Yazının öncesi: Bir Mezuniyet Tezi: Ergani İlçesinin Monografisi Tarihi mekân ve yapılara sahip çıkmak çok önemlidir. Çünkü mekânlar, yapılar, kurum ve tarihi nesneler bir yerleşim yerinin kimliğini oluşturur. Nasıl kimliksiz bir insan hiçse, tarihi mekân ve yapılar da yok olduğunda/edildiğinde o kent
Erganili hemşerilerime güzel bir haberim var. 1966 yılında, “Ergani İlçesinin Monografisi” adıyla hazırlanan ve içerisinde Ergani ile ilgili güzel fotoğrafların bulunduğu bir mezuniyet tezi elime ulaştı. Tezi İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Enstitüsü öğrencisi Gülden Uluğ hazırlamış. Gülten Uluğ’u şahsen tanımıyorum. Kanımca
Her ailenin, her aşiretin, her halkın ve her bir mekânın bir tarihi vardır. Sadece bunlarla sınırlı değil; avcılığın, futbolun, tarımın, sanayinin, siyasetin, ekonominin, bilimin, sinemanın, şiirin, müziğin, güzellik yarışmalarının da tarihi vardır. Bir yerleşim yeri, bir mekân olarak Ergani’nin de çok eski
Yazının öncesi: Bölünme ve “Bölünmenin Acısı” (I) (Geçen haftadan devam…) “Hindistan bölündüğünde alt kıtada (Asya’nın güneyinde demek isteniyor-M.Ü.) yaklaşık yüz milyon Müslüman yaşıyordu ve bu her beş kişiden birine tekabül ediyordu. Bunlardan altmış milyonu, doğuda ve batıda, Pakistan vatandaşı olarak dünyanın en
Okunan bir kitap bazen insana bir yazı yazdırır. Kitaplığımda okunmayı bekleyen Bölünmenin Acısı(*) kitabını elime alıp okumaya başlayınca aynı şey başıma geldi ve bilgisayarın başına geçtim bu yazıyı yazmaya başladım. Pusulası bozulmuş zamanımızda bölünme olayını ve Bölünmenin Acısı kitabını anlatmanın bir faydası
Kronovirüs günlerinin hayatımıza getirdiği bir değişiklikte evlerde rakı yapma işinin çok ileri boyutlara ulaşması oldu. Son yıllarda her tür alkollü içkiye yapılan yüksek oranda zamlar sonucu evlerde rakı yapımının yaygınlaşması; yazılı, görsel medyada bu konuya sıkça yer verilmesi, sosyal medyada rakı yapım
Abdurrahman Demir(*) Sevgili dostlar, yılların dostluğuyla bu güne kadar birlikte geldiğimiz, sevgili dostum MÜSLÜM ÜZÜLMEZİN, Büyük emek vererek, bizlere kazandırdığı bu güzel eseri, soluksuz okudum dersem abartmış olmam. Eserin Önsözünü, Ergani’mizin yetiştirdiği, büyük değerimiz, ALİ GÜZEL (emekli hakım, Anayasa Mahkemesi üyesi) ağabeyimiz
Orhan YAZGAN Korona virüs hayatımızda var olan birçok kavramı, yaşam alışkanlıklarımızı ve en çokta sosyal ilişkilerimizi etkiledi.Hastalığın yayılması ve ülkemizde görülmesinin ardından, hayatımıza farklı ve yeni olan bir kavram dahil oldu. ‘SOSYAL MESAFE’Tüm haber programlarında, uyarılarda, afişlerde, reklamlarda, cami hoparlörlerinde, polis otosu
“Artık yalnızca sese sığınıyoruzIşıklı geceye.Kime gideceğiz,Hangi sözle anlatacağız acıyı,Hangi dilde bağışlanmayı dileyeceğiz?Bize saf bir başlangıç gerekliKelimelerin gün doğumunda” -Bejan Matur İnanılması zor ve sonuçları hiç de iyi olmayan günler yaşıyoruz. Koronavirüs denilen küçücük bir şey esir aldı bizleri. Yaşantımızı sil baştan değiştirdi.
Kamil Sümbül İnsan yaşamında karşılaştığı bazı rastlantılar var ki, yaşamı boyunca insanı etkileyebilir. Bu etkileyen bir kişi olabileceği gibi, bir olay, okuduğu bir kitap, ilk aşkı veya dinlediği bir müzik aletinin sesi de olabilir ve bu giderek yaşamında bir hobi/tutku bile oluşturur.