Gazetemizin köşe yazarlarından Müslüm Üzülmez’in kişisel web sitesi www.uzulmez.site yayın hayatına başlamıştır. Yazarımızın web sitesinde gazetemizde yayınlanmış yazıları dışında, basılmış kitapları, değişik gazete ve dergilerde çıkmış yazıları, teknik yazıları ve daha önce hiçbir yerde yayınlanmamış yazıları ile kendisi ve kitapları hakkında basında
“Çiftçinin Dünyası”
Misbah HİCRİ İlk bakışta, kitabın ismi sanki çiftçilikle ilgili (sürüm, dikim, biçim) bilgiler veriliyor sanırsınız. Kitabın sayfalarını çevirdikçe yaşamın direngenliği içinde ki bir insanın hayat mücadelesini görürsünüz. Her insanın yaşadıkları onun en büyük eseridir. Kitap iki kısımdan oluşturulmuş; birinci kısmı sosyal, kültürel, toplumsal, yaşam, anı, günlük notlar ve değerlendirmeler… Bu da çiftçinin ufkunun ne kadar geniş olduğunun ifadesi olsa gerek. İkinci kısmı şiirlere ayırmış. Ben şimdilik sadece kitabın birinci kısmıyla yetiniyorum. Fırsat bulduğum da şiirleri üzerinde de ayrı bir değerlendirme de bulunmaya çalışacağım. Çünkü şiirlerini okuduğum kadarıyla değerli buldum. Bu kitabı, kitabın mizanpajını yapan öteden beri görüştüğüm zaman zaman karşılıklı
Karcılık
Mehmet Ünal Taşpınar/Manşet Yazarlar Karcılık çok zahmetli bir iştir. Kışın yağan kar, dağlarda kayaların güneş almayan tarafında gölgelik kısımlarda istiflenip saklanarak yazın kavurucu sıcağında içilecek suyun, ayranın veya şerbet gibi içeceklerin içine atılırdı. Ayrıca dondurma yapımında kullanılırdı. Yazları içine kar atılmış soğuk içecekler sıcak havalarda yürek ferahlatırdı. Kar basarken, önce dağda kayaların dibinde veya oyuğunda güneşten fazla etkilenmeyen bir yerinde yer seçilir. Seçilen bu yerin taşı ve toprağı atılır, yer temizlenir ve düzeltilir. Üzerine saman ve tuz serpilir. Sonra bu düzeltilen yerin üzerine bir kat kar, bir kat tuz atılır ve küreğin tersiyle, loğla sıkıştırılır. Bu sıkıştırılmış kar yığınının üzerine
Müslüm Üzülmez, St. Petersburg İzlenimleri ve Dicle Vakitli Gecelerde Yazılanlar
Asmaaltı Yayınevi, İstanbul, Ekim 2017, 340 sy. Şehri, 1703’te bizimkilerin “Deli”, Rusların “Büyük” dediği Çar Petro kurmuş ve ismini de Petrograd bırakmış. Petro, bataklık üzerine bu kenti kurdururken önceleri ahşap malzeme kullanmış, ancak çıkan yangınlar nedeniyle Rusya’nın başka yerlerinde taş bina yapılması yasaklanmış, ne kadar taş ustası varsa hepsi buraya getirilmiştir. Kente gelen her gemi ve taşıma aracının taş getirmesi zorunlu kılınmıştır ve savaş esirleri köle gibi çalıştırılarak kan ve gözyaşı karışımıyla taştan bir kent yaratılmıştır. 1712 tarihinde Rusya’nın başkentini Moskova’dan Petersburg’a taşıyan da yine Çar Petro’dur. Petersburg bu tarihten itibaren Çarlık Rusya’sına 200 yıl başkentlik yapmıştır. Yani tarih ve
St. Petersburg İzlenimleri Ve Dicle Vakitli Gecelerde Yazılanlar
İsa Tekin Sevgili Müslüm Üzülmez Abem, 02.11.2017 tarihinde imzalayıp gönderdiğin “St. Petersburg İzlenimleri Ve Dicle Vakitli Gecelerde Yazılanlar” kitabınız 09.11.2017 tarihinde elime geçti. Çok mutlu oldum ve zevkle okudum. Aslında okuduğum kitaplara yazı yazmayı beceremem. Ama bu kitabı okurken bende çok farklı duygular uyandırdı. St. Petersburg İzlenimleri bölümünü okurken o insanların tarihlerine sahip çıkış şekli ve korumaları beni çok derinden etkiledi. Beynimde oradaki tarihi eserlerin değeri kıymeti ve korunması, diğer taraftan kadim şehrim Diyarbakır (Amed) Sur ilçesinin durumu ve şehrin yerle bir edilişini, Diyarbakır’ın dokuz bin yıldır yaşayan ruhunun ve kalbinin sökülüp parçalanmasını, yok edilişini, ruhunun yakılıp yıkılan molozların altında
Ana Esas Duruşa Geç!/Önsöz(*)
Cesaretin, Onurun ve İnsanlığın Sınandığı Mekân: 5 Nolu takvim yaprakları solsa dayaşananları unutmak mümkün değilolaylar bir bir geçer kaydabeyinde hafıza dosyalarına unutmadım!zindanların uğultusu kulaklarımı her çınlattığındagün batımı hüznünde yüreğimin derisi yüzülürgöz bebeklerime takılır resminseni gördüğümde bil ki güzelimgöz yaşlarımı esirgemeyeceğim Sonbahar, hüzünlü derinliğinin yanında sessizliği, huzuru hatırlatan ve yalnızlık hissiyle gelen kısa bir duraklama mevsimidir. Diyarbakır’ın bu mevsimde kendine has bir yanı vardır; sabahların efsunlu güzelliğini gurur ve övünçle üzerinde taşımak için sabırsızlanır. Karacadağ tatlı eser, Dicle’nin akışı daha da nazlı olur. Ağaçlar ışıltılı gelinliğe dönüşen yapraklarıyla renk cennetine dönüşür. Günün aydınlanmaya başlamasıyla insanların, güvercinlerin, serçelerin, arabaların çeşitli tonlardaki sesleri
Müslüm Üzülmez’in Yeni Kitabı St Petersburg İzlenimleri
Misbah HİCRİ “Ve Dicle Vakitli Gecelerde Yazılanlar” alt başlıkla yazılar merakımızı biraz daha artmaktadır. Kitabın kapağına ben gidip görmesem de yazılanlar, bize St Petersburg’un beyaz gecelerini, maviliklerini, hüzün ve sevgileri yanında taşın mimariye kattığı ahengi okudukça yüreğinin enginliğinde hissediyor insan… Kitabın içeriğinin paylaşılması elbette önemli… Bu kitabı dört bölüm yaparak, hem kitabın okumasına, hem de haz veren yazılarla başlanılmasına katkı sunmuş. Fotoğraflarla bezenmiş anlamlı bir çalışma… Birinci kısım mekânlar; Bu bölümde dünya gezileri St. Petersburg, Finlandiya gezilerine yer verirken doğduğu ve yaşadığı, ilişkisi olan şehirleri ilçeleri unutmamış. Tokat’ı, Çüngüş’ü Ergani’yi ve sair yerleri yazmayı ihmal etmemiş. Tarih ve doğal güzelliklere
Yazar Üzülmez’in Yeni Kitabı Çıktı
Yeni yayımlanan “St. Petersburg İzlenimleri Ve Dicle Vakitli Gecelerde Yazılanlar” kitabında; “Güneş, yaşam iksiri olan altunî ışığını evrene sunarken ayrımcı davranmaz; dağlara, denizlere, ülkelere, kentlere, canlı cansız tüm varlıklara cömertçe sunar ışığını, yaşama kaynaklık eder. Bizler, güneş ışınlarının hayat verdiği değişik coğrafyaları gezip toplumları gözlemleyerek muazzam bilgiler ediniriz ve bu bilgileri paylaşınca da bilgi dağarcığımızı, birikimimizi katmerleştirerek zenginleştiririz” diyor Müslüm Üzülmez. Üzülmez söylediğini yerine getiriyor yayımlanan kitabında. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dağıldıktan sonra Rusya’nın St. Petersburg (Leningrad) kentine gidişlerini ve bu gezilerde tuttuğu notları edindiği bilgilerle harmanlayıp zenginleştirerek kaleme almış olduğu izlenimlere yer vermiş ağırlıklı olarak. Leningrad’daki Kürdoloji çalışmaları
St. Petersburg İzlenimleri Ve Dicle Vakitli Gecelerde Yazılanlar
Yeni yayımlanan “St. Petersburg İzlenimleri Ve Dicle Vakitli Gecelerde Yazılanlar” kitabında; “Güneş, yaşam iksiri olan altunî ışığını evrene sunarken ayrımcı davranmaz; dağlara, denizlere, ülkelere, kentlere, canlı cansız tüm varlıklara cömertçe sunar ışığını, yaşama kaynaklık eder. Bizler, güneş ışınlarının hayat verdiği değişik coğrafyaları gezip toplumları gözlemleyerek muazzam bilgiler ediniriz ve bu bilgileri paylaşınca da bilgi dağarcığımızı, birikimimizi katmerleştirerek zenginleştiririz” diyor Müslüm Üzülmez. Üzülmez söylediğini yerine getiriyor yayımlanan kitabında. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dağıldıktan sonra Rusya’nın St. Petersburg (Leningrad) kentine gidişlerini ve bu gezilerde tuttuğu notları edindiği bilgilerle harmanlayıp zenginleştirerek kaleme almış olduğu izlenimlere yer vermiş ağırlıklı olarak. Leningrad’daki Kürdoloji çalışmaları
Harita (Metod Defteri)
M. Şehmus Güzel İyi çizilmiş bir harita bir bakışta birçok şeyi şıp diye anlamamıza yardımcı olabilir. İyi çizilmiş bir haritanın hele “altındakilere” ulaşabilirsek haritanın üstündekilerinin ve komşularının stratejisini ve jeo stratejisini anlayabiliriz. Bir harita, iyi çizilmiş bir harita, yinelemekte yarar var, cografya ve tarih dersleri verir, aynı zamanda derli toplu toplumsal meseleler, kimlikler, “aidiyetler” yumağıdır da. Anlatır anlamak isteyene. “Kimliğiniz?” diye sorulması bir rastlantı değildir bir haritada bir noktadan öbürüne geçmek üzereyken. Evet kimliğiniz? Kimliğimiz? Haritaları iyi çizmek, iyi okumak, yerinde ve haklı renklerle donatmak gerekiyor. Denizler mavi, dağlar kahverengi, vadiler yeşil olmalı, her şey iyi ve güzel çizilmeli. Peki
Dünyanın Haritası Yeniden Çizilirken (Tanıtım Yazısı)
Uzun bir süredir Ortadoğu yanıyor. Emperyal güçler, bölge devletleri, Müslüman Sünnî ve Şiî mezhep şeyhleri, İslamî şeriatçı örgütler ve daha birçok oluşum bu yangını sürekli harlıyor. Savaş uçakları bombalarıyla, tank ve toplar mermileriyle, canlı intihar bombacıları patlayıcılarıyla güzelim kentleri, kasabaları, köyleri, bağları, bahçeleri yakıp yıkıyor. Tarihî mekânlar onarılmaz biçimde harabeye dönüyor. Acı, gözyaşı, açlık, hastalık, ölüm, göç dalga dalga yayılıyor. Ortadoğu sanki bir satranç tahtası. Siyasi, askeri ve diplomatik operasyonlar hız kesmeden sürüyor. İttifakların sürekli değişiyor. Kürtler uluslararası bir statü elde etmenin, karşı olanlar ise bu arayışı durdurmanın peşinde. Sıcak gelişmelerin yaşandığı böylesi bir zamanda Müslüm Üzülmez’in Dünyanın Haritası Yeniden