Zamanın durdurulmaz akışının bir sonucu olarak bizim kuşak sonbaharına girdi gibi. Yavaş yavaş sararıp dalından düşen yaprak misali arkadaşlarımız hayattan birer birer düşüyor. Bu düşenlerin arasına maalesef Süleyman Talay da katıldı. Süleyman Talay, “kas hareketinin kontrolünden sorumlu sinir hücrelerinin hasarından kaynaklanan nadir
Yazılanlar Sizin Duygu ve Düşünceleriniz
Misbah Hicri’ye Tarihsiz ve Talihsiz Şiirler kitabı ile ilgili gönderdiğim yazı Değerli dostum Misbah Hicri,Merhaba. Tarihsiz ve Talihsiz Şiirler’in(1) tümünü okudum. Güzel. Duygu ve düşüncelerini sözcüklerle iyi ifade etmişsin. Kutlarım. Şiirlerin içeriğine yönelik bir şey söyleme hakkını kendimde görmüyorum. Çünkü yazılanlar sizin duygu ve düşünceleriniz. Ve kim bilir hangi duygu yoğunluğunda ve neler düşünerek o dizeleri oluşturdunuz? Okuyanın algısıyla yazanın algısı farklı şeylerdir. Bu nedenle, sadece yazım tekniği açısından şiirlerde gördüğüm bazı eksiklikleri bildirmek istiyorum. Şiirlerde yazım tekniği açısından bir bütünlük göremedim. Örneğin:1. Bazı şiirlerde noktalama işareti hiç kullanmamışsın. Bazen de hem kullanmışsın hem kullanmamışsın. Bazılarında ise tamı tamına kullanmışsın.
Edip Polat’ın Gönderdiği Bir Yazı
30. Koğuş ve Direniş Yıl 1983’ün başı. 5 nolu cezaevi idaresi yeni bir konsept başlatarak koğuşlarda ne kadar direngen veya önder konumunda mahkum varsa, hepsini 36. koğuşa (eski adıyla 37. koğuş, yani hücrelere) topluyordu.Ocak ayında 14. koğuştan buraya yedi kişi getirildik. Kimler vardı bizden önce? İşte bir kaçı: Ruşen Aslan, Erdal ve Mümtaz Kotan, eski bld. Başkanı Mehdi Zana, eski milletvekili Nurettin Yılmaz, Haydar Geçilmez, Ömer Ağın, Abdullah Doğma, Şükrü Göktaş, Ömer Çetin, Nazif Kaleli, Azmi Kaleli, Ahmet Nitelik, Kaya Karan ve aynı davadan yargılanan Müslüm Üzülmez vardı. Mayıs ayına kadar o koğuşun değişik hücrelerinde kaldık, ayın kaçıydı hatırlamıyorum bir
Salih Şimşek’ten Aldığım Kürtçe Bir Mektup
Hevalê min ê hêja, Muslum.(1) Dereqa pertûka hevalê me yê hevbeş; Mamoste Cûmalî de, nivîsîna te ya danasînê, min bi dilgermî û dilşadîyek mezin xwend. Bê şik, her cure nivîs; berhemên kedek mezine. Berhemên bi vî rengî, berî her tiştî sebrek û xebatek bê hempa divê. Lê çi mixabe ku civaka me, qedrê vê xebatê zêde nizane. Xwezî her kesê nola te; li van berhemên rexneyên xwe yên erênî bikira. Wê gavê, ewê ciwaka me jî, herwekî civakên pêşveçûyî, ji xwendin û nivîsinê hezkiriba. Ji ber vê pîta te ya dilgerm, di serî de, ez sipasên xwe yên ji dil,
Cumali Eşsizoğlu’nun Şiir Dosyasına İlişkin Mektubum
Sevgili Arkadaşım Cumali Eşsizoğlu,Bana verdiğin şiir dosyanı okudum. Bir arkadaşın ve yoldaşın olarak sizi kutluyorum. Böyle güzel bir özelliğinizin olduğunu bilmiyordum. Bir hoş oldum. Ve şiirlerin beklediğimden çok iyi. İyi ki bu güzel dizeleri yazmışsın. İyi ki bu şiirleri yazarak tarihe kısa da olsa birer not düşmüşsün. Sevgili Arkadaşım,Ben şiir eleştirmeni değilim. Ama bol bol okuyan, zaman buldukça şiir dâhil hemen hemen her konuda bir şeyler yazan biriyim. Şiirde anlam, biçim ve sözcüklerin dizilimine önem veririm. Şiirin yazılışı kadar okunuşuna da… Bu anlattığım çerçevede Şiir Dosyanıza(*) ilişkin bazı düşüncelerimi ve de önerilerimi yazmak istiyorum:1. Şiirleriniz genellikle halk şiiri türünde hece
Şiir Dosyan Yayınlanmayı Hak Ediyor
Eşsizoğlu’na şiirleriyle ilgili yazdığım mektup Sevgili Arkadaşım Cumali Eşsizoğlu,Bana verdiğin Şiir Dosyanı(*) okudum. Bir arkadaşın ve yoldaşın olarak sizi kutluyorum. Böyle güzel bir özelliğinizin olduğunu bilmiyordum. Bir hoş oldum. Ve şiirlerin beklediğimden çok iyi. İyi ki bu güzel dizeleri yazmışsın. İyi ki bu şiirleri yazarak tarihe kısa da olsa birer not düşmüşsün. Sevgili Arkadaşım,Ben şiir eleştirmeni değilim. Ama bol bol okuyan, zaman buldukça şiir dâhil hemen hemen her konuda bir şeyler yazan biriyim. Şiirde anlam, biçim ve sözcüklerin dizilimine önem veririm. Şiirin yazılışı kadar okunuşuna da… Bu anlattığım çerçevede Şiir Dosyanıza ilişkin bazı düşüncelerimi ve de önerilerimi yazmak istiyorum:1. Şiirleriniz
“Güllerin Kokusu ile Selamlar Yolluyorum”
Fırat Kaplan’la “Hüzünler Sarnıcı” üzerine yazışmamız… Sevgili Fırat,Yazımın faydası olacağını söylemenize sevindim. Kitapla ilgili düşüncelerimi, dediğim gibi, önyargısız ve sansürlemeden yazdım.(*) Ben şiir eleştirmeni değilim, ama hem şiir yazarım, hem de her konuda bir şeyler yazan biriyim. Yazma deneyimden hareketle düşüncelerimi yazdım. Amacım: Sizin hem biçim yönünden ve hem de içerikçe daha güzel, daha iyi şiirler yazmanıza birazcık katkım olsun istedim. Sözcükleri kullanmadaki ustalığınız ve dile hâkimiyetiniz çok iyi. Bu yeteneğinizi en iyi şekilde içerik ve estetik olarak yazacağınız şiirlere yansıtacağınıza inanıyorum. Ve sizi tekrar canı gönülden kutluyorum.Ergani’ye geldiğimde inşallah görüşürüz. Bu konuları bol bol konuşuruz.Selam ve sevgiler. Müslüm Üzülmez2
“Bu tür makalelerinin sürmesini bilhassa arzuluyorum”
M. Şehmus GÜZEL’den aldığım bir yazı DEĞERLİ HEMŞERİM, MERHABA. Makaleni(1) büyük bir zevkle okudum. Çok iyi olmuş. Kutlarım. Bu tür makalelerinin sürmesini bilhassa arzuluyorum. Hele dev kitabında(2) yazdığın hemşerilerimizin hayatını biraz kısaltarak birer makale haline getirebilirsen onlar da çok yararlı olacak. Bunu daha önce de yazdığımı anımsıyorum ama tekrarlamak istiyorum: Çünkü herkesin kitabını edinmesi zor olabilir oysa bir makaleyi okuyup o kişi ve yaşamı hakkında epey bilgi edinebilir. Bu arada Yavuz Aközel isimli bir hemşerimizden edebiyatodası sitesindeki bir yazıma yorumu aracılığıyla haberim oldu. Kitabında sözünü ettiğin öğretmen Osman Akyüz bu arkadaşın babası olmalı? Yavuz Aközel’i tanıyor musun? Gruba(3) ilettiğin fotoları
“Eleştirmesi de güzel”
Gülşah Kaya’dan aldığım bir yazı Çok selam ederek başlamak istedim… :)) Evet yazılanları büyük zevkle bende okudum Huneyn Kaygusuz ve Kamil adlı şahsın yazdıklarını.(*) Tarımın geliştiği ilk yer Orta Doğu’da verimli hilal adı verilen bölgedir. İlk defa tarıma alınan buğdayın ana vatanının, Urfa ve Diyarbakır arasındaki Karacadağ olduğu bilinmektedir. Tarımın başladığı yerlerdeki bitkiler de farklıdır. Bunlar sırasıyla belirtilmiştir hepsini yazmasam da aralarında Anadolu’da Cafer höyük (Malatya) Çayönü ( Diyarbakır), Hallan Çemi (Batman), Nevali Çori (Urfa) ve Göbekli Tepe ( Urfa) verimli hilal üzerinde bulunan Neolitik, yani Yeni Taş Çağ’ında köy yerleşimlerinin en önemlileri olduğu bilinmektedir. Verimli hilal ürünleri buğday, arpa,
Abdurrahman Önen’den Aldığım İkinci Mektup
Sevgili Müslüm, Huneyn’e bayıldım, resmen mest oldum, hayran kaldım. Bir köylünün bu olağanüstü yerel, evrensel ve entelektüel olmasına bayıldım. Sana mektubu(*) ve krokisi çok zengin bir içeriğe ve evrensel bir anlayışa harika bir örnek. Dolayısıyla gazeteye göndereceğin yazıyı okuduktan sonra daha düzgün ve güzel olması için müdahale edemeden duramadım. Yazının belki haddim ve hakkım olmadan müdahale ettiğim yeni halini sana ekte gönderiyorum:) Beğenir ve uygun görürsen bu yeni halini gazeteye gönderirsin, eskisi çıksa da sorun değil. Kroki çok iyi hazırlanmış, nerdeyse harita gibi. Ancak yer isimlerinin doğru yazımı konusunda bazı sorunlar var gibi görünüyor, Eğer Huneyn’e benden bahsedersen ve bana
Abdurrahman Önen’den Aldığım Mektup
Sevgili Müslüm, merhaba.(1) Sana yazılan mektupları şimdi okudum.(2) Mektupların ikisi de pozitif değerlendirme niyetiyle yazılmış ama ben birincisini yani Huneyn Kaygusuz’unkini daha çok beğendim, belki de içerden olduğu için:) Huneyn’in mektubu ile ilgili birkaç şey yazmak istedim. 1-Diyor ki; “İlk göze çarpan ve çok sevdiğim bir kaya var ki, adı Kevirê Mistê Sor’dur.” Bu beşyüz ton ağırlığında olduğunu söylediği kayanın fotoğrafı ve bu kayaya niye “Kevirê Mistê Sor” denildiğini istiyorum. Bizim Derik’te “Kevirê Ker-Sağır Taş” dediğimiz bir kaya vardı, sabahları çalı toplamaya giden kadınların, akşama doğru da tur atan erkeklerin önemli uğrak yerlerinden birisiydi bu sağır taş, ama ne yazık