Kartallar özgür ve asildir. Kartalları özgür ve asil yapan, dorukları beyaz karlarla örtülü asi yüksek kayalara yuvalarını kurduran ve gökyüzünde, çok yükseklerde uçmasını sağlayan güçlü kanatlarıdır. Bir kartalın kanatları kırıldı mı veya tüyleri yolundu mu ne yüce dağların sivri kayalarına yuva yapabilir
“Hazır olunMutsuzluk doğuran günlere karşı çıkacağız.” -Nalân Uluğ Tam 40 yıl önce, 8 Temmuz 1965 tarihinde Türkiye’nin ilk öğretmen sendikası -Türkiye Öğretmenler Sendikası TÖS- 1962 Anayasası’nın kamu çalışanlarına sendika kurma hakkından yararlanarak Ankara’da kuruldu. Genel başkanlığına öğretmen kökenli yazarlardan Fakir Baykurt getirildi.
Tarih kitapları nedense hep sultanları, padişahları, beyleri ve paşaları anlatır. Kurtuluş Savaşı’nı da Türk kurtuluş savaşı olarak anlatır. Ben, bunların dışına çıkarak kendileri hakkında çok şey duyduğum insanları; kanıyla canıyla cephelerde savaşmış, ama tarihleri, hikâyeleri yazılmamışları: İbrahimleri, Seferleri, Recepleri, Hüseyinleri, Ömerleri, Cemalleri,
Naci Gümüş İnsanlık kültür tarihini, Mezopotamya ve Anadolu kültürünü ortaya çıkaran yerdir Çayönü. 1946 yılında Prof. Kılıç Kökten, 1962’de Prof. Halet Çambel ve Prof. Robert J. Braidwood tarafından Ergani’de Çayönü’nde tarihöncesi araştırmalar başlatılmış, yazılı olmayan bir kültür hazinesi ortaya çıkmıştır. Çalışmalar 1991–1993
“Bir parça yiyecek uğruna kendisini parçalayan, ne iffetini koruyabilir, ne de mutluluğunu. Her an Allah’ın yasak kıldığı sınırı aşma tehlikesi yaşar. Yoksulluk acısı çekenin gözü kararır, en korkunç işlere rahatça atar kendisini. Haramdan helalden sakınmaya bilir. Oysa zenginlik böyle mi? Zenginlerin yüreklerinin
“İyi bir düzen olsaydı dünyada,Doğru tartılsaydı insan onuru,Dünya sevilen dünya olurdu.Erdemli insanlar kalmazdı bir köşede.” -Ömer Hayam İnsan neden acı çeker? Bence insan bedeninde, yüreğinde ve vicdanında acıyı hissettiğinde, acı çeker. Eğer bir insan sosyal, siyasal, ahlâkî, dinî değerlerini yitirmişse, dünya yansa
Abdurrahman ÜzülmezTarih Bilim Uzmanı Çayönü’nden Ergani’ye Uzun Bir Yürüyüş adlı oylumlu kitabınızı okudum ve çok heyecanlandım. Bu çalışmayı yaptığınız için Erganililer size minnettar kalacaktır. Ayrıca ekonomik olarak gücünüzü zorlama pahasına yaptığınız bu işten dolayı, cesaretinize hayran kalmamak mümkün değil. Kitabın çeşitli yönleriyle
“Ve İsa halkı yanına çağırıp onlara dedi: Dinleyin ve anlayın; ağza giren insanı kirletmez; fakat ağızdan çıkan şeydir ki, insanı kirletir.”-Kitabı Mukaddes, İncil, Bap 15/10, s: 17. Her şey bir lokma için, nedir bu boğazın elinden çektiğimiz? Başta gelen temel içgüdülerimizden biridir
Eskiden yemeklerimiz kışın aralık’ta bulunan kara ocak’ta pişirilirdi. Köylerde ve bazı evlerde halen de pişirilmektedir. Yazın da, evimizin önünde kozik dediğimiz yığma taşlardan veya kerpiçten etrafı çevrili ocakta pişirilirdi. Ve en önemlisi, ekmeklerimiz ocak üzerinde sac’da pişirilirdi. En çok yediğimiz ekmek olduğundan,
Hz. Muhammed; “Az kaldı yoksulluk küfür oluyordu” diyor. Neden acaba? Yoksulluk, ülkelerin en önemli toplumsal sorunlarından biridir. Çok haklı olarak, Konfüçyüs; “İyi yönetilen bir ülkede, fakirlik utanılacak bir şeydir. Kötü yönetilen bir toplumda, utanç verici olan zenginliktir” demektedir. Bugün, açlık genellikle yiyecek