Müslüm Üzülmez, Ergani Tarihinin Saklı Sayfası: ERMENİLER, İsmail Beşikci Vakfı Yayınları, Nisan 2016, İstanbul, 255 sayfa. SUNU Soykırımın 100. yılı için Ergani Ermenilerini konu alan bir yazı yazmayı düşünüyordum, ama sonradan arşivimde biriktirdiğim bilgilerden ve aile büyüklerimden dinlediğim anlatımlardan yola çıkarak kapsamlı
Kavas Mehmed ve Sofibekirler
Müslüm Üzülmez, Ali Haydar Üzülmez, Eşref Üzülmez, Abdurrahman Üzülmez,Asmaaltı Yayınları, Kasım 2022, İstanbul, 286 sayfa ÖNSÖZ Göçebe toplumlarda, daha doğrusu köylü anlayışının egemen olduğu toplumlarda tarih bilinci olmaz; bilgi, belge ve nesneler saklanıp korunmaz ve aile büyüklerinin anlatımları kayıt altına alınmaz. Bizler kasabada yaşamış olsak bile anlayış/zihniyet olarak köylü anlayışına sahip oluşumuzdan olacak ki aynı davranışı gösterdik; belgeleri, nesneleri koruyamadık, anlatılanları kayıt altına alamadık. Açıkçası, ben ve benim kuşağım akıl edip hiç düşünmedik bu gibi şeyleri. Geçmişimizin yok olup gitmesine seyirci kaldık. Örneğin Kavas Mehmed’e ait olan kalkan dedem Abdullah Üzülmez’de, kılıcı ise dedemin ağabeyi Zekeriya Üzülmez’deydi; Padişah tarafından kendisine
St. Petersburg İzlenimleri ve Dicle Vakitli Gecelerde Yazılanlar
Asmaaltı Yayınevi, Ekim 2017, İstanbul, 340 sayfa SUNU Güneş, yaşam iksiri olan altunî ışığını evrene sunarken ayrımcı davranmaz; dağlara, denizlere, ülkelere, kentlere, canlı cansız tüm varlıklara cömertçe sunar ışığını, yaşama kaynaklık eder. Bizler, güneş ışınlarının hayat verdiği değişik coğrafyaları gezip toplumları gözlemleyerek muazzam bilgiler ediniriz ve bu bilgileri paylaşınca da bilgi dağarcığımızı, birikimimizi katmerleştirerek zenginleştiririz. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) dağıldıktan sonra beş altı kez Rusya’nın St. Petersburg (Leningrad) kentine gittim. St. Petersburg’da gezerken notlar aldım ve bu notları edindiğim bilgilerle sonra zenginleştirdim. Kitap, ağırlıklı olarak bu izlenimlerimden oluşmaktadır. Devamında ise değişik zamanlarda ama çoğunlukla doğup büyüdüğüm coğrafyadaki mekânlara, sergi
Dünyanın Haritası Yeniden Çizilirken
Politika, Bilim ve Kültürle İlgili Yazılar Asmaaltı Yayınevi, Eylül 2016, İstanbul, 260 sayfa SUNU Bir süre önce çeşitli dergi, gazete ve sitelerde yazdığım yazıların bir kısmını -Ergani ve Erganililere dair olanlardan bir seçki oluşturup Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül adıyla basımını gerçekleştirdim. Kitabı yayınlamadaki amacımı da; “yazıların gazete sayfaları arasında eskiyip sararmasına ya da internet ortamının sonsuzluğunda kaybolup gitmelerine gönlüm razı olmadı, bu seçkiyi oluşturdum” diye yazmıştım. Yine aynı duygularla çeşitli dergi, gazete ve sitelerde yazdığım yazıların bir kısmından, yerel olandan daha çok genel mahiyette olanlardan yeni bir seçki oluşturdum. Bu seçkide yer alan yazıları Dünyanın Haritası Yeniden Çizilirken adıyla
Ergani Tarihinin Saklı Sayfası: ERMENİLER
Müslüm Üzülmez, Ergani Tarihinin Saklı Sayfası: ERMENİLER, İsmail Beşikci Vakfı Yayınları, Nisan 2016, İstanbul, 255 sayfa. SUNU Soykırımın 100. yılı için Ergani Ermenilerini konu alan bir yazı yazmayı düşünüyordum, ama sonradan arşivimde biriktirdiğim bilgilerden ve aile büyüklerimden dinlediğim anlatımlardan yola çıkarak kapsamlı bir çalışma yapmanın daha iyi olacağını düşünerek bu kitabı hazırlamaya karar verdim. Çalışmamı yaparken esas olarak mikro ölçekte toplumsal hafızanın tazelenmesini, yenilenmesini, geri gelmesini ve tarihin saklı sayfalarından çok ufak bir kısmını gün yüzüne çıkartarak dünün hatırlanmasını hedefledim; yerel ölçekte olsa da, tarihi biraz kirinden arındırarak toplumsal yüzleşmeye küçük bir katkım olsun istedim. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Osmanlı
Yazılı Kaynaklarda Çermik
Kent Işıkları, Kasım 2012, İstanbul, 228 sayfa Onuru, alınterini ve ekmeği kutsayan;çalışmayı erdem, tembelliği ayıplayanve hiç kimseye minnet etmemeyikendine ilke edinen rahmetli dedemFahri Değirmenci’ye ithaf ediyorum SUNU Çermik/Çermuk/Aberna tarihî bir yerleşim yeridir. İlçe olarak Diyarbakır’a bağlıdır. İsmini 3 km doğusunda bulunan kaplıcadan almaktadır. Diyarbakır iline 90 km. uzaklıkta olup, ulaşım Ergani üzerinden karayoluyla sağlanmaktadır. Güneyinde Siverek, kuzeyinde Çüngüş, doğusunda Ergani ve batısında Fırat nehri yer almaktadır. Yüzölçümü 1.032 km2, denizden yüksekliği yaklaşık 710 m’dir. 2011 verilerine göre nüfusu ilçe merkezinde 18.286, köylerde 32.164; toplam 50.450 kişidir. Çukur, Kale, Saray ve Tepe adlı 4 mahallesi, 77 köyü ve yaklaşık 38 mezrası
Yoldaş Koçero
Müslüm Üzülmez, Sarı Defter-TÜSTAV, Temmuz 2011, İstanbul, 226 sayfa. SUNU düne takılıp kalmadımdünü de hiç unutmadım Geçmişte yaşadıklarımın bir kısmını şiirlerimde, makalelerimde ve kitaplarımda değişik vesilelerle belli zaman aralıklarında kısa kesitler halinde yazdım. Sonraları yazdıklarımın derli toplu bir bütünlük içinde yazılmasının daha iyi olacağını düşündüm. Ayrıca arkadaş sohbetlerinde de yazan çizen biri olarak anılarımı yazmam isteniyordu. Belli bir döneme tanıklık etmiş veolayların içinde yaşamış biri olarak gençliğimi, umutlarımı, devrimci mücadeleye katılışımı, TKP’ye girişimi, soruşturmaları, işkenceleri, Diyarbakır Cezaevi’ni anlatmam gerektiğine inandığımdan Yoldaş Koçero’yu kaleme aldım: Hesapsız ve samimiyetle… Koçero, parti ismimdir. Ve Koçero isminin kitaba denk düştüğünü düşünerek hayat hikâyeme Yoldaş
Bir Uzun Yürüyüştür Yaşamak
-Basında Hakkımda Çıkan Kimi Yazılar- Müslüm Üzülmez, Titiz Yayınları, Kasım 2010, İstanbul, 145 sayfa. SUNU Basında şahsım ve daha çok da kitaplarım hakkında çok sayıda yazı yayınlandı. Bu yazılanların kimilerinden bir seçki yaparak kitap olarak yayınlamanın ve derli toplu bir arada olmalarının iyi olacağını düşündüm. Sonra da Bir Uzun Yürüyüştür Yaşamak adıyla yaptığım seçkiyi yayınlamaya karar verdim. Kitapta yer alan yazılarda övgüler var, yermeler var, eleştiriler var, düzeltmeler var. İlgi gösterdikleri için, zaman ayırdıkları için, emek harcayıp düşüncelerini yazdıkları için, yazanlara ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hepsinin başım gözüm üstünde yeri var. Kitabın ismini sevgili Celal Başlangıç’ın hoşgörüsüne sığınarak Radikal gazetesinde
Makam, Makam Çiçeği ve Bülbül
-ergani ve erganililere dair yayınlanmış yazılar- Müslüm Üzülmez, Titiz Yayınları, Mayıs 2010, İstanbul, 320 sayfa. Önsöz Ünlü sözdür: “Dünü olmayanın yarını olmaz” diye! Dün dediğimiz yaşanmış olandır, tarihtir. İnsanoğlunun birikimi, tecrübesidir. Ondan öğrenilir dersler çıkarılır. Bu tarih hazinesi hassasiyet gerektiren bir emeği hak eder. Bir terzinin kumaşa, marangozun elindeki tahtaya kazandırdığı kimlik gibi tarih çalışması da bir zan’atkârlık emeği gerektirir. Sabır, beceri ve ciddiyet ister. Sevgili Müslüm Ergani’nin dünü ve bugünü üzerinde kafa yoruyor. Müslüm Ergani’lidir. Osmanlı döneminde Ergani’ye yerleşen bir Osmanlı zabit ailesinden. Hemşehriyiz. Önemlisi dostuz. Müslüm Ergani’nin içinden. Aile kökeni itibariyle kentli. Ergani ve çevresine olan sevdası, onu
Gecenin Islığı (Şiir)
Müslüm Üzülmez, Kendi Yayını, İstanbul, 2002, 96 sayfa.Baskı: Ladin Matbaacılık Ambalaj San. Ltd. Şti. İstanbul Birinci Bölüm GECENİN ISLIĞI & öfkede, nefrette, sevgide duygularımız körelmesin. 1. bitkin düşürücü, uykusuz bitmeyen gecelerimdeanılara dalıp, gençliğimin coğrafyası gözümde tütünce,ayrılık acısı ince bir sızı gibi iner yüreğime;sevdiğim sesin kulağımda çınladığını işitirimve tatlı bir huzurla artık hiç gözümü yumamamkendi içimde yolculuğa çıkar, seni düşünürüm. ***tatlı titrek güzel sesine hasret kaldım. 2. ve düşünmekten uykularım kaçtıkça;sıkıntıdan, soğuğa teslim olmuş imansız istanbul’dagecenin karanlık örtüsü kentin üzerine çekilir-çekilmez:sana yürekten yakın olabilmek için, gün ışıyana kadartek başıma ıssız sokaklarda dolaşmak istiyorum.mülkiyetin çirkinliğine odaklanmış gündüzleri bunu yapamam. ***sözle, yazıyla anlatılamayan
On Bin Yıllık Tarihin Tanığı: HİLAR
Müslüm Üzülmez, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Mayıs 2009, İstanbul, 159 sayfa. ÖNSÖZ Bizler tarihimizle, geçmişimizle çok övünürüz, yaşadığımız topraklardaki kültür varlıklarının zenginliğiyle gurur duyarız, ancak; kültür varlıklarımızın korunması, yitirilmemesi, değerlendirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için gerekli gayreti göstermekte de yeterince sorumlu davranmayız. Örneğin, Ergani’yi ele alacak olursak, Hilar dahil olmak üzere -daha kültür varlıklarının nicelik ve niteliğini tam olarak ortaya koyan, bir envanter çıkarmış bile değiliz. Merkezî ya da yerel birimler bu konuda göz doldurucu bir çalışma yapmadı, yapmıyor veya yapamıyor. Oysa, dünya kültür mirasının evrenselliğini kabul ederek, binlerce yıldan bu yana gelen kültür varlıklarımızın yitirilmeden kurtarılması, korunması, gelecek kuşaklara