“Bal suyu tatlıdır, şeker iyidir, ama kitabın tadı ikisinden de iyidir” –Turof Piskoposu Kiril Karikatürcüler söz ve yazı boyutundan sıyrılıp çizgilerle insanların hayal dünyasını zorlayarak zengin içerikli mizahla örülü eleştirici bir bakış açısıyla yalın olarak çizgilerin diliyle bizlere bir şeyler anlatırlar. Bazen
Müslüm Üzülmez, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, Mayıs 2009, İstanbul, 159 sayfa. ÖNSÖZ Bizler tarihimizle, geçmişimizle çok övünürüz, yaşadığımız topraklardaki kültür varlıklarının zenginliğiyle gurur duyarız, ancak; kültür varlıklarımızın korunması, yitirilmemesi, değerlendirilmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması için gerekli gayreti göstermekte de yeterince sorumlu davranmayız.
Bir gülistândır hayalim dil şüküfte bülbülOl gülistânın latîf âb-ı revândır sözüm.-Nef’î Bahar geldi… Mayıs, Kürtçe ismiyle Gulan ayına girdik. Mayıs, gül ayı, insanın kanının kaynadığı aydır. Gül, kokusunu hiçbir şey beklemeden dünyaya sunar ve ben güllerin kokusunu duyar gibiyim: Elimde olmadan, bu
“Ben Allahın hikmetinde şaşakaldım:Kürtler dünya devletinde,Acep ne sebeple kalmışlar boynu bükük,Hepsi birden niçin olmuş mahkûm?” -Ehmedê Xanî Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Bağdat’a giderken uçakta gazetecilere Kuzey Irak bölgesel yönetiminden “Kürdistan” olarak bahsetti. Tepkiler üzerine biraz çark etse de, aynı anlama gelen “Irak anayasasına
Aslan Değirmenci 12 Eylül 1980 darbesi’nde yargılanan, haksız yere mahkûm edilen, işkence gören, arkadaşlarını gözleri önünde işkenceye kurban veren, kötü koşullardan dolayı sağlığını yitirenlerin bir itirazı var. 12 Eylül 1980 darbesi’nde yargılanan, haksız yere mahkûm edilen, işkence gören, arkadaşlarını gözleri önünde işkenceye
Nurettin Değirmenci’ye yazdığım bir mektup Dayı selam. “Suç ve Günah İtirafı”(*) başlıklı yazını okudum, hem de iki kez. Yazın güzel. Teşekkür ederim. Suç, günah ve itiraf olayının tarihsel gelişim sürecini ve bu edimlerin batı toplumu ile doğu toplumundaki algılanışını güzel bir anlatımla
1928 yılında İçişleri Bakanlığı Nüfus Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan Son Teşkilat-ı Mülkiyede Köylerimizin Adları isimli çalışmada Türkiye’deki tüm vilayetlerin tek tek merkez ve kazalarındaki köylerin sayı ve adları yazılmaktadır. Köy isimleri Latin harfleriyle ve hemen karşılarına ise Arap harfleriyle yazılışları bulunmaktadır Kitabın
Sn. Samuel Anders’ından Gelen Yazı: Merhaba Müslüm Bey,Öncelikle yaptığınız çalışmalardan dolayı sizi kutluyorum. Gerçekten güzel çalışmalar çıkartmışsınız.2008 yılında buradan Erganili bir arkadaşımla Diyarbakır’a gittik oradan yanımıza bir arkeolog alıp Mardin Diyarbakır Süryani Metropolü Saliba Özmen ile Diyarbakır Papazımız Yusuf Akbulutla birlikte Eğil
1983’te, 12 Eylül sonrası Diyarbakır Cezaevi önünde analar, babalar, bacılar, kardeşler, kızlar, oğullar sıkıyönetimin yaktığı sıcaktan kavrulurken, zebanileri de Cezaevinin içinde tutuklu ve mahkûmlara Cehennemi yaşatıyorlardı. Ben de Türkiye Komünist Partisi (TKP) Davası’ndan tutuklu biri olarak o Cehennemi yaşayanlardanım. Nisan 1983 olmalı.
Salname; bir senelik olayları topluca göstermek üzere hazırlanan eserler için kullanılan bir sözcüktür. Türkçeye Tanzimat’tan sonra girmiştir. Farsça “sene” demek olan “sal” ile yine Farsça “mektu”, “kitap” anlamına gelen “name” sözcüğünün birleşmesiyle oluşmuştur. Günümüzdeki karşılığı “yıllık”tır. Batılılar salname veya yıllık karşılığında “annuaire”,