“Zihnim kendi zamanı içinde ilerlemeye ihtiyaç duyar, bir başkasının zamanına boyun eğmez!” -Rousseau. I. Kaybolan Meslekler Sanatçılar, yazarlar ve gazetecilerin yaşadığı dönemin tanıkları olduğu söylenir. Bu tanıklık, sanatçı ve yazarın uçsuz bucaksız düşsel dünyasında anı, fotoğraf ve yazılarında kalıcılaşırsa bir anlam kazanır.
Ergani’de bir ilk gerçekleşti.İlk defa günlük bir gazete Ergani’de yayın hayatına başladı.Bu, Ergani açısından tarihi bir olayıdır. Erganililer bundan böyle kendilerini ilgilendiren her konuda daha geniş bilgilenme şansını yakalamış oldular. Dahası, pasif bir okuyuculuğun ötesinde duygu ve düşüncelerini gazete idaresine yansıtıp, gazetenin
Başlık, Prof. Dr. Mehmet Özdoğan’ın yayınlanan yeni kitabının adıdır. Prof. Dr. M. Özdoğan, yüzümüzü ak eden bilim insanlarımızdan biridir. Yurtiçi ve yurtdışında arkeoloji biliminin sorunları, politikası, gelişimi ve uygulamaları üzerine toplantıdan toplantıya koşan, bilimsel yayın organlarında sürekli yazılar yazıp düşünce üreten, peş
“Bi ana çocığını hanki dille severse sevsin, heç fark etmez. Anaların dili onların yüreğinin sesidir.” (s. 493.) Bu satırlar, Mıgırdiç Margosyan’ın yeni yayınlanan Tespih Taneleri kitabından alıntı. Kitabı okudum; sürükleyici ve düşündürücü. Okuyanı kendi iç dünyasında yolculuğa çıkaran, kendi geçmişiyle yüzleştiren bir
“Siz nasıl bir yazar olursanız olun hatta dilediğiniz kadar başarılı ya da iyi bir yazar olun, son tahlilde çevirmendir sizi bir başka dilde var eden.” -Elif Şafak Dil en önemli iletişim aracıdır. Yabancı olduğumuz, bilmediğimiz dilde konuşulunca veya yazılınca, konuşulandan ve yazılandan
MÜSLÜM ÜZÜLMEZ, 1950’de Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ergani’de, yükseköğrenimini Ankara’da, Ankara Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Kimya Mühendisliği Bölümü’nde, 1977’de tamamladı. Çeşitli kamu ve özel sektöre bağlı işyerlerinde mühendis olarak çalıştı. Şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre
Haber-Yorum 23 Nisan kutlama şenlikleri başladı. “23 Nisan”, 23 Nisan 1920’te “Egemenlik kayıtsız şartsız milletinindir” şiarından hareket edilerek toplanan Birinci Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı gündür. Demokratik bir cumhuriyet özlemiyle halkımızın 23 Nisan Bayramı’nı kutlarken, elime geçen Milli Savunma Bakanlığı’nın hazırlamış olduğu
İstanbul-Fatih’te bulunan Millet Yazma Eserler Kütüphanesi’nin kurucusu, Osmanlı’nın son kitap kurtlarından bilge insan Ali Emîrî Efendi’nın topladığı fermanlar, beratlar, hatlar ve elyazması kitaplar İstanbul’da Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü salonlarında Millet Yazma Eserler Kütüphanesi ile birlikte
29 Mayıs bloguna gönderdiğim yazı http://29mayis1453.blogcu.com/2494386/ adresindeki sitenizde 5/4/2006 tarihiyle ve “Mola Gürani”(*) ismiyle yayınlanan yazı şahsıma aittir. Yazının sitenizde yayınlanması güzel bir olay. Bilgi paylaşıldıkça değer kazanır. Ama yazarın hakkini da unutmamak lazım. Yazının ne başında ne sonunda yazara yani şahsıma
Biranın tarihi çok eskidir, anayurdu da Mezopotamya’dır. Örneğin; Sümerlerde bira çok sevilen, bolca içilen bir içkidir. Sümer’de, MÖ. 6000’den başlayarak bira yapımı bir endüstri olma yolunda ilerlemiş ve çok ileri bir aşamaya gelmiştir. MÖ. 3500 tarihli bir tablette on altı çeşit biranın