimyasallar günlük yaşantımızda vazgeçilmezler arasında yer almaya başladı. Bu gelişmenin sonucunda kimyasalların üretimi, etiketlenmesi, ambalajlanması, depolanması, pazarlanması, satışı, taşınması, kullanımı; kullanım sonrası bertarafı her geçen gün önem kazanmakta ve bu önemle birlikte bazı sorunlar ve sıkıntılar yaratmakta, riskler taşımaktadır. Yasalarımız yaşanan veya yaşanacak sorunların, risklerin, zararların en aza indirilmesi için merkezî ve yerel yönetimlere, kimyasallarla ilgileri olan kuruluşlara veya şahıslara belirli görev ve sorumluluklar vermiştir. Kimyasalların tamamen içinde olan kimya mühendisleri ve
Tarım İlaçları Zehirlenmelerinden Korunma ve İlkyardım Önlemleri
I. Giriş Doğum oranındaki artış, tıptaki ilerleme sonucu kısırlığın tedavi edilişi ve koruyucu hekimlikle insan ömrünün uzaması gibi nedenlerle Dünya nüfusu hızlı bir şekilde artmakta. Artan Dünya nüfusunu besleyebilmek; kentleşmeye paralel değişen, gelişen ve artan tüketim ihtiyaçlarını karşılayabilmek her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. Ayrıca Dünyamızda insanların büyük çoğunluğu açlık çekerken, gelişmiş ülkelerin varsılları sınırsız bir tüketim içinde yaşamaktadır. Bu nedenle, sürekli ekilebilir tarım alanı miktarı azalmakta; miktarı artmayan, ama her geçen gün alanı azalan tarım alanlardan daha fazla insanın yararlanmasına ve kazanç teminine yönelik çeşitli yöntemler geliştiriliyor ve yeni yollar aranıyor. Tarımsal verimi artırmanın çok çeşitli yolları vardır.
Baca Gazı, Doğalgaz ve Kimyasal Gazlardan Zehirlenmeler ve Alınacak Tedbirler
İşyerlerinde ve konutlarda gazlardan meydana gelen zehirlenmeler ve olumsuz etkilenmeler genellikle:I. Baca gazlarından, yani karbonmonoksitten,II. Doğalgazdan, yani metan gazından,III. Bir kaza veya saldırı sonucu diğer kimyasal gazlardan …, olmaktadır. I. Baca Gazından, Yani Karbonmonoksitten ZehirlenmeBaca gazlarından zehirlenmeler genellikle; soba ve kalorifer kazanlarında iyi bir yanmanın gerçekleşmemesinden, soba ve kazan gibi yakma cihazlarının standartlara uygun olmamasından, sobaların düzgün ve kurallara uygun kurulmamasından, bacaların standartlarauygun olmaması veya tıkalı olmasından ötürü olmaktadır. Bu olumsuzluklar ayrıca aşırı yakıt tüketimine ve yangınlara da neden olmaktadır.Baca gazı yanma sonucu bacadan atılan gazdır. Karbondioksit, karbonmonoksit, kükürtoksitleri, azot oksitleri, su buharı vs. içerir. Baca tıkalıysa, yanma havası yeterli
Soba ve Karbonmonoksit Zehirlenmelerine Dikkat!
Aşrı soğukların yaşandığı kış sezonundasoba zehirlenmelerine karşı lütfen dikkatli olalım… Kış Geldi… Karbonmonoksit Zehirlenmelerine Dikkat!.. Kış geldi. Kar yağışları ve soğuklar etkili olmaya başladı. Aman, karbonmonoksit zehirlenmelerine karşı önlemlerimizi alalım, dikkatli olmayı elden bırakmayalım. Yanlış soba seçimi, sobaların kusurlu kurulması, yanlış soba yakımı ve boruların eksik izolasyonu nedeniyle üzücü olaylar, soba zehirlenmeleri meydana gelmekte ve birçok insanımız hayatını kaybetmektedir.Söz konusu üzücü olayların yaşanmaması için:1- TSE Belgeli sobaların kullanılması,2- Sobaların duvardan/bacadan en az 1 metre en fazla 1.5 metre uzakta olması,3- Sobaların kömür altta, odun, tahta vb tutuşturacak malzemelerin kömürün üstünde olacak şekilde yakılması,4- Soba borusunun baca içine fazla sokulmaması,5- Sobaların
“Yerel Gündem 21” Üzerine Bazı Düşüncelerim
“Her şahıs doğrudan veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkına haizdir.” -(İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Madde 21) Dünyamızın hızla değiştiği bir dönemde artık yerellik verimlilik, adalet, örgütlenme, ifade özgürlüğü ve gerçekçilik; küresellik de, sınır tanımayan dostluk ve barış anlamını taşımaktadır. Başka bir ifadeyle evrensel olabilmenin doğal yolu ulusal olmayı, küresellik ise öncelikle sağlıklı bir yerelliği gerektirmektedir. Diyarbakır, Mezopotamya’nın kadim yerleşim yerlerinden biridir. Birçok farklı inanç, etnik ve imparatorluk geleneğinin mirasçısıdır. Kültür, tarih mozaiğini ve zıtlıkların uyumunu nitelemektedir. Ama günümüzde 1 milyonu aşan nüfusuyla bir megaköy görünümündedir. Aynı zamanda kısıtlı olmasına karşın eğitim, ticaret, iletişim ve kültür
Avrupa Birliği Müktesebatının Yerel Yönetimleri İlgilendiren Konu Başlıkları
GİRİŞ Evrensel insanî değerler, evrensel yasaların ürünüdür. Keyfi idare yerine yasaların işlemesi, kurumların gerçek birer kurum olması ancak evrensel yasaların egemen olması ile mümkündür. Evrensel yasaların oluşması açısından Avrupa Birliği üyelik müzakereleri bu konuda atılan önemli adımlardan biridir. Hükümetin kurulmasından sonra gündemi meşgul edecek konuların başında yeni bir anayasa paketi ile birlikte Avrupa Birliği üyelik çalışmaları olacaktır. Avrupa Birliği, yanlışları ve doğrularıyla, kurumlarla yönetilen ülkelerin bir araya geldiği ülkeler topluluğudur. Bizde, kurumlar veya bireyler ya Avrupa Birliği’ne karşı toptan retçi ya da olduğu gibi kabul edici bir tutum içinde. Oysa ret veya kabul etmeden önce AB’nin ne olduğunu anlamanın daha
Sürdürülebilir Kavramının Tanım ve Gelişimi
Son yıllarda sürdürülebilir kalkınma kavramı çok kullanılmaya başlandı. Bu nedenle, kalkınma ve yatırım planlarında yer alan sürdürülebilir kavramı için yapılan tanım ve bu kavramın gelişim sürecini bilmemizde yarar var. Dünyamızın birçok bölgesinde hızlı nüfus artışları, kontrolsüz sanayileşme ve şehirleşme gibi olgular beraberinde doğal kaynakların aşrı ve yanlış kullanımını getirerek, atık miktarının artmasına ve çevrenin kirlenmesine neden olmuştur. Böylece önce toprak, su ve hava kirlilikleri gibi çevre sorunları ortaya çıkmıştır. Bu çevre sorunlarını görüşmek üzere ilk olarak 5-16 Haziran 1972 yılında Stockholm’da, Birleşmiş Milletler Çevre Konferansı toplanmış ve bir Deklarasyon yayınlamıştır. Bu konferansta, sanayileşmiş ve gelişmekte olan ülkeler bir araya getirilerek,
Kirlilik Üzerine Bazı Düşünceler
İnsanlar, her geçen gün daha çok çevre ve kirliliklerden şikâyet eder oldu. Bu kadar çok şikâyet edilmesine rağmen, kirlilikler de katlamalı artar oldu. Ergani Çimento Fabrikası‘nı göz önüne getirin. Burada olan sadece bir çevre kirliliği mi? Hayır, bence, sosyal ve ahlaki kirlilikte söz konusudur. İlgililerin ve halkımızın ve çevre konusunda yeterli duyarlılığı göstermemesi, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve bu Kanun’a dayanılarak çıkartılan yönetmeliklerdeki yükümlülükleri yerine getirmeme ve bilmemelerinin nedeni; bilgi eksikliği, yasal düzenlemeleri takip etmeme, neyin nasıl-nerede yapılacağını veya yapılması gerektiğini bilmeme, çevre bilincine vakıf olmama, üretim ve çevre teknolojilerini takip etmeme, teknolojik seviyeye uygun teknolojiler kullanmama, bencillik ve aşırı
Çevre Eğitiminin Önemi
İnsanevladı, zaman içinde, doğaya ve çevresine hükmeden bir varlık olmuştur. 17. yüzyılın ortalarına doğru filizlenen ve giderek büyük bir ivme kazanan teknoloji, endüstriyel gelişmenin itici gücü olmuştur. Ancak bu gelişmenin çevresel maliyeti çok yüksek olmuştur; hızla artan çevresel baskılar, sorunlar dünyamızın bazı bölgelerinde yaşamı tehdit eder bir duruma getirmiştir. Şimdi doğaya hükmetme alışkanlığı artık terk edilmeye, ulusal ve uluslararası ölçekte çevrenin iyileştirilmesi konularında çok değişik ciddi çalışmalar başlatıldı. Çevrenin korunması, geliştirilmesi ve iyileştirilmesi konularında verilen uğraşıların amacı, insanların daha sağlıklı ve daha güvenli bir çevrede yaşamalarını sağlamaktır. Çevreyi kirleten insan olduğu gibi, çevrenin korunması ve iyileştirmesini sağlayacak olan da yine
Anılarımdaki Maden
Rüya mıydı hepsi, yoksa şimdi mi rüyadayım. Maden, Bakır Maden İşletmesi sayesinde eskiden çok şen, canlı bir ilçeyken, bugün Bakır İşletmesi‘nin kapatılması ve faaliyetine son verilmesi nedeniyle eski canlılığını yitirmiş, yoğun göç veren cansız bir ilçe konumuna düşmüştür. Bakır cevherleri tükendi diye işletmenin kapatılması sonucu, Madenlilerin çoğu başta Elazığ olmak üzere başka yerlere göç etti. İki dağ yamacında kurulu bulunan ve kibrit kutusu gibi birbirlerinin üzerine konulan evlerin çoğu ne yazık ki bugün sahipsiz birer harabeye dönmüş. Fabrika bacaları ise, birer anıt gibi tüm görkemleriyle ayakta, ama bacaları tütmüyor. Artık bakır üretilmiyor. Oysa eskiden Maden ve Maden’de hayat bir başkaydı.