Misbah HİCRİ Anılar bir fotoğraf albümü gibidir, gördükçe baktıkça bir yerlerinde bir yerler depreşir. Onlar sevdadan iz düşümler, onlar yüreğin sesi, onlar hasretlerin dinmeyen nefesidir. Bazen bir ağıt olur çöker sinenin derin boşluğuna, gözler dumanlanır süzülür istemesen de bir iki damla yanaklarda
Misbah Hicri’ye Tarihsiz ve Talihsiz Şiirler kitabı ile ilgili gönderdiğim yazı Değerli dostum Misbah Hicri,Merhaba. Tarihsiz ve Talihsiz Şiirler’in(1) tümünü okudum. Güzel. Duygu ve düşüncelerini sözcüklerle iyi ifade etmişsin. Kutlarım. Şiirlerin içeriğine yönelik bir şey söyleme hakkını kendimde görmüyorum. Çünkü yazılanlar sizin
Aslan DeğirmenciTanıkları, mağdurlarıyla bir zihniyet kodlaması: 12 EYLÜLÇIRA Yayınları, İstanbul 2011, s.69-101 MÜSLÜM ÜZÜLMEZ-Araştırmacı Yazar -12 Eylül neyi amaçladı? Soruyu doğru yanıtlayabilmek için 12 Eylül öncesindeki gelişmelere kısaca bakmakta yarar var. 12 Eylül öncesinde Türkiye 12 Mart Askeri Darbesinin etkilerinden kurtulmaya çalışıyordu.
Müslüm Üzülmez’in Yoldaş Koçero isimli kitabı, TÜSTAV (Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı) İktisadi İşletmesi Sarı Defter dizisi 20. Kitabı olarak Temmuz 2011’de yayımlandı. “Düne takılıp kalmadım/Dünü de hiç unutmadım” diye başlayan bu kitabında Üzülmez bizleri, 1965 yıllarında Ergani’de başlayan ve 1990 yılların
Müslüm Üzülmez’in Yoldaş Koçero isimli kitabı, TÜSTAV (Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı) İktisadi İşletmesi Sarı Defter dizisi 20. Kitabı olarak Temmuz 2011’de yayımlandı. “Düne takılıp kalmadım/Dünü de hiç unutmadım” diye başlayan bu kitabında Üzülmez bizleri, 1965 yıllarında Ergani’de başlayan ve 1990 yılların
Müslüm Üzülmez, Sarı Defter-TÜSTAV, Temmuz 2011, İstanbul, 226 sayfa. SUNU düne takılıp kalmadımdünü de hiç unutmadım Geçmişte yaşadıklarımın bir kısmını şiirlerimde, makalelerimde ve kitaplarımda değişik vesilelerle belli zaman aralıklarında kısa kesitler halinde yazdım. Sonraları yazdıklarımın derli toplu bir bütünlük içinde yazılmasının daha
Victor Hugo ”sürgünlük her yerde yalnız yaşamaktır” der.Değerli yazarımız Mehmed Uzun ise, bir yazısında, “bence sürgün, bir ayrılıktır; hüzünlü, sıkıntılı, kasvetli bir ayrılık. Sürgün, köklerinden koparılmaktır: zorla, baskıyla ya da mecburen.Sürgün, gidip dönmemektir.Sürgün insanı ise mecbur insandır; mecburen gitmiştir,mecburen orada yaşamaktadır” der.
“Sevgi gönülden gönle köprü kurmaktır.” (Newton) Her şey o kadar çok hızlı değişiyor ki, tutabilene aşk olsun. Değişim eskiden çok yavaş oluşurdu, şimdi kanatlanmış uçuyor. Şöyle bir 50 yıl öncesini ve bir de günümüzü göz önüne getirelim. Günlük yaşantımız başta olmak üzere
I. GİRİŞ 16.yüzyılda Çermik’te bulunan vakıflarla ilgili bilgileri ancak Osmanlı Arşivi’nde bulunan Tahrir Defterleri gibi defterlerden öğrenebiliriz. Osmanlı, imparatorluk sınırları içersinde düzenli Tahrir Defterleri tutturarak her şeyi kayıt altına almaya çalışmıştır. Tahrir, toprağın mülkiyet ve tasarruf hukukunu, reayanın (ahalinin, halkın) yükümlülüklerini belirlemek,
Rüzgâr Makinası, Harman Dökme ve Saman Ufalama Makinası İle Altın Kum Yıkama Makinası Hakkında Rapor
Bir Osmanlı Arşiv Belgesi Osmanlıca bu belgeyi Başbakanlık Osmanlı Arşivinden kendim çıkartım ve çevrisinin yapılması için Osmanlıca bilen tarih bilim uzmanı Abdurrahman Üzülmez’e gönderdim.Amca oğlu da, sağ olsun, beni kırmayıp çevrisini yapıp gönderdi. Belgenin çevrisiyle birlikte; “Belgede birkaç sözcük okuyamadım veya okuduğumdan