Zamanın durdurulmaz akışının bir sonucu olarak bizim kuşak sonbaharına girdi gibi. Yavaş yavaş sararıp dalından düşen yaprak misali arkadaşlarımız hayattan birer birer düşüyor. Bu düşenlerin arasına maalesef Süleyman Talay da katıldı. Süleyman Talay, “kas hareketinin kontrolünden sorumlu sinir hücrelerinin hasarından kaynaklanan nadir
“Jiyana Nîvkuştiyan”
Bir tanıdığımın, bir arkadaşımın, bir yoldaşımın kitap yazmasından her zaman mutlu olmuş ve gurur duymuşumdur. Sevgili dostum Salih Şimşek kendi anadilinde, Kürtçe yazdığı hayat hikâyesi “Jiyana Nîvkuştiyan”(*) ismiyle Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı’nın, Sosyal Tarih Yayınları arasında kitap olarak yayımladı. TÜSTAV, bildiğim kadarıyla, yayın tarihinde ilk defa bir Kürtçe kitap yayınlayarak; bir ilki gerçekleştirdi ve böylece önemli bir gelişmeye imza atmış oldu. Çok önemli bir gelişme, hem Salih Şimşek’i ve hem de TÜSTAV’ı bu nedenle kutluyorum. Salih arkadaşım, güngörmüş, her şeyi anlamaya çalışan, kendisi ve çevresiyle uyumlu, karşısındakine pozitif enerji veren türden Kürtçeye âşık bir dostumdur. Onunla ortak bir geçmişimiz
Beşir Doğan Yoldaşımın Anısına…
Beşir Doğan yaşama enerjisi tükenince her şeye elveda deyip aramızdan ayrıldı. Ölüm de doğum gibi hayata aittir. İnsan kendi kaderini yaşamaktan kaçınamaz. Yoldaşım Beşir Hocamla birlikte olduğum çok anlar ve anılarım var. Bu nedenle, devrimci olma şerefine ermiş olanlardan biri olan Beşir Doğan’ı hoşgörünüze sığınarak biraz anlatmak istiyorum. Mehmet Beşir Doğan, 1954 doğumlu olup Diyarbakır Merkez Güzelköy nüfusuna kayıtlıdır. Öğretmendi. Diyarbakır Dibek köyünde öğretmenlik yaparken 3 Kasım 1982’de gözaltına alındı, sorguda ağır işkenceler gördü, çıkarıldığı mahkemece 15 Aralık 1982 tarihinde tutuklanıp lanet olası Diyarbakır 5 Nolu Askeri Cezaevi’ne gönderildi. Burada, baskıların en yoğun olduğu dönemde, yaklaşık iki yıl tutuklu kaldı.
Eski Zamanlarda Üçevler
Üçevler’de herkesin yerine nöbete kalan Anam Hava Üzülmez’e… hüzün sarıncakayan bir yıldız gibi düşersin aklıma.ahhh… üçevler…dut ağacının gölgesinde kaldı gençliğim. Üçevler; Makam Dağı’ndan bazen çok sert, bazen de serin esen rüzgârların dokunuşuyla okşanan, yaşamımda geçmişe doğru uzanan biraz puslu, biraz silik, biraz da duru hikâyelerin izlerini taşır; Makam Dağı’nın eteğinde, Goconun Tepesi önünde bahçeler içinde Saray Mahallesi’nin bitim noktasında yer alırdı. Çocukluğumun, deli dolu gençliğimin özgür fukara mekânıydı. Anılarımın hayali gözlerimin önünde. Bahar geldiğinde bahçelerimiz gelinlik genç kızlar gibi süslenirdi. Çiçek kokuları, kuşların cıvıltıları, Abdullah dede ve Zeki amcanın arı kovanlarından çıkan arılarının vızıltıları her tarafı sarardı. Gönülleri hoş
Güzel İnsan Kamil Sümbül’ün Ardından
Çermiğin Sümbül’ü soldu. Dün Kamil Sümbül’ü kaybettik. Ben bir dostumu, Kürtler bir değerini yitirdi. Kürt halkının özgürlük ve kurtuluş mücadelesinin bir neferiydi Kamil, devrime giden yolu nihayetinde yıldızlara yükselmede buldu. Bedenini Stockholm’de toprağa bırakıp ruhu nereye uçacağını bilen bir beyaz güvercin gibi gökyüzüne uçtu. Ölüm geri dönüşü olmayan bir sondur, insanın sevdiklerinden kopmasıdır. Diyarbakır 5 Nolu Cezaevi’nde “Ana, Esas Duruşa Geç!” diyen “Sivas Sürgünü” yok artık, her şeyi olduğu gibi bırakıp sessizce gitti. Geriye mücadele ile yoğrulmuş anılar ve temiz bir isimi miras bıraktı. Biliyorum. Ölüm, yaşamın doğal olgularından biri, ama insanın sevdiği birini kaybetmesi de dayanılması çok zor bir
Batman’dan Kızıl Bir Yıldız Kaydı
Zamanın durdurulmaz akışının bir sonucu olarak bizim kuşak sonbaharına girdi gibi. Yavaş yavaş sararıp dalından düşen yaprak misali arkadaşlarımız hayattan birer birer düşüyor. Bu düşenlerin arasına maalesef Süleyman Talay da katıldı. Süleyman Talay, “kas hareketinin kontrolünden sorumlu sinir hücrelerinin hasarından kaynaklanan nadir bir nörolojik hastalık” olan ve kısaca ALS olarak bilinen hastalıktan uzun süre tedavi gördü, hastalığı ilerleyince de Batman’da hastanede yoğun bakıma alındı ve bir süre burada direndi, ama amansız hastalık sonunda nefesini kesti, 7 Eylül 2023 günü yaşama veda edip aramızdan ayrıldı. Ölüm, insanın en sert düşmesidir doğadan. Bir devrimcinin doğadan düşüşü sıradan bir insanın düşüşüne benzemez. Ben,
Salih Şimşek’ten Zifqarê Gulo İle İlgili Aldığım Mektup
“Evet.Sevgili Dostum Müslüm. Erganili Dengbêj Zifqarê Gulo’nun aramızdan ayrılışına dair “Dengbêj Zifqarê Gulo’nun Ardından” başlıklı makalenizi okudum… Dengbêj Xalê Zifqar’ı, hem dünyasını değiştirmeden önce, yani yaşarken; “Çayönü’nden Ergani’ye Uzun Bir Yürüyüş” adlı kitabınızda ve hem de dünyasını değiştirdikten, yani aramızdan ayrılıp gitmesinden hemen sonra, 30 Mayıs 2023’de onunla ilgili yazmış olduğunuz bu makalenizden ötürü hem çok sevindim, hem de tüm gelmiş geçmiş Kürd kültürü ve değerleri için çaba sarf eden bu tür kişiliklerin yani dengbêjlerin; sağ iken yaşadıkları yoklukları, yoksullukları ve hak etmeleri gereken olağan üstü değerleri; tarafımızdan neredeyse hiç bilinmeden; dünyalarını değiştirirken ki o ortak makûs kaderlerine: (Şakiro’dan Seyîtxanê
Tahir Yüksel’den Aldığım Mektup
Saygıdeğer Müslüm Ağabeyim merhaba, Nasılsınız, iyi misiniz? Umarım iyisinizdir. Yılmaz Güney üzerine hazırladığım “Karanlıktaki Işık YILMAZ GÜNEY” kitabımı size bir arkadaşınız ulaştırılmış. Kitap hakkındaki yazınızı büyük bir mutlulukla okumuştum.Yeni kitabımı da görmenizi istedim. “Endişesiz bir ülke, endişesiz bir dünya için… Yılmaz Güney” kitabı sergide kullanılan fotoğraflardan yola çıkılarak hazırlanmış bir Yılmaz Güney özetidir. Kapak hariç yine benim hazırladığım, editörlüğünü yaptığım bir çalışmadır. Yılmaz Ağabeyimle Ankara Cezaevi’nde önce yazışarak tanıştım. Onu kaldığı ceza evlerine görmeye gittim. Çok iyi dost olduk. Beni bütün ailesiyle tanıştırdı. En son Isparta Cezaevi’nin bahçesinde beraber volta attık. Onu kaybettiğimiz güne kadar da bu dostluğumuz sürdü. 1968
Gün Zileli’ye Gönderdiğim Mektup
Sevgili Gün Zileli Ağabeyim, Merhaba. Size cevap vermede biraz geciktiğim için lütfen kusuruma bakmayın. Şehirlerarası bir yolculuk, bazı yapılacak işlerimin olması, eski dostlarımı ziyaret etmem bu gecikmeye neden oldu. Ancak, az önce bilgisayarımı açma fırsatım oldu ve açar açmaz da hemen size bu mektubumu yazmaya başladım. Öncelikle “Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor” başlıklı yazıma göstermiş olduğunuz ilgi ve yazımı şahsi web sitenizde paylaşmanız nedeniyle size en halisane duygularımla teşekkür ediyorum. Geçmişte siz Çin yanlısı, ben Sovyet yanlısı biriydim. Yıllar sonra hayat bizi ortak bir noktada buluşturdu. İyi de oldu. Sizinle tanışmam benim için bir zenginliktir, sevinçliyim. Yazılarınızı Artıgerçek sitesinden takip ediyorum,
Gün Zileli’den Aldığım Mektup
Mektup, 29 Mart 2023 tarihinde yayımlanan “Bazı Şeyler Maalesef Unutulmuyor” başlıklı yazımı kendisine göndermem üzerine gönderilmiştir. Müslüm arkadaş, merhaba,Mektubunu aldım, yazını okudum.Bugüne kadar kitabıma(1) ilgi gösteren ve dönüş yapan iki kişinin geçmiş ya da bugünkü siyasi kimlikleri çok ilginç: Bunlardan biri, eski TKP’li olan sen; diğeri ise, yeni TKP’nin başkanı olan Kemal Okuyan.Fakat elbette bu ikisi farklı nitelikte. Kemal Okuyan, bildiğin gibi, sarsılmaz (bugüne kadar en azından) bir Stalinisttir. Kitabıma neden ilgi gösterdi ve benimle (o sırada pandemi vardı), HY hareketi kökenli eski arkadaşım Asaf Güven Aksel aracılığıyla bağlantı kurup neden internet üzerinden kitap hakkında online görüşmek istedi? Dostça bir
Hasretinde Tuz Üşür Kitabı Hakkında Yazdığım Mektup
Sevgili Arkadaşım Cumali Eşsizoğlu,Arkadaşım, öncelikle böyle güzel bir kitabı(*) yazmanız nedeniyle sizi kutluyorum. Kadir kıymet bilip bir tane de imzalayarak bana göndermenizden dolayı teşekkür ediyorum.Kitabın baskısı, kapağı, sayfa boyutu, kâğıt kalitesi güzel.Şiirlerde biçim güzel, içerik sanki biraz sorunlu gibi. Bazı sözcükleri çok kullanmışsın, bazen sanki aynı şeyleri farklı bir şekilde anlatmışsın. Bu anlatımları da çoğunlukla sevgiliye seslenircesine anlatmışsınız. Şiirlerin tümüne baktığımızda şiirlerde acı çok işlenmiş, biraz arabesk kokuyor sanki.Oysa yaşamda çok çeşitlilik vardır; ve bunların her biri insanlarda farklı duygular yaratır. Kalemin güçlü, sözcükleri seçmen ve bunları tespih tanesi gibi dizelerinde dizmen çok güzel. Bu nedenle olaylara, olgulara çok geniş