Gazetemizin köşe yazarlarından Müslüm Üzülmez’in kişisel web sitesi www.uzulmez.site yayın hayatına başlamıştır. Yazarımızın web sitesinde gazetemizde yayınlanmış yazıları dışında, basılmış kitapları, değişik gazete ve dergilerde çıkmış yazıları, teknik yazıları ve daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yazıları ile kendisi ve kitapları hakkında basında
“Yaptığın İşkenceler Bile Müebbet İçin Yeterli”
Darbe mağdurları ve hukukçular, Evren’in yaptığı işkencelerin bile müebbet hapis istemine yeterli olduğunu söyledi. Darbenin mimarları Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya’nın Avukatı’nın sunduğu itiraz dilekçesinde darbe yapmanın suç olmadığını iddia etmesi büyük tepkiye neden oldu. Bir fiili yapmaya teşebbüsün suç olması o fiilin yapılmasının da suç olduğunu gösterdiğini belirterek, darbe suç olmasa dahi 12 Eylül’de yapılan işkencelerden Evren’in müebbet hapis cezası alabileceğini söyledi. İşkence mağdurları ise kendilerine yapılan işkencelerin cezasının bile milyonlarca yıllık hapis cezasını gerektirdiğini dile getirdi. Kenan Evren’in darbeden yargılanmasa dahi, sırf darbe döneminde yaptığı işkencelerden dolayı ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum edilebileceğinin altını çizen Avukat Hasan İlter, “Kenan
Kemal Daysal
M. Sehmus Güzel 13 Şubat 1967’de Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) kuruluşunda Kemal Daysal Maden-İş Sendikası delegesi olarak yerini aldı.(1) Kemal Daysal makine mühendisi olduğundan beri ve mutlaka daha önceki yaşam diliminde de hep örgütçü oldu. Hem bir, bazen birkaç örgüt içinde yer aldı, hem bizzat kendisi örgütledi. Daysal’ı öteden beri tanıyan dostlarından Ali Altınkanat bu konuda onun için şunları yazıyor : «DİSK’i 1975-80’lerde DİSK yapan ender sendikacılardan, Kemal Türkler’in yakın çalışma arkadaşı, 1976 ve 1977 1 Mayıs’larında kürsüde yanında yer alan, TÜTED (Tüm Teknik Elemanlar Derneği) İstanbul Şubesi, DİSK, Maden-İş, Birleşik Metal-İş Genel Sekreterliği ve DİSK Araştırma Dairesi
Sonuna Kadar Gidilsin
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, 12 Eylül darbesine ilişkin soruşturmasını tamamlayıp iddianameyi 12. Ağır Ceza Mahkemesine göndermesi, 12 Eylül darbesi mağdurlarını umutlandırdı. Milat’a konuşan 80 darbesi mağdurları, atılan adımların sonuna kadar sürdürülmesini istedi. 12 Eylül mağdurları, açılan soruşturma ile benzer olayların bir daha yaşanmasının da önüne geçileceğine inandıklarını ifade etti. FERHAT AÇIL Özel yetkili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 12 Eylül Askeri Darbesi’ne ilişkin başlattığı soruşturmayı tamamlayarak, iddianameyi 12. Ağır Ceza Mahkemesine göndermesi 12 Eylül darbesi mağdurlarını sevindirdi. Beklediğimiz bir adımdırMüslüm Üzülmez, darbecilerin hesap verecek olmasının Türkiye açısından önemli bir gelişme olduğunu söyledi. Üzülmez “Beklediğimiz arzu ettiğimiz bir gelişmedir. Kenan Evren ve arkadaşlarının hesap
Müslüm Üzülmez
Müslüm Üzülmez di 1950î de Erxeniyê ji dayikbûye. Dibistana seretayi, navîn û amadeyiyê li Erxeniyê xwendiye. Li Enqerê Fakulta Muhendis û Mîmariyê qedandiye. Wek muhendis di gelek dem û dezgehan de kar kiriye. Demekê di sendika Baysenê de kar xebitiye. Piştî 12ê îlonê di doza TKP ê hatiye girtin du sal di girtigehê de maye. Di gelek rojname û kovaran de nivisîye û dinivîse. Li Şaredariya Stanbulê wek muhendîs kar dike. Heta niha 12 pirtûkên wî hatine çep kirin. Ji wan çend ev in: Makam, makam çiçeği ve bülbül, Uzun yürüyüştür yaşamak, Ben ölmeden geldim komutanım. Türkçesi:Müslüm Üzülmez 1950 yılında
İşkencecileri Tanıyorum
12 Eylül darbesiyle ilgili ‘anayasayı ihlal’ suçundan yürütülen soruşturmaya ek olarak ‘işkence suçu’ soruşturması yapılıyor. Başlatılan soruşturmalar ise akıllara Diyarbakır cezaevini getirdi. Diyarbakır Cezaevi’nde yaşadığı işkenceleri unutamayanlardan Müslüm Üzülmez yaşananları Milat ile paylaştı. Ferhat AÇIL Diyarbakır Cezaevinde gördüğü işkenceler ve 12 Eylül Darbesi ile ilgili 06.06.2011 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurduğunu belirten Müslüm Üzülmez, Diyarbakır cezaevinden yaşanan vahşet ve işkencelerden ötürü başta Kenan Evren olmak üzere o dönemin yetkilileri hakkında yasal işlem yapılmasını talep ettiğini söyledi. 12 Eylül döneminde sol sendikaların ve gençlik hareketlerinin içinde aktif görev alan ve darbenin ardından uzun yıllar Diyarbakır cezaevinde yatan Şair- Yazar Müslüm Üzülmez,
Anılar ve Tarih Ya da Fırtınalı Yolun Yoldaşları
Ali Güzel Ortaöğretim 10.sınıflarda okutulmak üzere Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan (veya onay verilen) tarih kitabında Süryani’lere ilişkin düşmanlaştırıcı, rencide edici ifadeler üzerine, Süryani Cemaati dinî ve toplumsal önderlerinin -maalesef büyük medyada fazlaca yer verilmeyen- haklı sitemlerini içeren açıklamaları nedeniyle, marazî tarih modeli bir daha orta yere geldi. Objektif tarih yazmanın netameli ve belki de olanaksız denecek derecede zor olduğunu kabul ederim. Ancak tarih yazanın bunu yaparken kişisel ve sınıfsal öznelinden uzak durmaya niyet ve gayret etmesinin mümkün olduğunu düşünürüm. On yıllar boyunca tarih bilgisi diye yüzeysel, kof içerikli, saptırıcı anlatımlarla nesiller yetiştirildi. Yaşanmış çağın sosyal, ekonomik, kültürel yapısını, üretim-paylaşım ve
Yoldaş Koçero
Nurettin Değirmenci Papa Pius komünizme savaş açtı, Komünist Parti’ye üye olanların aforoz edileceğini söyledi. (13.7.1949) Adalet Partisi Antalya Milletvekili İhsan Ataöv, “Milliyetçi öğretmenler ayaklandığı gün içim müsterih olacaktır. Ölenler şehit, kalanlar gazi sayılacaktır” dedi. (23.5.1965) 12 Eylül”ün köklerini derinlerde aramak gerekir. Sevgili Müslüm Üzülmez”in anı kitabı Yoldaş Koçero insanı geçmişteki acı olayların tekrar içine sürüklüyor. Gerçeklerden kaçmak, onları uygun koşullarda yeniden yaşamak anlamına gelir. Geçmişteki acı-tatlı anıları insanlarla paylaşmak büyük görevdir. 12 Eylül Hareketi ve neden olduğu yıkımlar değişik açılardan inceleniyor. Bütün oluşumlar ihtiyaç ve tepki sonucu ortaya çıkar. Neden geri toplumlarda işkenceye ihtiyaç oluşuyor? Günümüzde bütün Afrika, Ortadoğu, Güney
“Yoldaş” Olan Koçero!
Edip Polat “Yoldaş Koçero” adı ilk etapta “Koçero’nun yoldaş olanı da mı var?” diye bir soruyla karşılanabilir bildiğimiz “Koçero”nın özelliklerinden… Ama bu bir kitap adı, hem de bir komünistin anıları. Yakın tarih yazımının biraz da anılardan oluşacağı muhakkak, bu yüzden yazar Müslüm Üzülmez’in bu anı kitabı aynı zamanda devrimci hareketin gelişiminin aynası. Müslüm benim 5 noluda, o nefessiz ortamda, o “faşist sunum” günlerindeki koğuş arkadaşım. Burada geçen günlerin bir kısmını da kitabına almış, bizden bazı anılar eklemiş, ellerine sağlık. Üzülmez’in kitabı devrimci tarihe, alternatif tarihe katkıdır diyoruz ama, aslında daha çok da bir TKP tarihidir yazarının özel konumundan, eski bir
Yoldaş Müslüm Üzülmez
M. Şehmus Güzel «Uçurumu sevenlerin kanatları olmalıdır.» Nietzsche Müslüm Üzülmez 1950’de Ergani’de doğdu. Hemşerimdir. Hatta neredeyse akrabamdır. Benden iki veya üç yaş küçük kardeşlerimle arkadaştır. Aynı yollarda yürümüş, şirin, sakin, görmüş ve geçirmiş, bilge kasabamızın tozlu küçelerinden geçmişiz. Ayrı zaman dilimlerinde belki ama aynı coğrafyada hep. Aynı pınarlardan su içmişiz, aynı ağaçlardan erik, elma, armut, dut, nar, kaysı, çağla, dağdağan, badem, ceviz, böğürtlen, aluç yemişiz. Aynı günlerde bağbozumu yapmış, nazlı ve dolgun üzüm salkımlarını özenle dalından koparmış, tadına bakmış, şıra, pekmez, pestil, sucuk yapmışız. Analarımız, nenelerimiz, bacılarımız, teyze ve halalarımız, teyze ve hala ve amcalarımızın kızları yapmış biz seyretmiş ve
Koçero’nun Yoldaşlığı
Şeyhmus DİKEN Ailesinin (uzak, yakın) fedakârlıklarının da çok hüzünkâr örnekleriyle bezenmiş bir yakın tarih hafıza kitabı Müslüm Üzülmez’in Yoldaş Koçero’su. “Koçeroruhunu teslim etme!sakın ele verme!onurunu koru, küçülme!umudunu tüketme!dayan…” Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı’nın (TÜSTAV) Türkiye’nin toplumsal hafızasının yitip gitmemesi perspektifinden hareketle değerli yayınları var. Bunlardan beni en fazla ilgilendirenler, “Sarı Defter” başlığı altında yayınlanan kitapları. TÜSTAV, haklı olarak künye bölümüne bir not düşerek diyor ki; “Sarı defter bir zamanlar ilkokulda herkesin kullandığı ortak defterdi. Kâğıdın, kalemin değerli olduğu zamanlar. Sarı defter, kurşun kalem, tahta kurşun kalem sapı, boyuna (ortasından geçirilmiş iple) asılan silgi…” Bu gerekçeyle sarı samanlı çizgisiz defterlere yazılmış